Bir genel kurulun ardından!

A -
A +

4 yılda bir yapılıyor. Türk futbolunun masaya yatırıldığı en yetkili kurulun üyeleri bir arada. Ama herkes uçağını kaçırmama derdinde... 2 saat durmaya bile kimsenin tahammülü yok. Türk futbolunu kurtaracakların bu ilgisizliği insanların ne kadar samimi olduğunu gösteriyor. Genel kurul delegeleri çok pasif kaldılar. Bu genel kurul 2 gün sürmeli. Türk futbolunun o kronikleşmiş her problemi bir bir konuşulmalıydı. Gelelim genel kurulun galiplerine ve mağluplarına. Göksel Gümüşdağ pasifize bir konumdaydı. Hiçbir konuda belirleyici olamadı veya çözüm sunamadı. Lütfi Arıboğan eski ve yeni yönetimin başkanvekili olduğu halde bütün sıkıntıları bilen biri olarak topa girmedi. Mahmut Özgener taviz vermedi. Dik duruşunu son ana kadar korudu. Bükülmedi. Ne yazık ki yeni Başkan Mehmet Ali Aydınlar iyi başlayamadı. Yunus Egemenoğlu ciddi ölçüde yara almıştır. Tavizler henüz genel kurulda verilmeye başlandı. Spor Toto'nun yayınladığı ilan. Trabzonspor'un öfkesi. Hele de genel kuruldan önce MHK ve Tahkim Kurulu Başkanlarını açıklamak seçilmemiş bir yönetimin iradesine ipotek koymaktır. Bu genel kurulu önemli bir galibi Melih Gökçek'tir. 6 delege ile genel kurula damgasını vurmuştur. İstediğini almıştır. Mehmet Ali Aydınlar'ı taviz vermeye itmiştir. Aziz Yıldırım F.Bahçe'nin patronu olduğu kadar Türk futbolunda da lider bir isim olduğunu ortaya koydu. Genel kurulun galibi hiç şüphesiz Aziz Yıldırım'dır. Sadri Şener'in Cüneyt Tanman için sarfettiği sözler de akıllardan çıkmayacaktır. Futbol Federasyonu yönetim kurulu üyeliği kabinede bakan olmak kadar önem kazandı. Bu keyif için insanlar araya kimleri koyabiliyor. Türk futboluna hizmet aşkı insanı ne hallere düşürüyor. Hangisi doğru? TFF Genel Kurulu'nda bir hukukçu çıkıyor. Futbolcuların mahkemelerde hak aramasını savunuyor. Diğer hukukçu çıkıyor. Bu konuda tek muhatabın federasyon, UEFA ve FIFA olduğunu söylüyor. Futbolcu davalarına bakma konusu ve profesyonel hukukçu olmak böyle bir görüş ayrılığına sebep mi oluyor acaba! Bir genel kurulun ardından!
Aklımın ermedikleri! Mahmut Özgener-Yıldırım Demirören yakınlaşmasını birisi izah etsin. O ağır sözler, o tehditler, o gergin günler neydi? Şimdi nasıl bu kadar dost oldunuz? Aziz Yıldırım-Melih Gökçek kavgası. A.Gücü Kulüpler Birliği'ni tanımıyordu. Emre Belözoğlu'nun sözleri iki kulüp arasında bütün köprülerin atılmasına sebep olmuştu. Genel kurulda F.Bahçe ve A.Gücü yakınlaşmasını izah edebilecek olana aşkolsun! MKE A.Gücü-Yunus Egemenoğlu dostluğu da çok uzak olmasa gerek! Onları da bir gün can ciğer kuzu sarması görürüz. Yeni MHK'yı bekleyen zorluklar! Yusuf Namoğlu saygın bir isim. Ekibini görmeden başarısı için bir şey söylemek zor. Ahenk içinde çalışacak bir ekip kurulacağından endişelerim var! Uyum içinde olacak ve katkı verecek isimler şart! Klasik MHK üyeliği dönemleri geride kalmış olmalı. Ufku ve vizyonu olan isimler olmalı. Klasmanlar belirlenecek. Bu çok ciddi bir konu. Tazyikler olacak. Baskılar her taraftan gelecek. İşin içinden nasıl çıkacakları ilerleyen günler için de bize fikir verecektir. Seminer, eğitim ve kamp programları için vakit çok daraldı. Hakem Derneği konusu yine çözüm bekliyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.