Bir hakem iki yorum!

Ziraat Türkiye Kupası Finali'nin hakemini bakın iki yorumcu nasıl analiz ediyor.

AHMET ÇAKAR: "Fırat Aydınus eyyamcının kıralı olmuş. Maçı konuşa konuşa idare etmeye çalıştı. Tempoyu düşürdü, özellikle ilk yarıda Zokora'nın Emre'nin göğsüne attığı tekmeyi sarı kartla geçiştirmesi futbol adına utanç verici." 

ERMAN TOROĞLU: "Fırat Aydınus düzgün maç yönetti. 'Bu maça verilir mi?' diyenleri utandırdı. Aydınus özellikle ince hesaplar yapmayan, bunu da kararlarına yansıtmayan bir karaktere sahip hakem tipi. Hiç tanımama rağmen seyrederken bunu hissediyorum."

Bu ülkenin hakem uzmanı sanılan iki kalemi arasında aynı hakem için 180 derecelik bir görüş farkı var.

Tek bir pozisyon için olsa yorum farkı der geçersin.

Ama biri eyyamcı diyor, diğeri düzgün maç yönetti diyor.

Buradan şu çıkıyor. Çok ciddiye alınmamalılar.

2013'ün en büyük finali İtalyan hakem Nicola Rizolli'ye gitti.

Yarın iki Alman takımı arasında Şampiyonlar Ligi finali oynanacak. Finalistlerin aynı ülkeden olması, heyecanı biraz azalttı. Farklı ülke takımları olsa heyecan çok fazla olurdu. Daha renkli bir final olurdu.

İngiliz ve İtalyan kulüpleri finale gelemedi.

Bir aydır medyamız bu finali Cüneyt Çakır'ın yöneteceği şeklinde bir beklenti içine girdi. Çakır'ın bu finale Rizzoli ile birlikte aday gösterilmesi güzel.

Rizzoli son 3 yıldır final bekliyordu. UEFA Hakem Şefi İtalyan Collina'nın kendi ülkesinden bir hakemi tercihi de hoş görülebilir.

Rizzoli 1971 doğumlu. Önünde çok zamanı yok. Cüneyt Çakır, Rizzoli'den 5 yaş küçük.

Rizzoli ile Çakır'ın son bir yılki performanslarına bakalım isterseniz.

Cüneyt Çakır 2 grup maçı 1 yarı final, Rizzoli 2 grup maçı 1 çeyrek final maçı yönetti.

Rizzoli, bu yıl Şampiyonlar Ligi'nde 3 maç (Braga-G.Saray, Malaga-Porto, Schalke-Arsenal) ve UEFA Ligi'nde 1 maç (Twente-Bursa) yönetti. Kötü yönettiği Malaga-Porto maçı puan kaybetmesine sebep oldu.

Cüneyt Çakır Şampiyonlar Ligi'nde 4 maçın yanı sıra Japonya'da Dünya Kulüpler Kupası finalini yönetti.

Bütün bu tablodan anlaşılan, Çakır performans olarak Rizolli'den önde bir hakem. 

Tarihte ilk defa Şampiyonlar Ligi finali yönetmeye aday bir hakemimiz oldu.

Final gelmeyince bazıları hakemimizi "yetersiz" buldu.

İstikrar iyidir. Finalleri de çabuk tüketmemeli. Cüneyt Çakır'ın önünde daha uzun yıllar var. 

Diyelim ki MHK, 2-3.Lig'de görev yapan ulusal hakem kadrosundan istim üstündeki 10 kişiyi seçti ve Süper Lig kadrosuna aldı.

Bu 10 hakem kâğıt üzerinde en büyük sıçramayı yapmış oldu.

Peki, önümüzdeki sezon ne yapacaklar?

Süper Lig'de bol bol 4. hakemlik... Arada bir PTT 1. Lig'de görev...

Hakemi köreltmek için bundan daha iyi bir metot bulunamaz.

Zaten son yıllarda Süper Lig'e alınan hakemde "Ben bu ligde maç yöneteceğim" diye bir duygu kalmadı artık.

2 yıl, 3 yıl süs eşyası gibi bu ligde duracağım. Eh biri çıkıp da maç vermeye başlarsa önüm açılacak.

Hakem kazandığı bütün hakemlik melekelerini bu düzende kaybediyor.

Koca bir sezonda 1 tek maç alınca da stres basıyor. Başarabilecek miyim?

Bu uygulama insan tabiatına aykırı.

Böylece kadronun yüzde 25'i sezona otomatik olarak moralsiz ve ümitsiz giriyor. Ve sezonu da bir önceki yıldan "ekside" tamamlıyor. 

4 hafta, 5 hafta üst üste 4.hakemlik yapan bir hakem aşama kat edebilir mi?

İlave yardımcı hakem dedikleri 5 ve 6'ncı hakem uygulaması yeni sezonda ülkemizde de başlayacakmış!

UEFA bu işe çok sıcak, FIFA ise tam tersi hakemlikte teknoloji kullanmak istiyor.

Bu iş Türkiye'de hiç tartışılmamıştır. Hiçbir hazırlık yapılmamıştır.

Bunu deneyen İtalya bin pişman.

Siz daha Türkiye'de hakeme uyan yardımcı hakemi atamayı beceremiyorsunuz. 5-6'ncı hakemi nasıl nerden bulacaksın, nasıl atayacaksın?

Göstermelik bir iş olacaktır. Federasyon ekonomik külfetinden hoşlanmayacaktır.

Şunu görüyorum. Hakemlerin çoğu da hiç tanımadığı 5-6. hakemlere sorumluluk vermeyecektir. 

Ekranlara ve medyaya bol malzeme olursunuz, o kadar.

Kural sınavları yapıldı. Sorular makuldü. Şeffaf bir görüntü sergilendi.

Şimdi klasmanlar yapılacak.

MHK objektif olmalıdır. Hak etmeyenleri taşımaya kalkarlarsa, taşınacak hale gelirler. Bunun yakın tarihte çok örnekleri var.

Takdir onların.

Süper Lig hakem ve yardımcıları pazartesi günü İstanbul'da 1 gecelik bir kamp için toplanacak. 5 ve 6'ncı hakemlik ile ilgili kısa bir eğitim planlanmış.

Ardından Boğaz gezisi ile sezonun da stresi atılacak. 

Haklarıdır. Kolay değil. Koca sezon boyunca kalbi kırılmamış, incinmemiş bir tane hakem yoktur.

Karabük'te İl Hakem Kurulu klasman listesini hazırlamış.

MHK üyesi listeye itiraz etmiş; bir kişi çıkarılıp yerine bir tane bayan hakemin aday gösterilmesini istemiş.

İl Hakem Kurulu da "Biz listeleri açıkladık. Şimdi bunu nasıl yaparız?" diye direnince o MHK üyesi hoşlanmadığı Sinan Orak'ı çıkarıp yerine bir bayan hakemi ilave ettirmiş!

Adana'da İl Hakem Kurulu'ndan birinin bazı turnuvalardan alınan hakem paralarını kendi hesabına geçirdiği iddiaları var. İş savcılığa intikal etmiş. Bütün belgeler bana da ulaştı.

MHK, nedense İl Hakem Kurulları hakkında radikal karar almaktan hep kaçınıyor. Suya sabuna pek dokunmak istemiyor. Acaba yapılan somut bir işlem oldu mu?