İstinye'de sabah olmuyor!..

A -
A +

Futbol Federasyonunun maçların takvimini ve saatlerini ayarlayan birimi ayakta uyuyor. Ya MHK? Onlar hiç uyanmadı ki! Bakın 3.Lig'de her hafta 27 maç oynanıyor. Yani 54 takım maça çıkıyor. 24 Ekim Çarşamba gününe maçlar konuldu. Yani Kurban Bayramı'nın arefe gününe... Bu bayram yoğunluğunda 54 takımın hiçbir hassasiyeti dikkate alınmadı. 27 deplasman takımının seyahati, konaklaması hiç düşünülmemiş. Peki MHK ne yaptı? Pazartesi sabahı 27 orta hakeme tebligat yaptı. Toplam 135 hakem ve gözlemci. Tabii bir de temsilciler. Hadi bu bayram kalabalığında bilet bulun! Yer bulun! Maça gidin bakalım! Uçaklarda yer yok. Bu 135 kişi bayram akşamı şehirlerine nasıl dönecek? Bunu hesap edemeyenler o koltuklarda oturmaya devam ediyor. Yahu o İstinye'de bu kadar basit bir planlamayı yapacak sorumlu insanlar yok mu? Bu maçlar arefe günü oynatılmaz! Madem oynatacaksın, hakeme tebligatı 10 gün önce yaparsın. Her şeyi işinize geldiği gibi yapıyorsunuz da! >> Başkan var gücüyle! MHK Başkanı Zekeriya Alp'i bu sütunlarda zaman zaman eleştirdik. Şahsından çok kurulunun eksiklerini dile getirmeye çalıştık. Ama şunu gördük ki, Zekeriya Başkan her geçen gün konulara biraz daha hâkim oluyor. Radikal kararlar alabiliyor. Eleştirilere değer veriyor. Hakemlerin problemlerini çözmeye çalışıyor. Her şeyden önemlisi hiçbir kimseye önyargısı yok. Bazı konular bir günde çözülebilecek gibi de değil. Biz bunun farkındayız. Zekeriya Alp'in iyi niyetinden hiç kimse şüphe etmemeli. Morali bozuk hakem sayısı biraz fazla... Sayın Başkan, bunları bizden iyi biliyor olmalı. Kurulundaki bazı arkadaşlar hakemin moralini ve motivasyonunu bozmakta çok başarılı! >> Maksat üzüm yemek mi? Lig maçı canlı yayınlanırken kritik bir pozisyon oluyor. Bazı yorumcular anında telefonlara sarılıp eski birkaç hakeme müracaat ediyor. Bu eski hakemlerin bazıları, kendisini sürekli güncelliyor. En yeni yorum ve bilgiye hâkim. Ama bir kısım eski hakemler var ki dünyadan bi haber! Pozisyona, takımların rengine ve hakemin ismine bakarak yorum yapıyor. Bu tam bir facia işte! Burada maksat belli... Ortalık karışsın, MHK başarısız gözüksün. TFF gitsin, MHK gitsin. Hakem ter akıtmış, en doğru kararı vermiş, hiç öyle bir dertleri yok. Kamuoyunun kafası karışıyor. Tıpkı şu bayramlarda ve Ramazan aylarında türeyen ilahiyatçı yazarlar gibi. Daha yeni biri çıktı ya "ayakkabıdan kurban olur" diye... >> Bir portre Bundan böyle ara ara "Bir portre" başlığı ile bazı isimleri bu sütunlarda tanıtmayı planlıyorum. Bu hafta Cemal Güzelaydın'dan bahsetmek istiyorum. Futbol Federasyonu eski yöneticilerinden Serdar Güzelaydın'ın yeğeni. Bu yüzden zihnimde "torpilli" diye bir algı vardı hep! Cemal Güzelaydın'la ilgili bilmeyenler için birkaç özel not ve bilgi vermek istiyorum. 2005 ve 2008'de hakemlikte klasman düşmüş. İkisi de amcasının güçlü bir TFF yöneticisi olduğu yıllar. Kendisi 9 Eylül Üniversitesi'nden mezun bir İnşaat Mühendisi. Çok iyi derecede İngilizce, Fransızca ve İspanyolca biliyor. (İspanya Milli Takımı 2009'da Türkiye'ye geldiğinde mihmandarlık yapacak kadar İspanyolcaya hâkim! İspanyol futbol takımları ülkemize geldiğinde ilk temas kurulan kişi.) Geçen yıl Ulusal Yardımcı Hakem kadrosunda iken MHK'ya "Bana maç vermeyin" diyor ve hiç maça çıkmıyor. Çünkü hayali düdük hakemliği... Bu yıl ise Bölgesel Hakem kadrosuna alınmış. 27 yaşındaki Cemal Güzelaydın kimseden bir şey istemiyor ve beklemiyor. Herkes rahat olsun. Mesleğiyle ilgili çok önemli bir dünya şirketinde iyi bir işi var. Geçmişte Oğuz Sarvan şimdi Ünsal Çimen böyle bir değeri sanıyorum ellerinden kaçırdılar. Ama bir gün Cemal Güzelaydın'ı futbolda çok önemli bir mevkide görürseniz şaşırmayın. Bizden söylemesi! Hakemliğe ve hayata bakışı: 40 yıldır bu işin içinde olanlara ders niteliğinde. Öyle tespitleri var ki, hayran oldum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.