Cüneyt Çakır bir model olmalı!

A -
A +

Cüneyt Çakır'ın başarı hikâyesi, master ya da tez konusu olabilecek niteliktedir. Kendisi dışında geldiği bu noktayı bu ülkede kimse hayal edememiştir. Başarı hikâyesi en ince ayrıntılarıyla bir gün mutlaka kaleme alınır. Avrupa'da yönettiği "istisnasız" her maç, onu daha ileriye taşımıştır. Türk hakemliği yıllardır bütün uluslararası turnuvaların çok uzağında, içeride yerden yere vurulan bir halde, her başarısızlıkta birilerinin kellesinin alındığı bir yerde iken; Cüneyt Çakır isminde farklı bir tip çıktı ve bu gidişata "dur" dedi. Artık Türk hakemliğinde Cüneyt Çakır "öncesi" ve "sonrası" diye iki dönem var. Hakemliğe toplum nazarında bir saygınlık kazandırdı. Etrafını saran zincirleri kırarak ve çok çalışarak nelerin başarılabileceğini herkese gösterdi. Bu salt bir hakemlik başarısı değildir. Cüneyt Çakır, bu ülkedeki pek çok gencimiz için bir rol model oldu. MHK'lar artık kendilerini aşmalıdır. Artık Türk hakemliğinin çıtası çok yükseldi. Cüneyt Çakır, çıtayı pek çoklarının hayal edemeyeceği, duysa da inanamayacağı bir noktaya taşıdı. Bunu yaparken yalnızdı. Sadece kendisi, ekibi ve etrafında birkaç kişi vardı. Eğri oturalım, doğru konuşalım. Ne federasyon ne MHK ne de diğer unsurlar kendilerine pay çıkardıkları oranda bir katkı sağlamadılar. Asıl görev bundan sonra başlıyor. Ortada güzel bir örnek var. MHK'lar planlamayı bu rol modele göre yapmalı. Federasyonlar, hakemlerin de kendileri için değerli olduğunu hatırlamalı. Onların gelişimine katkı sağlamalı. Cüneyt Çakır onların hakem politikaları için de bir milat ve örnek olmalı. Sayın Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören gidip bu turnuvada canlı olarak Cüneyt Çakır ve ekibini seyretmeliydi. Seyretmedi! Ama yapabileceği çok şey var. Sahip çıkmalı. Hakemleri Milli Takım'ın başarısından ayrı bir kefeye koymamalı. Orada beş kişilik bir Hakem Milli Takımı görev yaptı. Bunun farkında olmalı. Sayın Spor Bakanımıza sesleniyorum. Dünyanın en büyük spor organizasyonlarından birisinde bizi üst seviyede başarıyla temsil eden, yarı finalde, finalde görev yapan hakemlerimizin, milli bir sporcudan ya da milli bir takımdan farkı var mı? O halde devletimiz de bu başarılı insanlara sahip çıkmalı. Bu ekip mutlaka onore edilmelidir. Hakemler, Sayın Başbakan'la bir araya getirilmelidir. Vizyon sahibi bir MHK nasıl olur! Talimatları "yazboz tahtası" yaparak, Türk hakemliğini bir yere getiremezsiniz! MHK, sadece klasman yapmaz! Sadece seminer yapmaz! Sadece müsabakaya hakem ve gözlemci atamaz. MHK'da görev yapanlar; idealist, misyon ve vizyon sahibi kişilikler olmalı. Yetenekli ve genç hakemi bulacaksın. Bulmakla da kalmayacaksın, onu eğiteceksin, geliştireceksin. Çok basit bütçelerle bir çırpıda ayağı yere basan birçok proje sıralayabilirim. En başta eğitimi ve hakemi seyretmeyi seven sabırlı adamlara ihtiyaç var. Bir tanesi çıktı, HİF hakemliği diye bir şey uydurdu. Hiçbir katkı ve fayda sağlamadı. Hakem seçimini bitirdi. Anadolu'da yaşı, boyu, fiziği, ahlakı hiçbir şeyi uymayan insanlar "hakem oldum" diye ortalıkta geziyor. MHK çıkıp da "Bu işten vazgeçtik. Olmuyor!" demiyor, diyemiyor. İl Hakem Kurulları için en ufak bir yeniden yapılanma yok. Yetenekli insanlarla temas kurmak yerine, yetersiz ve eskilerle zaman geçiriliyor. Bir mentör işi var ki; "Sanki insanları memnun etme kurumu!" Mentör talimatı köküyle yanlış. Mentörün Türkiye'deki karşılığı yaşı geçmiş ya da gözlemcilik yapma yeteneği kalmamış insanlara verilen unvan. Hakeme verecek hiçbir şeyi yok. Şimdiye kadar 1-2 istisna hariç kime ne vermişler? Ey MHK üyeleri, sizin kadar bu ülkede MHK üyeliği yapmış insan sayısı 3'ü 5'i geçmez. Şu ana kadar radikal hangi kararları aldınız? Klasman listelerinde onca yanlışlık var. Bir sürü isim yanlışlıkla listede. Bunu düzeltmeye dahi cesaretiniz yok. Talimatları "yazboz tahtası" yaparak, Türk hakemliğini bir yere getiremezsiniz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.