Resmen G.Saray’la oynuyor!..

A -
A +

Doğru mu, değil mi bilmem; “Belhanda” adındaki “saha içinde de, saha dışında da ortalığı karıştırmaktan başka işe yaramaz, kaprisli, vurdumduymaz, giydiği formaya, arkadaşlarına, takımına, hocasına saygı duymaz ve bir sporcuya yakışmaz hareketleri” bol bol yaparak Galatasaray taraftarının sevgisini de kaybetmeyi umursamaz bir futbolcu için üretilen bir haberi okuyup duruyorum.
Bu haber, “pişirilip pişirilip” masaya konuyor ve bu arada da “Galatasaray Kulübü yönetimine hakaret sayılabilecek” ifadeler de haberde yer alıyor!..
Neymiş; Belhanda, Galatasaray yönetimine “Sözleşmemi bir yıl uzatırsanız indirimi kabul ederim” demiş!...
Ve… Şimdi bu cümleden sonra gelen cümleye bakın; “Bu teklif Galatasaray yönetimini şaşkına çevirmiş ve ikiye bölmüş!..”
Evet “bu haber doğru ise” çok açık ki, “Adam, resmen ve alenen Galatasaray ile oynuyor!..”
Ve de “sahada gösteremediği” cinliği masada gösteriyor; “yıllık 3 milyon 3 bin avroluk garanti ücretinden indirim yapacak, ama bir yıl daha bilmem kaç milyon avroluk parayı cebine koyacak” ve de Galatasaray taraftarlarını çıldırtmaya devam edecek. Kısacası, “sahada” vurdumduymaz ama “saha dışında” 90’dan vuracak!..
Aslında, haber “doğru” ise sadece “koca Galatasaray’a şart koşan” bu öneri bile Belhanda’nın “neden sezon sonunda gönderilmesi gerektiğini” ortaya koyar!..
Eğer bu teklifi kabul ederse “tek kuruş istemeden” Galatasaray’a gelmek isteyen, Galatasaray altyapısından yetişmiş, Galatasaray’ın büyük başarılarında payı olan, kaptanlık yapmış, büyük rakiplerinden gelen cazip transfer tekliflerini “Ben Galatasaraylıyım” diye reddetmiş, Galatasaray’ın maçlarını tribünlerde “Hop oturup hop kalkarak” izlemiş” bir Arda’ya “Hayır” diyen Galatasaray yönetimine yazıklar olsun!..
Bir Arda’nın “Galatasaray performansına”, bir de Belhanda’nın “Galatasaray performansına (2017-18 sezonundan beri toplam 95 maçta 22 asist 12 gol / ki, Selçuk’la Melo’nun bir sezonluk performansları bile etmiyor. Bu sezonda ise 5 gol ve sadece 2 asist) bakın, bakın da Galatasaray taraftarının “çıldırmakta” ne kadar haklı olduğunu “lütfen ve artık” kabul edin!..

Şaka!..
Rıdvan Dilmen Kardeş, çok uğraştı, “Süper Lig’in ‘8’li ve Fenerbahçeli’ play-off ile bitirilmesini” sağlayamadı, şimdi “Gelecek sezon play-off’lu oynanmalı” diyor!..
Hımm, acaba “hangi takımı garantiye almak” istiyor?..

Geçmiş olsun, Sevgili Başkan!
Haberi, TV haber kanallarının birinin alt yazılı bantlarında okuyunca, içim “cız” etti. Bir Galatasaraylı için, spor da yazan bir gazeteci için, gerçekten “çok üzücü” bir haberdi, bu!..
Aslında “hastalanmasa” da, bugünkü yazımda, Mustafa Cengiz Başkan’ın GS TV’deki “epey uzun ve teferruatlı” son açıklamaları ile ilgili bir bölüm olacaktı.
O, açıklamalarının sonunda demişti ki; “Özetle şunu söylemek istiyorum; sadece kendim için söylemiyorum, amatör ya da amatör ruhla yönetilen profesyonel kulüplerde duygu boyutu çok önemli. İnsanları küstürmeyeceksiniz, insanlara kötü örnek olmayacaksınız. Tehdit anlamında söylemiyorum, sakın öyle algılanmasın. Yoksa yarın derler ki ‘İnsan iki yılda iki şampiyonluk, dört kupa almış. Florya’yı almış, Riva’yı düzenlemiş. Mali durumu dengelemiş. Tarihinde ilk defa kâr etmiş. İlk defa yıl içerisinde olağanüstü mali genel kurul yapmamış, gerçekçi bütçe çıkarmış. Sen bunu ibra etmezsen yarın kimi ibra edeceksin?’ Akıllara yüzlerce soru gelir. İlla ahbap-çavuş meclisleri, devre arkadaşları mı olması gerekir?”
Ne kadar haklıydı, “o talihsiz genel kuruldan beri”, bu haksızlığı” hep yazıp geldim, gene de yazacağım.
İnşallah “hafta başı” tekrar normal hayatına ve Galatasaray’a da dönecek. Tekrar “Geçmiş olsun” Mustafa Başkan, bu zor günlerde, Galatasaray’ın sana çok ama çok ihtiyacı var!..

