Nihat Özdemir’e açık mektup!..

Sayın Başkan; önce Federasyon Başkanlığınız hayırlı olsun. Önünüzde dört sene gibi kısa sayılamayacak bir zaman dilimi var. Türk futbolu için bir şans olmanız; tamamen size bağlı.

Hakemlik başlığı altında ve etrafında birkaç noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.

Dört sene sonra... Ya mevcut düzeni devam ettirmiş bir Nihat Özdemir olarak anılmak var ya da bir “Nihat Özdemir geldi milat oldu” diye anılmak var. Tercih tamamen size ait. 

1) Bu işin ilk adımı ehil bir MHK’dır. Size kulüplerin, siyasilerin, iş dünyasından yakınlarınızın, yönetim kurulu üyelerinizin tavsiye ettiklerinin hiçbiri ehliyet sahibi değildir. Bunu aklınızdan hiç çıkarmayın. Bu duruma mâni olacak gücünüz yoksa dokuz kişilik bir danışman ya da scout kadrosu kurun. Bu “hatırlı (!)” kişileri orada istihdam edin.  

2) Medyaya, kulüplere kulak asmayın. Ölçünüz UEFA olsun. Bir şey danışmanız gerekirse; hakemlere sorun. Mesela sizin yerinizde olsam 24 hakemi toplar, “Herkes günlünden geçen MHK Başkanı ve üç yardımcısını bir kâğıda yazsın, isimsiz imzasız bir zarfa koysun” derdim. On dakika içinde en doğru dört kişiyi bulursunuz. Bunu aniden ve habersiz yaparsanız; bir organizasyon riski ile de karşılaşmazsınız.

3) Sahibi olduğunuz Limak Holding’de genel müdür, CEO ya da sizi ve şirketinizi temsil edecek insanları seçerken; nelere dikkat ediyorsanız, MHK başta olmak üzere bütün kurulları seçerken de lütfen ona bakın.

4) Zekeriya Alp’ten (16 Aralık 2014) bu yana Türk hakemliği hızla geriye gitmektedir. Elde çok yaşlı bir hakem kadrosu var. Hakemlerin klasman atlaması son beş yıldır bir-iki istisna hariç, tamamen “eş dost ricası” ile yapılmaktadır. Şu anda da 20’ye yakın hakem, yukarı alınmak istenmektedir. Bunun en az 12’si yine “eş dost işi” olacaktır. 

5) 126 profesyonel kulüp, eşit olsun. Futbol hukuku karşısında Emre Belözoğlu, Volkan Demirel, Hasan Şaş, Caner Erkin, Arda Turan, Fatih Terim, Hasan Kartal, Fatih Öztürk, Lopez, Orhan Ak hepsi eşit olsun. “Yapanın yanına kâr kalıyor” dönemi son bulsun.

6) Bir hakem yukarı alınırken, seçilirken, defalarca izlenmesi lâzım. Bir kişinin, 90 -180 dakika izlemesi, onay vermesi ile iyi ya da kötü hakem olmaz. Bu memlekette anlı şanlı hakem yöneticileri, “Cüneyt Çakır’dan FIFA hakemi olursa benden FIFA Başkanı olur” demişlerdir. En yuvarlak ve içi boş cümle şudur; “Yeni Cüneyt Çakır’lar yetiştireceğiz.” Cüneyt’ten sonra, dünya arenasına çıkacak şu an için hakemimiz yok. Ve ülke bunun farkında değil. 

7) Ufuk Özerten, Zekeriya Alp, Kemal Dinçer gibi isimler; dışarıdan gelmelerine rağmen hakem camiasında çok iyi izler bırakmıştır. Hayatı ve hayalleri sadece MHK Başkanlığı ve üyesi olanlar sizi yanıltabilir. Yani hakem kökenli olmak avantajdır, ama her şey de değildir.

8) 16 Ağustos’ta başlayacak olan ligimiz için VAR’ın temel prensiplerinin altı çok kalın kalemle çizilmeli. 

9) Hiçbir işe yaramayan Hakem Derneği, süratle genel kurula götürülmeli ve lâğvedilmelidir. İl Hakem Kurullarının bütün ihtiyaçlarını, federasyon karşılamalıdır.

10) Temsilciler son zamanlarda ipin ucunu iyice kaçırdılar. Ya rapor yazmıyorlar ya da raporları değişiyor. Bazı kulüpler ve bazı isimler aşırı ayrıcalıklı hâle geldi.

11) PFDK, Tahkim Kurulu, Temsilciler Kurulu Başkanları, millî takım seyahatlerine götürülmemeliler ve altlarındaki otomobiller de derhâl alınmalı. 

Sayın Özdemir; kamuoyunda sınırsız bir itibarınız ve krediniz var. Bunları başarabilecek gücünüz de birikiminiz de var. Tercih sizin.

 

Süleyman Abay!
Hakem camiasında vefa pek yoktur. Teşekkür etmeyi, takdir etmeyi pek bilmezler.
Süleyman Abay 25 yıllık hakemlik hayatını, yaş haddinden noktaladı.
İstanbul’da her hakemde emeği vardır. Kimseye yanlışı olmamıştır. Mütevazıdır, sevilir, sayılır. 
Hakem Derneği, İstanbul Şube Başkanıdır.
Abay, iş hayatında da son derece başarılı olmuştur. Bir ajans ve dijital baskı üzerine uluslararası bir şirket sahibidir.
Ne yazık ki; MHK onu onore edecek bir maç bulamamıştır. 6 hafta üst üste 4. hakemlik vermekle yetinmiştir. 
Dilerim; yeni MHK, İstanbul’un üç stadından birinden onu flaş bir hazırlık maçı ile uğurlar. 

 

Bu derbi bitmez!
G.Saray-Başakşehir maçı bitti sanmayın!
Fatih Terim, sezona üç maç ceza ile başlayacak. (Birini ligin son maçında çekti, geriye iki maç kaldı.)
Abdullah Avcı’yı, “Çete hâlinde saldırdılar!” cümlesi ile hatırlayacağız.
Anlaşılan o ki; yeni sezonda Beşiktaş-G.Saray derbileri, çok kolay geçmeyecek.