Para… Para… Para; ama nasıl?..

A -
A +

Digiturk’ten de, beIN Sports’tan da hiç memnun değilim. Aboneliğim kasım başında bitiyor; o aboneliğimi sonlandıracağım.

Milyonlar merak ediyor; kulüpler “endişe içinde” bekliyor; Futbol Federasyonu ile beIN Sports Türkiye arasındaki görüşmeler, nasıl sonuçlanacak?..
Taraftar, “maçları TV ekranında izlemek için Digiturk / Lig TV aboneliğine daha fazla para ödememek”, Kulüpler “naklen yayın paylarının artmasının, en azından eksilmemesinin sağlanmasını” istiyor.
2014’te Katar’ın başkenti Doha’da Nasır el-Halifi tarafından kurulan ve yönetilen beIN Media Group’un bir kuruluşu olan beIN  Sports, Türkiye’nin 2017’de “naklen yayın haklarını elinde bulunduran” Digiturk’ü satın almasıyla başlayan “Katar dönemi”, bugüne kadar “Digiturk kanallarının büyük ölçüde kalite düşürmesine karşılık”, Lig TV’nin Süper Lig, 1. Lig, UEFA Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa Ligi maçlarının, basketbolda, voleybolda Türkiye liglerinin, Uluslararası şampiyonaların, atletizmde, teniste, bisiklette uluslararası turnuva ve yarışların canlı yayınlanması ile “iyi-kötü” pandemi sürecine kadar geldi. Amma… Pandemi sürecinde “işler karışmaya başladı”, hele hele “Süper Lig’in 21 takıma çıkarılması ile” bütünüyle karıştı.
Katarlılar, “indirimde” ısrar ederken kulüpler “İndirim olursa yanarız, zaten yanıyoruz” dediler. Dahası ödemelerin “esas ve usulünde” de anlaşmazlıklar vardı. Mesela “Dolarla mı, TL ile mi ya da sabitlenmiş dolar kuru ile mi” gibi anlaşmazlıklar “çözülemeden” hâlâ masanın üzerinde duruyordu.
Federasyon, üstelik liglerin başlamasına çok az kala, tam anlamı ile “iki arada, bir derede” kalmıştı.
Okuyucularımı bilmem, ben ne yapacağım; işte sorunun cevabı:
Digiturk’ten de, beIN Sports’tan da hiç memnun değilim.
Digiturk kanalları kalite bakımından çok düştü. Neredeyse “kilo ile alınmış film ve dizilerden”, dahası onların bile “Tekrar… tekrar… tekrar… Ve tekrarlarından” bıktım, usandım.
Maç naklen yayınlarındaki eksik ve hatalar bir türlü azaltılamadı.
Maçlardan sonra yapılan “2’li, 3’lü, hatta 4’lü yorum / eleştiri programları” birkaç yorumcunun görüşleri hariç, ekran başındaki izleyiciye hiçbir şey vermiyor. Bazen “gizli kulüpçülüğün çatışmasını izler” gibi oluyoruz.
Bu programlarda, “Hakemleri ve hakemliğimizi neredeyse ‘yok edecek’ yarışın içine”, özel TV’lerden “geride kalmadan girilmesini” anlamam mümkün değil. beIN Sports kanallarında “bu tür” yorum programlarına nasıl izin veriliyor? İnsan kendi ayağına kurşun sıkar mı?..
Çok daha başka şeyler de yazabilirim ama uzatmayayım; benim Digiturk aboneliğim kasım başında bitiyor; o aboneliğimi sonlandıracağım.
Lig TV aboneliğini bile sonlandırmayı düşünüyorum; sevgili kardeşim Hıncal Uluç “Olur mu yazı yazıyorsun, maçları seyretmen gerek” diyor ama gene de düşünüyorum.
“Harcama limiti, UEFA cezaları” Kulüpleri “kazık frene bastırdı”; transferlere bakıyorum; spor medyamızın “bomba” diye patlatmaya çalıştığı bombaların büyük çoğunluğunun, kimse darılmasın, gücenmesin ama maçlar başlayınca “balon patlamasını” andıracak bir tabloyu ortaya çıkaracağı sanıyorum; inşallah yanılırım.
beIN Sports Türkiye, “bizi bekleyen böyle bir lige” ne kadar para verir sizce?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.