Tarih mi karıştırıldı?..
Ben izleyemedim, tam da sevgili Kemal Belginlik bir tablo çıkmış ortaya. İzmir’de yıllarca beraber çalıştığım genç meslektaşım Serkan Aksüyek’in yazısında okudum, Şimdi bir iletişim danışmanlık şirketinin kurucu yöneticisi de aynı zamanda. “Ali Koç’a bu hatayı kimler yaptırdı?” başlıklı yazısında “özetle” diyor ki:
“... 23 Nisan sabahı sosyal medyada gezinirken, Fenerbahçeli dostların ardı arkasına paylaştıkları bir reklam filmi ilgimi çekmişti. Fenerbahçe’nin Atatürk sevgisini anlatan filmde, ulu önderin dev bir fotoğrafı bayrak hâline getiriliyor ve Şükrü Saracoğlu Stadı’nın tribünlerinden sarkıtılıyordu.
… Sayın Ali Koç, filmde yaptığı konuşmada, sarkıtılan fotoğrafın Atatürk’ün 23 Nisan 1920’de TBMM’yi açtığı gün çekilen fotoğraf olduğunu söylüyordu.
Atatürk’ün hemen herkesin bildiği o fotoğrafı, 29 Ekim 1929 tarihinde yapılan Cumhuriyet Bayramı özel oturumu sonrasında İkinci Meclis binasından çıkışta çekilen fotoğraftı.
Ankara’yı bilenlerin çok iyi hatırlayacağı 2. Meclis binası, 23 Nisan 1920’de açılan İlk Meclis’in hemen yanında inşa edilmiş ve 1960 senesine kadar TBMM olarak işlev görmüştü. 1960’dan sonra ise bugünkü binaya taşınılmıştı.
Filmi izledikten hemen sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakkı Uyar’ı aradım ve durumu anlattım. Acaba ‘Ben mi yanılıyorum’ diye düşündüm.
Hakkı Hoca’dan, ‘Haklısın, Fenerbahçe’nin iyi bir tarih danışmanına ihtiyacı var’ teyidini aldıktan sonra sosyal medya hesaplarımdan paylaştım.”
Bilmem ki, son yazısı “Tarihini bilmeyen kulüp?” başlığıyla başlayan sevgili Kemal Belgin “bu tabloya” ne diyecek?..

“Atalım ama” biraz insaflı olsun!..
Galatasaraylısınız, “Galatasaray, Falcao’nun yerine dünya yıldızı Balotelli, Hulk derken…” başlıklı bir haberle karşılaşırsanız, ne yaparsınız; başlarsınız okumaya…
Yirmiyi aşan “ilgili ilgisiz Galatasaray takımı resmini ve altlarındaki iki üç satırlık yazıları yirmiyi aşkın bir tıklama ile bitirmeye çalışıyorsunuz.
Ve sonunda, “dünyanın tanıdığı golcüler, Falcao / Balotelli / Hulk gibi” bir “dünya yıldızı” çıkıyor, karşınıza. O “dünya yıldızının” adı; Michy Batshuayi!..
Vay canına, Türkiye’ye gelse yer yerinden oynayacak, GS Store’larda forması için kilometrelerce kuyruk oluşacak.
2016’da 26 yaşındaki golcü, Chelsea’ya gelmiş ve “nedense” dikiş tutturamamış, art arda Borussia Dortmund, Valencia ve Crystal Palace takımlarına kiralanmış. Bu sezon Chelsea’ya dönmüş, çıktığı 16 maçta “bir asisti, bir golü” var. “Nedense” takımın hocası Frank Lampard onu istemiyormuş, Galatasaray talip olmuş!..
Bu haber ne kadar heyecanlandırmıştır Galatasaraylıları, kim bilir?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.