Dünyanın saygı duyduğu rekabeti nasıl kirlettik?

A -
A +

F.Bahçe ile G.Saray arasında eskiden de rekabet vardı ama o rekabet dostçaydı, saygı doluydu ve de tertemizdi.

Son çeyrek yüzyılın profesyonel Amerikan kadın basketbolunun (WNBA ) Türkiye’de “Fenerbahçe’de de beş sezon oynayan” en iyi oyuncularından Cappie Pondexter bir Tweet atmış. Çok önce Fenerbahçe’de oynarken kendisiyle yapılan bir röportajda söylediklerini de ekleyerek, diyor ki; “Galatasaray yok! Biz hep daha büyük olacağız!..
Galatasaray Kadın Basketbol Takımı’nın Kaptanı Işıl Alben de ona cevap vermiş; “Geç cevap verdiğim için üzgünüm fakat ‘Galatasaray var canım.’ Altı yıl önceyi hatırlayın!..”
Galatasaray, 2013-2014 sezonunda büyük rakibi Fenerbahçe’yi finalde yenerek kupayı müzesine götürürken, Türkiye’ye de “ilk Euroleague Kupası’nı” getirmişti.
Cappie Pondexter… ABD Kadınlar NBA’sinde şampiyonluklar kazanmış, All Star takımlarına seçilmiş, All Star’da ve WNBA finallerinde “en değerli oyuncu” olarak seçilmiş, Avrupa’da ve Avusturalya’da çeşitli takımlarda oynamış, şampiyonluklara imza atmış bir basketbolcu…
Ünlü ve de profesyonel… Ama “bunca yıl geçmiş” Fenerbahçe’yi, Galatasaray’ı ve aralarındaki rekabeti” unutmamış…
Tıpkı, “sarı lacivert ve sarı kırmızılı formaları” giyen, birbirlerine rakip olan nice ünlü futbolcu, basketbolcu, voleybolcu, sporcu gibi!..
Dünyanın dört bir yanında başka başka takımların başka başka formalarını giyiyorlar, ama “Fenerbahçe-Galatasaray / Galatasaray-Fenerbahçe rekabetini” unutmuyorlar, unutamıyorlar!..
Neden?..
Çünkü bu rekabetin ruhu, havası, coşkusu, heyecanı, tribünleri başka, bambaşka; Dünyada benzerleri iki elin parmak sayısı kadar bile yok!..
İşte,  Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın “büyüklükleri” burada!..
İşte, “Büyükler eşittir ama bazıları ‘daha’ eşittir” sözünün gerçekliği burada!..
Tek tek de “büyüktürler” ama, “İkisi beraber” çok daha büyüktürler!..
Bütün bunları “neden” yazdım?..
1955 yılında, zamanın Babıâli’sinde “Öz Fenerbahçe Dergisi’nde başladığım” meslek hayatımda binlerce spor yazısı yazdım ve elbette birkaç bin de Galatasaray / Fenerbahçe yazısı…
“Eskiden” de rekabet vardı “hem de bugünkü gibi” ama “o rekabet dostçaydı, saygı doluydu” ve de tertemizdi. Arada “kırılma olur ve bazı yöneticiler, hocalar, sporcular yanlış adımlar atarlarsa”, hemen müdahale edilir ve “temiz rekabetin devamı” sağlanırdı!.. Ama bugün… Bugünlere gelinen yolların taşlarla döşendiği dünler… Taşları döşeyen başkanlar ve yöneticiler…
“Dünya çapındaki” bu tertemiz rekabeti “Rabbena hep bana” zihniyetiyle kirleten yöneticiler…
Ve de, “tiraj ve reyting uğruna bu kirlenmeyi hızlandırmak için” elimizden geleni ardımıza koymayan “kulüpçülüğün zebunu olan” bizler, spor yorumcuları, yazarları…
Cappie Pondexter’in attığı Tweet’in mesajını okuyamayan bizler…
Işıl Alben’in verdiği cevapla birlikte bu iki mesajın üzerini “Galatasaray-Fenerbahçe çekişmesi yorganıyla örten” ve de “arkasını, ruhunu göremeyen” bizler!..
“Böyle” yöneticilere “böyle” spor basını…
Yoksa “böyle” spor basınına, “böyle” yöneticiler mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.