Almanlardan fazla üzgünüz Şenol Hocam!..

A -
A +
Hollanda’yı ve Norveç’i “farklı” geçtik ama, “97 yıllık” Letonya büyüsünü bozamadık, 3-1 öne geçtikten sonra, beraberliğe razı olduk; zira son dakikada 4’üncü golü” de yiyebilirdik.
Özetle “çok büyük bir avantajı” Hollanda ve Norveç’e hediye ettik; neden?..
Şimdi “üst üste oynanacak 3 maç geçti, gitti”; bazı gerçekleri söyleme ve yazma zamanı geldi; “devam” aylar sonra, yazacaklarımız, söyleyeceklerimiz “moral” bozmaz; “bozarsa” da, telafisi için zaman vardır!.. 
Beraberliğin baş sorumlusu Şenol Hocamızdır. Sonra, Caner ve “Avrupa’nın dev kulüplerinin bile ardına düştüğü” kalecimiz Uğurcan’dır!..
Şenol Hocamızı “başa yerleştirmemim sebebi” çok açık; “kendi takımında disiplinsizlikten kadro dışı bırakılan” ve de sezon başından beri “kendi takımının yediği gollerin ve kaybettiği puanların kahramanı olan bazı futbolcuların başında gelen” Caner’in, “millî takım ilk 11’i bir yana”, millî takım kadrosunda işi neydi?..
Fatih hocamızın “Belhanda takıntısı” gibi sende de “Caner takıntısı” mı var, yoksa?..
Millî Takımlar tarihimizde, “grup maçlarında, yani resmi maçlarda üst üste 3 karşılaşmayı yenilgisiz geçtiğimiz, 7 puan topladığımız ve 3 maçta ‘4 + 3 + 3’ olarak paylaşılmış 10 gol attığımız” bir süreç oldu mu?..
Elbette hayır!..
Peki, “böyle başarılı bir süreçten sonra” neden Futbolcularımız ve Hocamız başta hepimiz adeta “matem” içindeyiz?..
Sen “Kartal’ı, Şahin’i kafese koy”, sonra da “avucunun içine gelmiş” 97 yıldır “Millî Takım ağacımızı kemiren” Ağaçkakan’ı kaçır; olacak şey mi?..
Ama oldu, kolayladığımız işi, “finallere doğrudan katılma” şansımızı zora soktuk, hem de çok zora!..
İnanıyorum ki, “bu millî takım” zora soktuğumuz şansı, eninde sonunda yakalayacak ve bizi finallere “doğrudan” gönderecektir.
Bunu sağlayacak “kalitemiz” vardır, “futbolumuzu” da. Yeni maçlara kadar daha da olgunlaştıracağız; “gol atmada sorunumuz” yok, ama “defansımızda” kapatamadığımız gediklerin olduğu ortada!..
“3 maç üst üste oynamanın yorgunluğunu yüklenemeyen” oyuncularımızın yerini dolduracak bir-iki oyuncuya ihtiyacımızın olduğu da ortada… “Sakatlık ve pandemi risklerini” unutmayarak, mesela “Burak’ın yerine oyuna girebilecek bir santrfor gibi!..”
Elbette, maçlar oynanmadan “İlk 3 maçı 7 puanla bitirmek ister misiniz” diye sorulsa, bugün “üzülen” hocamız, futbolcularımız dahil hangimiz “hayır” derdi?..
Dünya Kupası elemelerinde 20 yıl önceki İngiltere mağlubiyetinden beri yenilgi yüzü görmeyen Almanya’nın “kendi sahasında” Kuzey Makedonya’ya 2-1 yenilmesinin Almanları, hocaları Joachim Löw başta ne kadar üzdüğü ortadadır.
İşte, bizler de “Letonya’ya yenilmediğimiz hâlde” Almanlar kadar, belki daha fazla üzüldük; haksız mıyız Şenol Hocam?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.