Biraz insaf!..

A -
A +

Arda’nın menajerlerinin beslediği yorumcular da, yönetimi ‘alınsın’ diye baskı altında tutmuşlarmış ve de yönetim de bu baskılara boyun eğmişmiş…

Evet, yüreklerde, gönüllerde, duygularda “biraz insaf olur” ve de “yazarken, konuşurken” o insaf “insafsızca, hem de çok insafsızca haksız şeylerin söylenmesini, yazılmasını” kısıtlar!..
“Arda’nın Galatasaray’a dönüşü için”, Galatasaray liselilerin “sosyal medya iletişim gruplarında”; insanı “Bu nasıl Galatasaraylılıktır” diye isyan ettirecek kadar “insafsızca” öyle görüşler yazılıyor ki, “insafsız” sıfatı “bu görüşler için” hafif kalıyor!..
“Arda gibi” Galatasaray altyapısından yetişmiş bir futbolcudan, “kaptan” olarak Galatasaray formasını terletirken, “takımla beraber büyük başarılara imza atmış” ve “Atletico Madrid’e transfer olurken”, kulübüne hem de “avro olarak milyonlar kazandırmış”; dahası “kulübüne karşı en ufak bir olumsuz tavrı, hareketi olmamış”, Galatasaray’ın rakiplerinden gelen büyük teklifleri elinin tersiyle etmiş bir Galatasaraylıdan söz ediyorlar; “Ona 4 milyon lira verilir miymiş (500 bin avrodan az, bir amatör sporcuya verilen transfer bedeli), bu yaşta (33 yaşında, Falcao 34) işi bitmiş bir futbolcu alınır mıymış… mış… mış… da mış mış…
Bu “mış mış’ların içinde” tek kelime ile “iğrenç” olanları da var; “Efendim Arda’nın menajerlerinin beslediği yorumcular da, yönetimi ‘alınsın’ diye baskı altında tutmuşlarmış ve de yönetim de bu baskılara boyun eğmişmiş…”
Vay canına, insan bu kadar “acımasız” nasıl olabilir?..
Sözlerim, “Arda’nın alınmasını hatalı bularak” yazanlara, konuşanlara değil, görüşlerine saygı duyarım ama “böylesine insafsız ve acımasız yazanlara” ve de “Arda alınmalı” görüşünde olanlara da çamur atmaya kalkışanlara soruyorum, “Arda alınmalı” diye yazıp gelen bir gazeteci olarak:
“Sizlerin Galatasaray’a verdiğiniz maddi, manevi destek ve hizmetleri toplasak”, acaba Arda’nın “sadece göğüs cebinden çıkaracaklarına” yetişebilir mi?..
Dahası, işe Selçuk Kaptan’ın “geçen sezon bir yıl uzatılan sözleşmesini” de karıştırarak, ne yapmak istiyorsunuz; Galatasaray’a gelecek, Galatasaray’a gönül vermiş genç oyuncuların beyinlerini “Galatasaray’da vefa yoktur” diye yıkamak mı?..
Dahası, el insaf; UEFA’dan, FIFA’dan kulüplerimize hatta en büyükleri de dâhil, “kupalardan men, para, puan cezaları gelirken”, Galatasaray’ı “tertemiz yoluna devam ettiren”, Futbol Federasyonunun “Harcama limitleri” hesap tablosunda kulüplerini zirveye oturtan, yönetim sürelerinde şampiyonluklara, kupalara imza üstüne imza atan Mustafa Başkan ve yönetiminden ne istiyorsunuz? Ekonomik krizlere, pandemilere rağmen daha ne yapsınlar?..
Elbette hata varsa, yanlış varsa, eleştireceksiniz, bizler de eleştiriyoruz ama önce “Sezar’ın hakkını Sezar’a vererek” Galatasaray için yaptıklarına bir “teşekkür edin”; insanlık, Galatasaraylılık bunu gerektirmez mi?..
Söyleyin bana; aranızda  “hastalığı ve geçirdiği ameliyatlar sırasında hatta “Mustafa Cengiz gidiyor” diye “adayları ile beraber ortaya çıkan”, Faruk Süren gibi “kulübe en büyük mali-ekonomik darbeyi indirmiş” bir eski başkanı “kurtarıcı gibi” sahneye sürmeye çalışan ve de hatta “bayram yapmaya başlayanlar” var mıydı, yok muydu?..
Biraz insaf, biraz izan, biraz vicdan, biraz sabır; göreceksiniz Fatih Terim’in talebeleri, “düştükleri yerden kalkacaklardır”; yeni sezonun “en güçlü şampiyonluk adayı” gene Galatasaray olacaktır!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.