Kazanan; Türk futbolu!

A -
A +

Futbola doyduk, gözlerimizin pası silindi, teşekkürler Sergen Yalçın, teşekkürler Sörloth!..

 

Maç çok yüksek bir tempoda başladı. Bir an için kendimi “Premier Lig maçı seyrediyorum” sandım.
Seyrederken, yoruluyordu insan...
***
Sörloth’u ceza sahasına sokarsan ve topa da vurabilirse mesafe hiç fark etmiyor. Önünde Vida varmış, Karius varmış bunların hiçbir önemi kalmıyor.
Nitekim; ilk golü böyle ve çok da erken attı.
Bu gol, Beşiktaş’ı inanılmaz tahrik etmişti!
Bu sezon hiç bu kadar iştahlı bir Beşiktaş izlememiştik!
Trabzon kalesine yerleştiler. Ya çerçeveyi tutturamıyorlardı ya da kaleciyi geçemiyorlardı.
Beşiktaş’ın bu baskısı golü ve golleri getirecekti.
Trabzon’da orta saha diye birşey kalmamıştı. Doğan, Mikel’i çok arattı, Ndiaye etkisizdi.
Kalecin, savunman bir yere kadar...
Uğurcan, çıkardıklarıyla gecenin yıldızı oluyordu; ta ki 64’te yediği Beşiktaş’ın galibiyet golüne kadar.
Çok rahat havadan ve yumuşak gelen topu Vida’ya bıraktı; “al da at” dedi.
***
Dün akşam Sergen Yalçın’a hayran kaldım.
Sakinliğine, sükûnetine, soğukkanlılığına...
Ne hakeme, ne sahaya, ne rakibe... Hiç kimseye bulaşmadı...
Maçı germedi, işine baktı...
3 puanı alamadı ama futbolu hayran bıraktı...
***
Sörloth’un ilk golünden önce faûl var mı yok mu?
Norveçli’nin niyeti topla oynamak mı?. Atiba’yı itiyor mu?
Memleket bu golü çok tartışacaktır.
İptal etseler de “hakem ve VAR’ın kararı” memlekette yine kabul görmeyecekti.

Maçın adamı: Sergen Yalçın
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.