Bu Dünya Kupası çok başka!..
Brezilya 2014; çok konuşulacak, çok irdelenecek bir Dünya Kupası oluyor. Tahminlerin ve beklentilerin çok üzerinde bir kupaya şahitlik ediyoruz.
Sonuçlar, skorlar, gruplarından çıkanları-çıkamayanları tahmin edebilmek mümkün değildi.
Uyutan ya da keyif alamadığımız maç yok gibi...
Dünya futbolunda devrim niteliğinde yenilikler oluyor. Tatil yapmayıp bu turnuvaya kafa yoran teknik adamlar bu şampiyona sonunda bunun analizini yapacaklardır.
Acaba ülkemizde kaç teknik adam bunun farkına varabildi? Acaba kaç futbolcumuz plaj voleybolundan, denizden-havuzdan vakit bulup da bu şampiyonayı dikkatle takip ediyor?
Kendisini geliştirmek isteyenlerin çıkaracakları çok dersler var.
Bir hakem kararına koşup çevresini saran futbolcuları gördünüz mü?
Bizde yarın lig başlayacak.
Hakem kararları sonrasında futbolcular yine hakemin etrafını saracak. Kulüp başkanı demeç verecek: "Hakem futbolcu psikolojisinden anlamıyor" diyecek.
Kulüpler Birliği toplanacak, hakem kurumu hakkında "kendine göre" olması gerekenleri buyuracak.
Kendini çağdaş sanan yorumcularımız da "hakemin eksiklerini" anlatacaklar. Hakem futbolu bilmiyor diye bir hava ve algı meydana getirecekler.
Bu kupada şunu gördük. Ne fauldür, ne faul değildir. Faulün tarifi konusunda çıkarılacak çok dersler var.
Faul tarifi, Brezilya 2014'te bir kere daha ortaya konulmuştur.
"Faul verildi-verilmedi" bunun analizini kupa bitince bu sütunlarda yeniden yapacağım.
Bizdeki faul anlayışı çağın çok gerisinde. Artık oyuncu kendisine değince yere atmayı unutsun. Ayakta kalacaksın. Kalamazsan işte sadece bizim ligde oynarsın. Bir de kumda, plajda... Elin oğlu Brezilya'da...
Bu Dünya Kupası'nda oyunun tempo kazanmasında, oyunun güzelleşmesinde hakemlerin katkısı çok büyük.
Maalesef bizim yorumcular, birkaç hatalı karara takılıp "hakemler çok kötü" algısını bu turnuvada da yerleştirdiler. Tıpkı ligimizdeki gibi.
Hatalar oldu. Ama çok da derslik kararlara ve hakem performanslarına da şahit oluyoruz.
Brezilya'da niye kimse yok?
Futbol Federasyonu 2014 Dünya Kupası'nı oldukça uzaktan takip ediyor. Cüneyt Çakır ve ekibinden başka Brezilya'da hiç kimse yok.
Size Almanya'daki 2006 Dünya Kupası'nı takip eden biri olarak hatırlatayım.
Haluk Ulusoy dönemiydi. Orada ne hakemimiz ne de milli takımımız vardı.
Ama 9 MHK Üyesi, 7 FIFA kokartlı hakem final maçını Almanya'da canlı izlemişlerdi.
İyi bir eğitim ve tecrübe olmuştu. Şenes Erzik, Türk ekibine statta yer bulmuştu. Hatta biz Türk gazetecilerin çoğu final maçını izleyememiştik.
Yine 2008 Avrupa Şampiyonası'na 2 MHK üyesi ve bir FIFA hakemi yine TFF tarafından İsviçre'ye götürülmüştü. Hatta Cenevre'deki bir maçta bu ekiple karşılaşmıştım.
Mevcut federasyon birkaç hafta önce ABD'ye bir sürü lüzumlu-lüzumsuz adamı götürdü.
Brezilya'da hakem eğitimcileri, MHK'dan birileri, birkaç FIFA hakemi, birkaç yardımcı hakem bulunmalıydı. Sayın Şenes Erzik'ten bu konuda yardım istenilebilirdi.
Türk hakemliği adına iyi olurdu.
Diyeceksiniz ki; "Sen MHK'yı Türkiye'deki hangi final maçında (Kupa finali, PTT 1. Lig finali, 2. Lig finali) gördün ki?"
Siz de haklısınız!
Yeni gözlemciler!
Süper Lig gözlemci kadrosuna Kuddusi Müftüoğlu ve Zafer Demir de katılıyor.
Müftüoğlu gözlemcilik yapmaya pek niyetli değildi. Ancak, tecrübe ve birikimini aktarması için aldığı bu karar isabetli olmuştur. Çok sayıda genç ve kendisini yenileyebilen gözlemcilere ihtiyaç var.
Bu arada bölge eğitimcilerinin de süratle yenilenmesi gerekiyor. Hakemlerin çok ama çok gerisindeler. Bu eğitimcileri, hakemleri soktuğunuz sınava soksanız, ortalamanın üzerinde bir not alabilmeleri çok zor. Hakeme sorduğunuz 25 soruyu bir sorun bakalım. Neyle karşılaşacaksınız...
Erzincan'dayım!
Her yıl olduğu gibi tatil için memleketim Erzincan'dayım. Samsun-Ordu üzerinden Erzincan'a ulaştım. Şimdi Eğin'de dut, Üzümlü'de kiraz zamanı. Buz gibi sular. Çok moda olan tabirle biraz "organik" besleniyoruz. Trafik yok. Çok şükür doğal klima altında İstanbul'un ve yılın yorgunluğunu atmaya başladık.