İnanamıyorum, Fatih Hoca!..

Galatasaray defansı panik içinde ya top kaptırıyor, ya da yanlış, hatalı paslar sonunda top rakibin hücumunu hazırlıyor!..

 

Yazımın başlığı, “gene Disiplin Kuruluna sevk edilip ceza almana yol açan” gelişmelerle ilgili değil; yani “inanamadığım” o değil; buna alıştık!..

İnanamadığım”, senin gibi “disiplini ile ünlü” bir hocanın takımında, “aynı hataları defalarca ve defalarca yapan” ve de “o hataların azaltmak yerine, hatta aynı maç içinde defalarca tekrarlayan” oyuncuların bulunması!..

Al sana, Luyindama - Marcao “stoper” ikilisi ve de onları “yedekleyen” Donk!..

Hücuma çıkılırken, “geride yan ve geri paslarla futbolu eveleyip geveleyerek takımın “hızlı hücuma çıkmasını” engellerlerken, top kaptırmalar, baskıyı görünce panik içinde “hatalı paslarla rakibe top kapıp hücum fırsatı” ikram etmeler!..

Kaleciye kadar uzanan “geri ve yan pas” rehaveti, rakibe defansta toparlanma fırsatı verirken, “Galatasaray defansını hem de kendi birinci bölgesinde basma” fırsatını da bahşediyor. Ve… Galatasaray defansı panik içinde ya top kaptırıyor, ya da yanlış, hatalı paslar sonunda top rakibin hücumunu hazırlıyor!..

Bu  tablo her maç da defalarca ve defalarca tekrarlanıyor; olacak” şey mi?..

Bitmedi, daha da acısı var; “lüzumsuz kart görmeler!..”

Göztepe maçında “hakem ‘görmezlikten gelmese’ Luyindama “maç biterken göreceği ikinci sarı kartla” saha dışı kalacak, onun üzerine “maç bittikten sonra tuz döken” Marcao ile beraber Trabzonspor maçında olmayacaktı; tam bir rezalet!..

Ya Saracchi; arkası rakiplere “gol hazırlama alanı” ve bir türlü kapanmıyor dua edilmeli “rakip forvetlerin boş kaleye bile topu vurma becerisini” hem de “inatla göstermemek için” ellerinden geleni artlarına koymamalarına…

Defansın bu kadar açık vermesini “kapamak için” kendini helak eden Taylan’ın bir başka ve “asıl derdi” de, önünde oynayan orta ve orta ön arkadaşlarından…

Belhanda ve Feghouli başta, bol bol top kaybediyorlar, hatalı paslarla kaptırıyorlar; kaptırdıkları topların arkasından koşmuyorlar; rakibin hücumunda orta alanda Taylan “tek kişilik” savunma ordusu!..

Belhanda ve Feghouli’ye  Sivasspor’dan “büyük ümitlerle alınan” Emre Kılınç da eklendi. Göztepe maçında, rakip nefes alamaz hâle getirilmiş ve atılan iki gole her dakika başkalarının eklenebileceği bir futbol üstünlüğü ortaya çıkmışken… “Sıkışık alanda gereksiz bir çalım özentisinde kaptırdığı topla” rakibe verdiği “gol imkânının maçı ne hâle getirdiği” Galatasaray futbol takımı için “alışılmış bir zafiyet” olarak bir defa daha ortaya çıkmadı mı?..

Utansınlar Arda’dan, “karantinadan yeni çıkmış” o yaşta “hepsinden çok koştu”, hepsinden çok çalıştı, “yorulana kadar” âdeta bir “futbol resitali” verdi.

Ne diyeyim; Galatasaray’da  ne bir “duran top” ne bir “korner” çalışmasının olduğuna inanmak zor. “Geçsin topun başına Belhanda” vurup dursun karavana!.. Dahası, “taç atma” bile sorun dolu!..

Merak ediyorum, teknik direktör yardımcıları idmanlarda ne yapıyorlar?..

Fatih Hoca’m, Galatasaraylılar dua etsin ki, “şampiyonluk yarışındaki” rakiplerinin durumları da hiç iç açıcı değil.

Alanyaspor’daki düşüş olmasa, şimdi Gaziantep FK ile beraber “şampiyonluğun en güçlü adayları olarak” yarıştıkları bir süreç ortaya çıkardı; hem de hak ettikleri bir tablo!..

Galatasaray için “şans” ve “umut” devam ediyor; “eksik maç” liderlik anonsu…

“Ayıkla” vurdumduymazları, hatalarda ısrar edenleri, “gençleri kazan” ve Galatasaray’ı da kazandır!..

Önemli bir not: Duyduğum “çok acı ve çok çirkin bir iddia için” parantez açıyorum; “Galatasaray’ın sosyal medya gruplarında, bazı kendini bilmezler, ‘kaptan’ Arda ile bu sezon transfer edilen ve geçmişinde çirkin skandallar olan Kübalı bir voleybolcuyu mukayese ediyorlarmış, aynı terazide tartıyorlarmış…”

Hiç mi vicdanları sızlamıyor, bu kıyaslamayı yapanların; bunlar “nasıl” Galatasaraylı?..