İpler kaçmıştı bir kere!

A -
A +

Bu maç için "kanatlar çalıştı, önde bastılar, arkaya yaslandılar, orta yapmadılar, forvet beceriksizdi" gibi analizlerin hiçbir manası ve değeri yoktu. Maçta herkesin ruh hâli tuhaftı. Maç Karabük'te mi oynanıyor, yoksa Sivas'ta mı oynanıyor belli değildi. F.Bahçe, henüz 6.dakikada öne geçince, Karabük'teki o çok cılız olan ümitler erimişti. 18.dakikadaki Egemen'in golü Trabzon'a bir coşku verse de bu coşku çok yavandı. Sanki suni ya da sanal bir goldü. 20.dakikadaki Sivas'ın beraberlik golü Karabük'te tuhaf geçen maçı daha bir tuhaf hale getirdi. Çünkü bu iki skor; şampiyonu Sivas'tan alıp, Karabük'e getiren skordu. F.Bahçe maçı berabere devam ettikçe Karabük'te duygular değişiyordu. O çok cılız olan ümitler, "olur mu?.. acaba!.." dedirtmeye başlamıştı. Ne zaman ki; Sivas'tan gelen F.Bahçe'nin galibiyet golü haberi maçı bir anda tozduman etti. Karabük'te sadece 21 dakika süren o tatlı rüya bitivermişti. *** 17 haftada 9 puanlık fark eridi. Eskişehir deplasmanındaki 0-0'lık skorla ipler F.Bahçe'nin eline geçti. Artık senin kazanman yetmiyordu! Rakibin de kaybetmesi lazımdı! 34.haftaya kadar kovalamak, yarışı şampiyonla aynı puanda bitirmek ve Şampiyonlar Ligi şansı bulmak küçümsenmemeli. 82 puan! Dile kolay! F.Bahçe ile hiçbir şekilde eşit şartlar altında bir mücadele verildiği söylenemez. Ne kadro yapısı! Ne medya-kamuoyu desteği! Ne de diğer yan unsurlar! Trabzon'a yakışan F.Bahçe'yi kutlamaktır. Şenol Güneş'in eline biraz daha flaş bir kadro vermenin çabası bugünden başlamalıdır. Pes etmek yok!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.