Vefayı ve görevi unutan Başkan!..

A -
A +

Atletizmin efsane başkanını hastanede ziyaret etmeyen bir federasyon başkanı var… Ey Çintımar, saydığın meşguliyetlerin ziyarete gitmemene mazeret olamaz…

“Muharrem Abimiz’i hastaneye yattığı ilk gün telefonla arayıp geçmiş olsun dileklerimizi ilettim. Ancak şu günlerdeki olimpiyat sürecinin yoğunluğunda yanına gitme fırsatım olmadı. Balkan Şampiyonası’nı da tamamladıktan sonra en kısa sürede kendisini ziyaret edeceğiz. Atletizm ailemizin abisi Muharrem Dalkılıç’a bir kez daha acil şifalar diliyorum.”
“Muharrem Abimiz” kim; Türk atletizm tarihine “anıt adamlarımızdan biri” olarak giren büyük atletimiz ve de “eski” Atletizm Federasyonu Başkanı’mız!..
Peki, “yukarıdaki açıklamayı yapan” kim; bugünün Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar!..
Dahası; Çintimar, “uzun yıllar atletizmin sporcusu olarak pistlerde koşan ve millî olan” bir atlet… Dahası, Muharrem Dalkılıç’ın “destanlar yazdığı” orta mesafe ve kros koşucusu… Dahası, “millî olduğu yıllarda” Federasyon Başkanlığı da yapan, “Onu millî takımlara çağıran” kim; Muharrem Dalkılıç…
Ve ne diyor Federasyon Başkanı’mız; “Telefonla aradım, ‘geçmiş osun’ dedim. Şu günlerde olimpiyat sürecini yaşıyoruz, yoğun çalışmalar var. Yanına gitme fırsatım olmadı. Balkan Şampiyonası’ndan sonra gideceğim.”
Tüylerim diken diken… “Bir hastanede, bir hastayı ziyaret” ne kadar sürer?..
Ve dahası… Muharrem kardeşim, aylardır hastane, hastane geziyor; bu arada “mantar virüsü” diye bir “hastalık bulaşmış” dizine… “Kazınmaz ve tamamen yok edilmezse, vücuduna yayılma riski” var… Yani, Allah göstermesin, “ölüm” riski…
Ve de, Başkan Çintimar, aylardır “eski başkanı” Dalkılıç’ı “ziyaret etme zamanını ve fırsatını bulamıyor”; yazıklar olsun!..
Sevgili kardeşim Hıncal Uluç’un yazısından durumu öğrenince (Teşekkürler kardeşim, yazının altına benim de imza atmama izin ver) hemen “Muharrem kardeşle beraber koşan, Atletim Federasyonu Başkanlığı da yapan” Erdenay Oflas kardeşimi aradım.
Bana “Muharrem’in emin ellerde olduğunu” anlattı, rahatladım. Allah, Prof. Dr. İlker Çetin Hoca’mızdan ve 5 bin metre rekortmenlerimizden Necdet Ayaz’dan razı olsun… Yakından, hem de çok yakından ilgileniyorlarmış; inşallah yakında “sapasağlam” Ufuk Hastanesi’nden çıkacak.
Geliyorum, Federasyon Başkanı’mızın “aslında” ne yapması gerektiğine… “Muharrem Dalkılıç’ın durumunu öğrendiğinde hemen hastaneye gitmeyi bile yeterli görmeyerek, Gençlik ve Spor Bakanımızı da haberdar edip, onunla beraber gitmeyi” organize etmeliydi. Zira Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu, “bu konularda” hassas ve vefalı olduğu” gösteren bir bakandı. Ve de “adaşını” ziyareti bir görev sayardı.
Sayın Başkan, bilmelisiniz ki, “eğer hastalanan siz olsaydınız”, her türlü işlerini bir yana bırakıp, “hastaneye koşanların başında” Muharrem Dalkılıç gelirdi ve “Olimpiyat çalışmalarını, Balkan Şampiyonası’nı ‘mazeret olarak’ gösterip” arkasına saklanmazdı.
Açıklamanızdaki “ziyareti engelleyen” sebepleri “mazeret olarak” kabul etmiyorum; tek kelime ile “manevi görevi yerine getirmemenin ve vefasızlığın” bahanesidirler, bahanesi!..”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.