BEŞİKTAŞ-G.SARAY DERBİ YORUMU: TAM DÜŞÜNDÜĞÜM GİBİ GEÇTİ

A -
A +

Derbi galibiyetini Beşiktaş'ın fiziksel gücü belirledi desem yeridir.
Maç öncesi analiz yazımda altını çizdiğim birçok husus derbide ortaya çıktı. 
TERİM BU ORTA SAHAYA MECBURDU
Beşiktaş'ın orta saha üstünlüğünün önemini maçın ardından Fatih Terim de açıkladı. Etebo'yu iki numaralı bölgeye siyah beyazlıların güçlü orta saha oyuncuları sebebiyle monte ettiğini söyledi. 
Bu aslında şu demek: 'Ben oyun planımın dışına çıkmak zorundaydım'.
Fatih Hoca, sezon başından beri tek ön liberolu (Taylan) sistemle oynayıp, topu bir an önce rakip on sekizde becerisi yüksek futbolcularıyla buluşturarak sonuç alıyordu. 
Maç öncesi analiz yazımda değindiğim hususlardan iki tanesi şuydu. 
- Beşiktaş'ın ön alandaki yoğun presinin bir sebebi de G.Saray'ın çıkışlarına mani olmak ve topun rakip forvetlerle buluşmasına set çekmek.
- G.Saray'ın hücum oyuncuları karşısında Beşiktaş defansı hata yapmazsa maçın favorisi siyah beyazlı takımdır. 
Nitekim öyle de oldu. G.Saray'ın net bir pozisyonu dahi olmadı. Çünkü bu pozisyonu oluşturacak forvet oyuncuları kolay kolay topla buluşamadı. 
BEŞİKTAŞ İSTATİSTİKLERDE ÇOK ÜSTÜN
Beşiktaş'ın kondisyoner Stefano Marrone'nin yaptırdığı çalışmaların semeresi olarak istatistik üstünlüklerine bir bakalım. 
Topla oynama: Beşiktaş %59, G.Saray %41
Toplam şut: Beşiktaş 14, G.Saray 9
 Başarılı pas: Beşiktaş 412, G.Saray 256 (Beşiktaş %60 fark atmış)
*
Fatih Hoca, Belhanda ve Etebo'yu Taylan'a yakın oynatmak zorunda kaldı. Böylece ön alan koşularında ve dolayısıyla pozisyon hazırlanmasında maça sanki 1-0 geride başladı. Futbol dilinde buna 'beraberliğe razı olmak' deniyor. Hoca'nın bu planı anlaşılabilir. Çünkü siyah beyazlıların hem orta alan üstünlüğü var hem de ani ataklarda hızlı çıkma özelliğine sahipler. Kısacası Terim'in iki numaralı bölgeyi savaşçı yapıda kurmaktan başka şansı yoktu. 
Sadece bu da değil. 
Beşiktaş oyunu rakip alana yıktığı zaman boğucu presle karşı savunmayı hataya zorluyor. Nitekim bunu ilk yazımda da belirtmiş ve demiştim ki, "Sarı kırmızılı tandem yoğun baskıda bocalayabiliyor". Görüldüğü gibi iki gol de Luyindama'nın hatası sonucu geldi. 
İlk golü atan Josef'in sezonun transferi olduğunu yazmıştım. Sambacı derbide inanılmaz oynadı. Hem defans anlamında, hem de ofans anlamında sahanın en diri ismiydi. Attığı goldeki sakinliği de ustalığını gösteriyordu. 

KARTAL'IN SAĞINA TEDBİR
Terim'in Etebo'yu takıma monte etmesinin bir sebebi de Beşiktaş'ın sağ hücumuna (Rosier-Ghezzal) tedbir almaktı. Bunda başarılı oldu. Kartal'ın sağ pençesi işleyecek alan bulmakta çok zorlandı. Rosier'in sinirli futbolunun bir sebebinin de bu olduğunu düşünüyorum. Ghezzal da o bilinen ortalarını yapmakta zorlandı. 
RIDVAN KİLİDİ
Beşiktaş'ın 19 yaşındaki sol beki Rıdvan beklediğim gibi on birde başladı ve ileri geri müthiş çalışarak takıma dinamizm kattı. İlk golde de katkı yaptı.Görüntülü boşalma için hatlarını arayın. Oğulcan boşluk bulamadı. Zaten doğru dürüst ne o, ne Diagne topla buluşabildi. Beşiktaş'ın savunması blok halinde uyumluydu, vazifelerini tam yerine getirdiler. 
ASLAN'IN HÜCUM VERİMSİZLİĞİ
Fatih Hoca'nın orta sahada savaşması için düşündüğü üçlü, efektif anlamda pozisyon hazırlayacak zenginlikte olamazdı. Bir tek Belhanda'da olan bu özellik sıkı markaj altında kayboldu gitti. Atiba ve Josef gibi oyuncular karşısında boş alan bulmak kolay değil. Gol atak başlangıçlarının paslarını vermek de kolay değil. Terim'in niye ısrarla İrfan Can'ı istediği zannederim daha iyi anlaşılmıştır. 
ABOUBAKAR'A TEDBİR TAMAM AMA
Terim'in tutan birkaç planından biri de Aboubakar'ı topla buluşturmamaktı. G.Saray bunda başarılı oldu. Fakat Kamerunlu oyuncu ayağına top beklemiyor. Geri gelerek istasyon görevi de görüyor ve adam da eksiltebiliyor. Yani Aboubakar'a tek başına top aldırmamak planı, onun gole gitmesine bir ölçüde mani olsa da, takıma faydasını ortadan kaldırmıyor. Nitekim futbolcu derbide sık sık ikinci bölgeye yaklaşarak aldığı topları da verimli kullandı, takımını rahatlattı. 
OZZY NEREYE KADAR?
Kartal'ın asıl gücü yıpratıcı presi. Dikkat ederseniz eskisi gibi Sosa, Talisca kalitesinde oyun kurucuları yok artık. Oğuzhan da eski formunu bir türlü bulamadı. Sergen Hoca'nın Ozzy'yi on bire koymasının bir sebebi de Ati-Josef'in varlığıydı. Oğuzhan'ın ince işçilikle atacağı gollük paslardan faydalanmak istedi. Fakat oyuncu bir daha zor gelecek kendini yeniden bulma fırsatını bence harcadı. 
GEGENPRESSING
Beşiktaş ikinci yarıyla birlikte fiziksel gücünü iyiden iyiye sahaya koydu. Derbi bana kalırsa ikinci yarıda başladı. G.Saraylı futbolcuları yıpratan ve sinirlendiren bu sert pres Diagne'nin atılmasına kadar vardı. Derbi de zaten orada bitti. Çünkü Beşiktaş gegenpressing'le topa sahip olunca zaten bir şekilde golü buluyor. 
11'e 11 oynarken rakibine karşılık vermekte zorlanan Cimbom, bir kişi de eksik kalınca bir tık daha geri çekilmek zorunda kaldı. Bu da Beşiktaş'ın istediği oyuna dönülmesi demekti. Kartal yüklendi ve sonuca gitti. 
Beşiktaş bu galibiyetle üç puanın ötesinde moral ve güven de kazandı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.