"Yo Yo" olamaaz!

A -
A +

 Dünyada ve Türkiye'de hakemlik bambaşka bir noktaya geldi. Atletik test nedir, ne değildir? Kimsenin pek bildiği de yok!. Artık antrenmanı sevmeyen ya da aksatan birinin hakemlik yapabilme şansı kalmadı.

Önceki gün Süper Lig hakemlerinin İstanbul'da Yo-Yo atletik testlerini izledim. (Benden başka gazeteci yoktu.)
Testlerden önce Fiziksel Gelişim Sorumlusu Doç.Dr.Ali Kızılet'le biraz sohbet etme imkânım oldu.
Süper Lig kadrosunda görev yapan 40 orta ve 80 yardımcı hakemin günlük antrenmanları polar saatleri vasıtasıyla takip ediliyor. Programlar verildi ve bu programları uygulayan hakemler, 2009'dan bu yana testlerde belli bir noktaya gelebildiler. Daha da alınması gereken mesafe var.
Açık söylüyorum; bu testleri Süper Lig'in en çok koşan futbolcusunun dahi geçebilme şansı yok!
UEFA bunun da 2 kademe üstünü istiyor.
Trent böyle!
Şampiyonlar Ligi ile bizim ligimiz bir değil.
Bu testler, belki bazı kalp doktorlarının karşı çıkabileceği "şiddette" bile olabilir. 40'lı yaşlardaki hakemleri, gereksiz bir fiziksel ve psikolojik baskıya zorluyor.
Hakem idmanını yapacak. Beslenmesine, kilosuna dikkat edecek. Bunlar kabul.
Hakeme yeterince baskı var. Bu kadar baskının üzerine bir baskı daha uygulamak kimseye bir şey kazandırmaz.
MHK da doğru olanı yapıyor, bu testleri şimdilik esnek tutuyor.
30 yaşındaki hakeminle 43 yaşındaki hakemine aynı test çok da isabetli değil!
Testlerde dikkatimi çekti. MHK Başkanı Zekeriya Alp hepsi ile tek tek ilgileniyordu. Hakemini dinliyor, onların arkasında ve yanında olduğunu hissettiriyor. Şu gerçeğin altını çiziyorum: Hakemler Zekeriya Alp'i seviyor.
Şunu da söylemeden geçemem. Kasım ayındayız. Hakemin antrenman parası Ağustostan bu yana yatmamıştı. Neyse ki dün yattı.
Özetle, o zorlu çalışma sonrası hakemlere inanın acıdım. O özverilerine. 



Gözlemci şikâyetçi!
Süper Lig kadrosundaki gözlemcilerin maçlara eşit ve adil sayıda gitmedikleri konusunda şikâyetler var. Buna ben de katılıyorum.
Sıkıntı ve problemlerini anlatmak için ilgili MHK üyesine ulaşamayanlar da oluyor.
Bazen de 2 ve 3.Lig'de denetlenen gözlemci raporlarında şekil işine fazla takılıp, gerçeği kaçırıyorlar. 
Gözlemci raporunu doğru yazsın da, şekil hataları düzeltilir. Siz yeter ki içeriğe bakın.
Sırf bu yüzden sahadaki gerçekleri yansıtmaktan kaçınan gözlemciler var. MHK'da bu şekil işi takıntı halini almış.

Terazi doğru tartmalı!
> Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus'un hafta içinde Şampiyonlar Ligi'ne gidecekleri ligde çıkacakları ekiplerden anlaşılıyor.
> Murat Özcan, 26 Ekim'de K.Karabük-M Park Antalya maçında 5.hakemdi. Tamam, hatası oldu. 5 hafta oldu, yine maç yok. O hafta hatası olanlar 3-4 maç aldı. MHK galiba bu çocuğu unuttu. 
> Cem Satman'a bu hafta af çıkmış. Belki de Fırat Aydınus'un Avrupa ekibinde olduğu için...
> Bir hafta 4.hakem, ertesi hafta yardımcı hakem olarak aynı takımın maçına çıkmayı hoşgörebilirim (Serdar Diyadin-İsmail Şencan). 
> Deniz Çoban adeta söke söke bileğinin hakkıyla maç alıyor. Ders niteliğinde bir hakemlik serüveni yaşıyor. Kitabı yazılacak bir mücadele. 

Genel Merkez ne yaptığının farkında mı?
Uzun zamandır Hakem Derneği ile ilgili hiç yazı yazmama düşüncesindeydim. Çünkü bu iş öyle bir noktaya geldi ki... Dernek kimsenin ilgilenmediği 3-5 kişinin eğlencesi olan bir yapı halini aldı. Dernek, hakemin hele de gazete okuyucusunun umurunda mı?
İstanbul'da amatör maçta 60 kişi bir olup hakemi linç ediyor. İl Hakem Kurulu da bu kulübün maçına ertesi hafta hakem atamıyor. 
Hakemin sosyal örgütü olan Dernek Genel Merkezi, İl Hakem Kurulundan hesap soruyor: "Maça niye hakem çıkmadı?" diye...
MHK sormuyor, dernek soruyor!
Bu dernek, hakemin hakkını arama misyonunu tamamen kaybetmiştir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.