Öküzün altında buzağı aramayın!

F.Bahçe’ye yakın ve bu kulübü takip eden iki gazeteci arkadaşım şu iddialarını sürdürüyor; “F.Bahçe’nin kazandığı maçın hakemine bir sonraki hafta maç vermeme uygulaması tam 9 haftadır devam ediyor.”
Şimdi gelin bu fikri birkaç madde ile çürütelim.
1) F.Bahçe 9 haftada 5 maç kazandı. Bir kere bu iddia 9 hafta için değil, sadece 5 maç için ileri sürülebilir. 
2) MHK genel olarak düdük çalan hakemi bir sonraki hafta dinlendirmek ya da VAR’da kullanmak istiyor. Üst üste düdük verme taraftarı değil. 
3) Geçen hafta Rize, Sivas ve Kasımpaşa takımları maçlarını kazandılar. Bu kulüplerin maçlarında düdük çalan Koray Gençerler, Alper Uusoy ve Ümit Öztürk’ün de bu hafta maçları yok.
4) Sekizinci haftada kazanan takımlarını maçlarını yöneten hakemlerin Abdülkadir Bitigen (Antalyaspor-G.Birliği 0-6), Özgür Yankaya (Trabzonspor-G.Antep 4-1), Yaşar Kemal Uğurlu (Başakşehir-Göztepe 2-1), Cüneyt Çakır (Alanya-Ç. Rizespor 5-2), Mustafa Öğretmenoğlu (Konyaspor-Y. Malatyaspor 0-2) 9. haftada maçları yoktu.
5) Ali Şansalan A.Gücü-Beşiktaş maçının ardından F.Bahçe-Konyaspor maçını yönetti. Her MHK, böyle iki tane zorlu maçtan sonra genç bir hakemini dinlendirmeyi tercih edebilir, koruyabilir. 
6) Öyle haftalar olur ki; en formda ve güvendiğiniz bir hakeme maç bulamazsınız. Ya da bir hakemi bir sonraki hafta için bir maça saklamış olabilirsiniz.
7) Denizlispor-F.Bahçe maçından sonra Fırat Aydınus’un, F.Bahçe-A.Gücü maçından sonra Abdülkadir Bitigen’in, Başakşehir-F.Bahçe maçından sonra Halil Umut Meler’in ve F.Bahçe-Gaziantep maçlarından sonra Arda Kardeşler’in birer hafta dinlenmeleri de çok anormal bir durum değil.
Bilmem anlatabildim mi?

Öfke ve nefretin boyutları!
Günümüzde “Sosyal medya” diye bir gerçek var.
Bu nasıl bir kindir? Bu nasıl bir öfkedir? Bu nasıl bir kıskançlıktır?
Bakın; çok yakın tarihte birileri Twitter hesaplarını kapattı, birileri tweet’lerini sildi. Şimdi birileri Tweet atıyor, iki saat geçmeden siliyor. Belli ki, söz konusu olan hakem ikaz ediyor.
Kimin hangi hesapları açtırdığını ve yönettiğini herkes biliyor.
Hayat bu; hakaret ettiğiniz adamlarla yarın belki beraber çalışacaksınız!
Bu olmadı mı? Onlarca örneğini sayarım.
Ancak bu “kontrolsüz saldırganlık”, artık “psikiyatrinin” sahasına giren bir konu. Çok yazık!

UEFA’dan ne bekliyordunuz ki?
Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turundaki Başakşehir-Olimpiakos karşılaşmasının sonunda teknik direktör Okan Buruk, İsrailli hakem Orel Grinfeld ile girdiği diyaloğun sonunda kırmızı kart görmüş ve bir maç ceza almıştı.
UEFA, Yunan takımı ile oynayacağımız maça İsrailli hakem atamıştı. Kızmıştık. Bu İsrailli hakem o günden bu yana Şampiyonlar Ligi’nin gediklisi oldu!
UEFA’nın İrfan Can Kahveci için asker selamına soruşturma açması çok da sürpriz değil!
Sürpriz olan, Göksel Gümüşdağ’ın, Servet Yardımcı’yı açıktan hedef alması.

Hakeme sıra gelmedi!
Salı gecesi TGRT Haber’deki programımızda moderatör sevgili Sabri Ugan, 90 dakikanın sonunda “Bizi izlediğiniz için teşekkür ederiz, iyi geceler” diyordu ki, araya girdim.
“Tek kelime hakem konuşmadık. Ne güzel programdı.” dedim.
O da MHK ve hakemlere teşekkür etti.
Ama o kadar çok kriz konusu vardı ki, hakemlere sıra gelmedi. 
Yani hakem konuşmadan da olabiliyormuş.

Sadece takvim mi?
Hafta içinde kupada 27 maç oynandı.
Hafta sonu liglerde 62 maç oynanacak.
Toplam 89 maça hakem, VAR, AVAR ve gözlemci yetiştirmek kolay değil. Ancak şöyle bir şikâyet var!
İzmir ve Manisalı hakemlerin atletik testleri, kupada maça çıkabilmeleri için 13 Kasım’a ertelenmiş. Ama Muğla, Aydın, Denizli ve Uşak illerinin koşusu ertelenmemiş. 
Kupada 4. tur maçlarının tarihleri bir ay önceden belliydi. Koşu bir hafta önceye ya da sonraya çekilemez miydi?

Bu sezon, ilk oldu!
Zorbay Küçük, Y. Malatyaspor-Kayserispor maçını yönetti.
Jahovic’e yapılan faul için VAR’daki Yaşar Kemal Uğurlu, hakemi çağırdı.
Hakem, gitti izledi, “bir şey yok” dedi.
Dokuz haftada ilk defa VAR’a gidilip de karardan dönülmeyen bir uygulamaya şahit olduk. 
Bu hafta Zorbay Küçük’ün maçı var, Yaşar Kemal Uğurlu’nun maçı yok.