Einstein’ı dinleyin; Fatih Hoca’ya bakın!..

A -
A +

İnsanlığın yetiştirdiği en büyük bilginlerden biri olan Albert Einstein “Bilgi deneyimden gelir, bilgi malumat değildir. Bilmenin tek yolu deneyimlemektir” demiştir. Ama aynı Einstein “Aynı şeyi tekrar tekrar denemek ve farklı sonuçlar beklemek deliliktir” de demiştir.

Hatta “Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummaktır” sözü de onundur!..Bunları neden yazdım; bakıyorum, kulüplerimiz sezon başından beri “bol bol teknik adam değiştirdiler”; dahası, “hâlâ hoca arayanlar var”, işte onun için yazdım!..

Yarınlar için “görüş bildirmeyi” bir yana bırakıp, Süper Lig’in “biten” ilk yarısına bir göz atalım…  

İlk yarının “en başarılı” hocası, elbette “açık ara” Abdullah Avcı… Helal olsun… Binlerce alkış… Hak etti, edecek de… Sonunda da “içten / dıştan büyük bir kazaya uğramaz” ise, “Şampiyonun hocası” olacak!.. İlhan Palut… Daha kasımda “Pro Lisans Kursuna katıldı”, ama Süper Lig’in ilk yarısının “en başarılı ikinci teknik adamı”; itirazı olan var mı?..

Çalıştırdığı Konyaspor, Başakşehir’den 6,  Fenerbahçe’den 7, Beşiktaş’tan 11, Galatasaray’dan 12 puan önde, lig ikincisi…

Nerede Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin hocaları; Sergen Yalçın da, Pereira’da gitti gider… 

Fatih Terim’i ise oturduğu koltukta “kendisi değil”, kariyeri ve Başkan’ı tutuyor; “Yazık!..”

Bakınız, “UEFA Pro Lisans’ı olan” ve “Galatasaray’da 6 Süper Lig ve UEFA Kupası kazanan” eski talebesi Ergun Penbe, NTV ekranlarında “onunla ilgili” neler demiş:

“… Fatih Terim takımın başına geçtiği ilk dönem bize yardımcılık görevini teklif etti. Ancak biz kendimiz teknik direktörlük yolunda ilerlediğimiz için kabul etmedik. Ben zaten Fatih Hoca ile yıllarca çalıştım, ondan alabileceğim her şeyi aldım. Daha ne alabilirim ki? Yanında yıllardır çalışan hocalar var, görüyoruz. Fatih Terim hangi teknik direktörü yetiştirdi? Var mı? Yok…”

“… Ben kendim teknik direktörlük yapmayı düşündüğüm için teklifi kabul etmedim. Daha sonra yine teklif geldi ancak altyapı takımları içindi. Benim UEFA Pro Lisansım var, gerekli kulüplerde çalışmışım, olacaksam üst takımlarda olurum, alt takımları çalıştırmam diye düşündüm. Galatasaray’a hizmet etmek orada olmak isterim ancak doğru zamanda, doğru işi yaparak…”

Neden yıllardan beri “yanında ‘bayrağı gönül rahatlığı içinde, arkasına bakmadan, güvenerek teslim edecek’ kıratta bir yardımcısı yok”; işte Ergun Pembe’nin “bu açıklamaları” çok iyi anlatıyor; bir “yazık” daha!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.