22 Eylül Beşiktaş'ın kimyasını bozmuş

A -
A +

Travmanın üzerinden sadece 29 gün geçmişti.
Beşiktaş bu arada iki deplasman yapmış ve cezasını çekeceği ilk maç için Olimpiyat'ta sahaya çıkmıştı. 

Futbolcular daha ısınırken 22 Eylül akşamını konuşuyorlardı. Bilic koridorlarda yalnız başına dolaşırken burnundan soluyordu. Takımından izole edilmiş cezasını çekmenin isyanı içindeydi. 
Maçın deplasmandan farkı yoktu Beşiktaş için. Baskı yapacak seyircin yok, sahada futbolcunu ateşleyecek hocan Bilic tribünde. 
Beşiktaş'ta skora, futbola isyan edecek bir tane oyuncu yoktu. Bu maçın bir lig maçı olduğunu ve karşılığında 3 puan verileceğinden Beşiktaşlı futbolcuların galiba haberleri yoktu. 
Fernandes yokları oynuyor. Sanki birilerine küsmüş. Nitekim Beşiktaş'ın kaptanlık bandını bile taşımak istemedi. 
Maç temposuz, sıkıcı ve son derece keyifsizdi. 
Eğer forvetin Almeida ise ceza sahası içine top indirmen lazım. Ne kanatlar, ne de orta saha bu işi beceremiyor. 
İlk yarı bu şartlar altında geçti. 
Beşiktaş'ın yedek kulübesindeki hamle oyuncuları Ömer ve Mustafa dün gece sahada varlık gösteremedi. Kulübe çok yetersiz. Eğer İstanbul'da Rize maçını çevirecek oyuncun sahada, kulübende yoksa bu ligde şampiyonluk Kaf Dağı'nın ardında... 
Rıza Çalımbay'ın ekibi Rizespor iştahlıydı. Beşiktaş'a top oynayacak alan bırakmadı. Zaman zaman da kaleci Tolga'ya ve savunmaya zor anlar yaşattılar. 
Yunus Yıldırım dün gece bildiğimiz Yunus Yıldırım'dı. Kart göstermedi, penaltı çalmadı, faulleri de ara sıra çaldı.
Bir çift sözüm de Olimpiyat Stadı civarındaki Beylikdüzü, Başakşehir, Esenyurt, Bahçeşehir'in hanım ahalisine... Maç ayağınıza gelmiş. Stadı size tahsis etmişler. İnsan bu maçı kaçırır mı? İlgi yok denecek kadar azdı. 


Maçın adamı
Serkan Kırıntılı

KIRILMA ANI Almeida'nın 
kaleciye nişanladığı şutlar 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.