Taş yerinde ağırdır!..

A -
A +
  Neden “hâlâ”, bunca hoca, Fatih Terim - Mustafa Denizli - Şenol Güneş üçlemesini bozarak bu zirve grubunu “dörtleyemedi, beşleyemedi?..”   Öncelikle, 2021’in dünyaya ve ülkemize huzur, sağlık ve mutluluklar getirmesini diler, bütün okuyucularımın yeni yılını kutlarım. …Ve futbol dünyamızı bunca yıldır saran bir kaosun da sona erdirilmesi dileğimi “giriş” dileğime eklerim. Nedir bu kaos?..  Rahmetli babam, Ankara Rüzgârlı Sokak’ta “‘profesyonel / kadrolu’ gazeteciliğe başlayacağımı” anlattığımda bana sormuştu; “Bir hayat boyu bu meslekte mi kalmak niyetindesin?..” “Evet” dediğimde de bana şunları söylemişti; “Bak evlat, sana iki baba öğüdü… ‘Taş yerinde ağırdır’ atasözünü hiç unutma. İkincisi, İtalyanların bir sözü vardır; ‘Roma’da ikinci olacağına, Napoli’de birinci ol’; bu iki söz kulağına küpe olsun, öyle fazla kazanacağım diye, o gazete senin, bu gazete benim dolaşma… Ve de hedefin ‘ikincilik’ olmasın!..” Meslek hayatımda babamın bu sözleri hep rehberim ve mesleğe yeni başlayan genç kardeşlerime de “benim öğüdüm” olmuştur!..  Bunları neden yazdım; Türkiye futbol liglerinde yıllardır ve yıllardır tam bir “teknik adam kaosu” yaşanıyor!..  Takımların başına “biri gidiyor, öteki geliyor”; sonra “öteki gidiyor, beriki geliyor”; sonra... sonra… sonra… “Denenenler”, tekrar “deneniyor” ve de asıl “cin gibiler” var; bekliyorlar, bekliyorlar; “dibe vurmuşlara ‘kurtarıcı olarak’ geliyorlar. “Kurtarırlarsa ‘kahraman’ oluyorlar”; Vay beeee… Kurtardı adam, helâl olsun!..” “Kurtaramadı” mı; “Ne yapsın adamcağız, bu takım işte bu kadar, seneye inşallah!..” Şimdi bakın, Mesela Abdullah Hoca’ya, Ersun Hoca’ya, Okan Hoca’ya ve daha bir yığın hocaya… “Neden gönderildiler” ya da “ayrıldılar”, sonra neden “Geldiler” ve “Ne oldu?” ve de dahası; “Ne olacak?..” Ve… Neden “hâlâ”, bunca hoca, Fatih Terim - Mustafa Denizli - Şenol Güneş üçlemesini bozarak bu zirve grubunu “dörtleyemedi, beşleyemedi?..” Bunca hocanın “futbol bilgileri”, Fatih Hoca’dan, Mustafa Hoca’dan, Şenol Hoca’dan daha mı az?.. Neden ve mesela Yılmaz Vural Hoca, “onca spor ve futbol bilgisine rağmen” üçlemeyi delmeyi beceremedi?.. “İsimli örnekleri” yazmaya devam etsem, yarım gazete sayfası yetmez… Onun için örnekleri burada kesip, konu ile bir başka sayfa açalım.  Bu “hoca” kaosunun elbette “asıl sorumluları” hocaların kendileridir ama “çanak tutanlar”, bu konuyu “doğru dürüst bir talimata bağlayamayan” Federasyonlar da ve de elbette kulüplerin “sorumsuz” başkanlarıdır!.. Bakınız, Gaziantep FK takımının başında “Sumudica” adlı bir Rumen hoca var. Şu çok açık ki, Marius Sumudica, son yıllarda ülkemize gelen “yabancı” teknik direktörlerin en iyisi… Ve de hatta bu sezon “yerli yabancı teknik adamlar” listesinin de “ilk üçünde yer alması gerektiğini” ispatlamış bir hoca!.. Futbolcular “Burada kal Hoca’m” diyorlarmış. O gitmek istemiyor, ama “özellikle” Suudi Arabistan’dan isteyenler var; onlarda para gani…  Gaziantep FK Başkanı Mehmet Büyükekşi de “nihayet” onca haber yazılıp çizildikten sonra, “lütfetmiş” diyor ki; “Yeni mukavele için hele bir yılbaşı geçsin, konuşacağız!..” “İnşallah” Sayın Başkan, “süt ekşimez” de, yoğurdu yaparsınız!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.