Yetiştiren değil, öğüten çark!..

A -
A +

Dün sabah iki spor gazetesinde iki haber okudum. Yazan genç meslektaşlarıma teşekkür ederim.    
“Genç iken” büyük istikbal vadeden ama büyük takımlara gidince, “nelerin olduğunu” anlatan iki futbolcu ile ilgili iki haberdi okuduklarım…
Ben o haberleri özetliyorum; “yarınların büyük yıldız adayı iki genç futbolcunun sonları” ne olmuş… Değerli okuyucularım, sizler de okuyun:
Fanatik’ten… “Galatasaray altyapısından yetişen Cafercan Aksu, Türk futbolunda gelecek vadeden önemli yıldız adayları arasında gösterilmesine rağmen kendisinden beklenen patlamayı bir türlü yapamadı. 2004 yılında Galatasaray altyapısının yakaladığı altın jenerasyonun en büyük kahramanlarından olan Cafercan; tekniği, oyun zekâsı ve duran toplardaki ustalığıyla herkesi kendisine hayran bırakıyordu. Genç millî takımlar seviyesinde 98 defa millî olan ve o dönem sol ayağını tabiri caizse ‘raket’ gibi kullanan Cafercan’dan geçen yıllar çok şey götürdü.”
Galatasaraylı genç futbolcu, Avrupa 19 Yaş Altı Takımlar Şampiyonası’nda “ikinci olan” Türk Millî Takımı’nın en önemli oyuncularından biri idi ve Galatasaray A Takım kadrosuna alınana kadar “genç millî takımlarda 98 defa millî olmuştu.” Ne var ki, Galatasaray A takımında şans bulması mümkün olmayınca, “Yetişsin, olgunlaşsın” diye kiralanmalar başlamış ve…
Bugün 33 yaşında olan Cafercan yıllarca Anadolu’yu turlamıştı; Çaykur Rizespor, Başakşehir, Orduspor, Gaziantep, Konya Şekerspor, Giresunspor, Boluspor, Tavşanlı Linyitspor, Karşıyaka, Kocaeli Birlikspor, Kırklarelispor, Darıca Gençlerbirliği, Hekimoğlu Trabzonspor, 1928 Bucaspor ve Somaspor…
Ne var ki, son kulübü de, siyah-beyazlı formayla 7 maçta görev aldıktan sonra onu kadro dışı bırakmış, tecrübeli oyuncu ile yollarını ayırdığını açıklamıştı...
Fotomaç’tan… Denizlispor altyapısından yetişen 18 Yaş Altı Millî Takımı’nın yıldızlarından olan Recep Niyaz, 2010’da Fenerbahçe’ye alınmıştı; 15 yaşında iken… Adım adım merdivenleri çıkmış ve Fenerbahçe A Takımı’nın kadrosuna girmişti.
“Sonrası” için, “Herkes bize şans verildiğine inanıyor. Açıp baksınlar bakalım, bize ne kadar şans verilmiş” diyerek söze başlayan Denizlisporlu Recep Niyaz, “Kupa maçlarında kendilerine verilen beşer, yedişer dakikalık sürelerin şans verilme ile ilgisinin olmadığını” belirtip “o günlerin Fenerbahçe’sini” anlatıyor:
“İki takım vardı, Fenerbahçe’de. Yedek takımda kaleci Mert Abi vardı, Serdar Kesimal, Orhan Şam, Sezer Öztürk, Krasic, Stoch, Bienvenue vardı. Mehmet Topal iki takımda da oynuyordu. Selçuk Şahin vardı. Bize bu süreçte ikinci on birde bile şans verilmiyordu. Biz sonradan monte ediliyorduk. Bize yeterli şans verildiğine inanmıyorum, hatta hiç şans verilmedi. Fenerbahçe’de her genç futbolcunun yaşadığı klasik hazin sonu ben de yaşadım. Fenerbahçe’ye transferim büyük hataydı. Avrupa’dan bir iki teklif gelmişti. Cesaret edemedim, keşke kabul edip gitseydim. Hatta Alex beni Brezilya’ya çağırdı. Gitmediğim için çok pişmanım. Artık kendimi Süper Lig’de ispatlamak istiyorum.”
İşte ülkenin en büyük dört kulübünden iki örnek, “altyapı” masalları için… Kim bilir “kaç yüz genç futbolcu”, aynı çarklarda öğütüldü; “yetiştiriciliğe dönüp bakmayan, ‘yarışmacı’ hocalıkta gününü gün etmeyi hedefleyen” teknik adamlarımız baş tacı edilirken!..
Rahmetli Gündüz Tekin Onay, “Cafercan’ı üst jenerasyonlarla maçlara çıkarırken” ona sorarlarmış; “Bu yaşta bu fizikte çocuk üst jenerasyonlarla beraber oynatılırsa ezilmez mi?”  
Hoca cevap verirmiş; “Ezilmez, ezer!..”
“Nerde Gündüz Tekin Onay” gibi hocalar, nerde?...
Ve de, “altyapılardan yetişen” onca genç futbolcu, işte “bu yokluk yüzünden” yerlerde!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.