Evet; Cengiz'in zaferi bu!..

A -
A +

Türkiye'nin dünkü spor sayfasında, "İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin, Galatasaray Kulübü Mali Genel Kurulunda, Yönetim Kurulunun idari açıdan ibra edilmemesi kararının iptali istemiyle açılan asıl davada, 'yönetim kurulunun yönetsel açıdan ibra edilmemesi yönündeki 23 Mart 2019 tarihli genel kurul kararını' iptal ettiği" haberinin başlığı şöyle idi; "Cengiz'in zaferi!.."
Sporda rekabet vardır, sporda mücadele vardır, sporda kaybetmek, kazanmak vardır"; ama sporda "savaşın yeri" yoktur!..
Ne var ki, Galatasaray Spor Kulübü'nde "birileri", 23 Mart 2019'daki mali genel kurul toplantısından başlayarak, bugünlere kadar Divan Kurulu toplantıları başta, sosyal medya gruplarındaki yazışmalarla, basına yaptıkları açıklamalarla Galatasaray Yönetim Kuruluna ve onun Başkanı'na "tabirin tam aslı ve üslubu" ile "savaş açtılar!.."
Hukuk meydanında açtılar, kulüp meydanında açtılar, sosyal medya meydanında açtılar, medya meydanınca açtılar, camiada açtılar, Divan Kurulu toplantılarını "meydan yapıp" açtılar… Açtılar da açtılar…
Prof.lardan önderleri, anlı ve şanlı hukukçulardan akıl hocaları, "kana kan intikam" diyen askerleri ve onları yöneten komutanları vardı, medyada da destekçileri…
Aylardan, hatta yıllardan beri yazıp geldiğim için, okuyucularımın "kimler olduklarını iyi bildiğini" bildiğimden, artık burada "onların isimlerini" yazmayacağım, zira yazmaktan bıktım usandım!..
Özetle, 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı, "onların açtığı bu savaşı bitirdi" ve "savaşçılar" hayatları boyunca unutamayacakları bir mağlubiyet aldılar… Ve… Sadece Galatasaray tarihinin değil, Türk spor tarihinin sayfalarına da geçecek "örnek" bir hezimete uğradılar!..
Tam bir "Hatice'ye değil, neticeye bak" süreci sonunda "hukuk ve karar" dosyasının kapağına, işte tam da sevgili Yalımcan Sarpyel kardeşimin haberine konulan başlık "damga olarak" vuruldu; "Cengiz'in zaferi!.."
Bu "çok anlamlı iki kelimelik başlık" Galatasaray camiasında "bir şeylere ve bir yerlere talip olan" herkese ders olmalı!..
Ne oldu; kaybettiler, Galatasaray'a da kaybettirdiler… Dahası ve en acısı, Galatasaray'ı sportif bakımdan, mali bakımdan, idari bakımdan ayakta tutmak için çırpınan Başkan ve yönetimine de, bu "Pandemi, ekonomi, sosyal ve sportif bakımdan 'altında ateşler yanan' bir köprüden geçme sürecinde" gerekli olan "birlik / beraberlik/ moral" üçgeninde "destek vereceklerine" çok şey kaybettirdiler!..
İnsan hiç olmazsa "elini vicdanına koyar" ve der ki; "Bugünlere kadar gelindi. Şunun şurasında seçimli genel kurulun yapılacağı mayısa kadar ne kaldı ki, rahat bırakalım yönetimi, bu pandemi döneminde bizimle uğraşacaklarına takımlarla, kasayla uğraşsınlar. Bunca hizmet yaptılar, hatalar, yanlışlar da yaptılar, onların hesabı genel kurulda görülür, biz engel olmayalım, çelme takmayalım, savaş yapmayalım, ancak düşmana yapılacak iddialarda bulunmayalım."
Ne gezer, hiç yüzleri kızarmadan "Mayısa kadar 'çatı adayı' formülünü bile bırakıp 'ağabey başkan' arama pazarlıklarına bile" girdiler, giriyorlar. Daha da acısı "Galatasaray adına bu "çok acı ve garip" damgayı vuracak formül (!) için hevesliler" de var!..
CV'sine "Galatasaray Başkanı" yazdıracak ya, sırf onun için "Beni 'ağabey başkan adayı' yapmakta birleşin" diye ortaya çıkanlar bile var!..
Hem de "Pandemi sebebiyle açıklanan tarihte bir genel kurulunun yapılma istimalinin yüzde beş bile olmadığı" biline biline…
Vah ki, ne vah; Galatasaray seçim arenası kimlere kaldı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.