Utanılacak 3 puan!..

A -
A +

Konyaspor maçı gecesi Urla'da deniz kenarında oturuyoruz, maç "1-0 bitmiş", yanımızdan iki genç geçiyordu, birinin üzerinde "GS rumuzlu sarı kırmızılı mont" vardı.

Kolundan tuttum; "Maçı seyrettin mi genç kardeş" dedim. "Seyrettim" dedi.

"Nasıl buldun takımını" dedim; "İkinci devre çok kötüydük çok, amca" dedi. Beni tanımıyordu; "Galiba iyi Galatasaraylısın" dedi. Güldüm; "İyi geceler" dedim. Ayrıldılar!..

Sezon başından beri "kaç özel ve resmî maç oynadı", Galatasaray; "hâlâ 'Galatasaray gibi oynamayan' bir takım" var, ortada!..

Neden, neden, neden?..

Galatasaray, "Real Madrid'in Real Madrid olduğu dönemlerde" bile, "futbol olarak, Konyaspor önünde ikinci yarıda ezildiği kadar, ezilmemişti" İspanyollara karşı!..

Kimse itiraz etmesin; "Galatasaray'ın futbolu adına utanç verici" bir tablo!..

Bilmem ki, sevgili Fatih Hoca'mız ve yardımcıları utandılar mı?..

Hâlâ, taaa Konyaspor yarı sahasının ortasından, "geri / yana paslarla topu Muslera'ya kadar getiren" bir takım… 

"Bu yengeç paslaşmaları yüzünden yenilen gollerden ve yapılan penaltılardan ders almamış" futbolcular… "Egoist davranıp (Bu kaçıncı?) yanındaki bomboş Muhammed başta arkadaşlarına pas vermeyip, kalecinin kucağına attığı şutlarla maçı riske atan Halil'in bile "golle sonuçlanacak Muslera'ya geri pası sevdasını" seyrettik, Konyaspor önünde…

Hoca'm, maçları "kazanmak için" mi oynuyorsan, yoksa "Top takımımda kalma rekoru kırsın" diye mi?.. 

Takımın "onu bile beceremedi" Konyaspor maçının ikinci yarısında, bir ara maçı anlatan arkadaş "yüzde 71 / yüzde 29 dedi" top hâkimiyeti için; yüzde 29, forması "sarı kırmızı" olan takımındı, hem de "kendi sahası ve seyircisi önünde…" 

Bir sahaya çıkan 11'lere ve değerlerine bak, bir de yedek kulübesinde oturanlara ve de "takımın Konyaspor önünde ikinci yarıda neden ezim ezim ezildiğini" kendi kendine sor, Hoca'm, sor!..

Elinde Trabzonspor ile beraber "ligin en zengin kadrosu" var; bir Trabzonspor'a bak, bir de "şansla, rakip forvetlerin beceriksizliği, şanssızlığı ile Muslera ile hakemler ile 'zar zor' maç kazanan" takımına…

Ne oldu, sana Hoca'm; senin takımının "böyle disiplinsiz bir ekip hâline geleceğini" rüyamda görsem inanmazdım; hayra yormazdım; yazık, hem de çok yazık!..

Gencecik Halil'in ve onunla yarışan Kerem'in "egoizm gösterilerine" nasıl tahammül ediyorsun?..

Diagne gibi Rize'de "3 puanı kurtaran" hem de "formda" bir buldozeri, Konyaspor önünde santrayı geçemeyen, rakip kaleye tek şut atamayan takımının, taraftarına "her dakika başı gol yeme işkencesi" çektirirken, "Babel'den (Ne yaptı) çok sonra ve gene "88'inci dakikada sahaya sürmen", bilmem ki, "onu yok etmek istemekten öteye" ne anlama geliyor?..

Yazık ediyorsun kendine de, takımına da, sana inanan ve güvenen başkan ve yöneticilerine de, Galatasaray taraftarına da… 

Vazgeç yanlışlarından, fikri sabitlerinde inat ve ısrar etme… Şapkadan "tavşan çıkarmayı" bırak, sahaya "futbol oynayan" bir takım çıkar!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.