Hoca, Başkan’a göre mi, Fenerbahçe’ye göre mi olacak?..

A -
A +

İşte burada atması gereken, atılması da zaten şart hâline gelmiş bir adım var; “Başına geçeceği takımın başarılarıyla, kamuoyunda ve medyada kendisinin hem de çok önüne geçecek” bir hocayı getirmek!..

-------

Çırpınıyorsun, Sevgili Yılmaz Vural, çırpınıyorsun, ama boşuna…
Sana, yüzde 100 olmasa da, yüzde 90 hak veriyorum, “göreve hazır olduğunu” belirterek diyorsun ki; “O gerginlikte, herkesin yapabileceği bir şey değil. Dolayısıyla herkes üzülüyor. Başkanı da oyuncusu da üzülüyor. Çocuklar neredeyse yürüyemeyecek hâle geliyor. Hakikaten bunları aşabilmek kolay değil. Bunları Yılmaz Vural aşar. Yanlış yapmazsın Ali Başkan'ım.”
“Yeni gelecek” teknik adamdan önce dört yılda Ali Koç Başkan’ın “kimleri” ve “kaç tane olarak” göreve getirdiği” ortada… İnternete girip sıralamayı sütunuma aktarmaktan bıktım… 
Ama ne var ki, “bir yazarın görevi bu”; gene girdim, tıklamalarla sonuna ulaştım, işte “acı” gerçek:
“Ali Koç, göreve seçildiği 2018 yılı haziranından beri, “Onunla çalışmayacağım” diyerek görevden ayırdığı Aykut Kocaman’dan bu yana, takımın başına 8 teknik adam getirdi. Phillip Cocu 15, Erwin Koeman 9, Ersun Yanal 54, Zeki Murat Göle 2, Tahir Karapınar 9, Erol Bulut 34, Emre Belözoğlu 10 ve Vitor Pereira 25 müsabakada hocalık yaptı…”
Şimdi “9’uncu” geliyor… Gazeteler “Namzetler arasında, Slaven Bilic, Okan Buruk, İsmail Kartal, Joachim Löw var” haberlerini tekrarlayıp duruyor…
Gelenler, gidenler, “gelecek namzetler” konusunda isim isim düşünmeye, analiz etmeye başladığımda, “bambaşka” bir sonuca ulaşıyorum… Ve…  
“Futbol bilgisi, yönetim beceri, yeterliliği” gibi kıstasların önünde, pek konuşulmayan “bir başka kıstasın olduğunu” görüyorum.
Başkan Koç, “medyada ve kamuoyunda kendisinin önüne geçecek’ bir teknik adam istemiyor”; işte “yeni hocada öncelikle olması gereken kıstas” bence bu!..
Evet, Yılmaz Kardeşim, “Sen bu kıstasa uymuyorsun”, hem de hiç; onun için, Fenerbahçe takımının başına gelme şansın yüzde sıfır!..
Keşke “Yok böyle bir kıstas” diyerek, Seninle sözleşme yapsa, keşke!..
Ya da mesela Löw’ü ya da “ona eşdeğer” bir hocayı getirse…
Büyük vaatlerde ve büyük bir şovla iş başına geldiği günden beri gelişen olaylar, Ali Koç’un “başkanlık niyet ve anlayışının hangi yönde ve nasıl işlediğini” ortaya koyuyor.
Onca emek, onca para, onca beklenti ve istek, verilen onca vaade karşılık, ulaşılamayan hedeflerin acısı, tribünlerin, milyonlarca taraftarın yüreğinde duyulurken, “nasıl sonuçlanacağı çoooktan belli olmuş” bir davada verilen ve bilinen kararı “sahiplenerek günlerce bayram yapmak”, doğrusu ya Ali Koç’un ne kadar zorda olduğunu gösteriyor.
İşte burada atması gereken / atılması da zaten şart hâline gelmiş bir adım var; “Başına geçeceği takımın başarılarıyla, kamuoyunda ve medyada kendisinin hem de çok önüne geçecek” bir hocayı getirmek!..
“Yıllardan beri başarıya susamış” Fenerbahçe camiasının, taraftarının hakkı olan ve de “büyük kulüp / büyük takım özlemini giderecek” bir teknik adam!..
Şaşıyorum, Ali Koç Başkan hâlâ ne arıyor, ne bekliyor?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.