Krampon...

YILDIRIM Demirören’in durup dururken, “Şampiyon biz olacağız” demesine bir anlam verilemedi.
∆∆∆
F.BAHÇE günü boş geçirirken, taktik idmanı için Alex’in giyeceği tişörtü beklemeye koyuldu.
∆∆∆
İDMANLARDA sürekli çift kale maç yaptıran Şenol Güneş’ten açıklama: “Fenerbahçe’nin tek rakibi kendisidir.”

Bizim pano

MURAT: Fransız mıydı o futbolcu?..
SERDAR: Yok... Yabancı uyrukluydu...
...
ARKADAŞI: Geçen hafta dedemi gömdük...
SERDAR: Aaa... Niye?..
...
ALİ: G.Saray yönetimi de pasif bu sene...
SERDAR: Bence de... Çok duyargasız kalıyorlar...
…
DOKTOR: Sigara kullanıyor musun?.. Kahve falan?..
SERDAR: Sigara az içiyorum... Kahveye de bazen gidiyorum...

TERS AÇI

“-Engel çıkarmak!..” (...Ufuk Acar'dan)

Temel'in yeri...

Kadının biri doktor Temel’in yanına girmiş;
“-Bu sabah aynaya baktım, saçlarım saman gibi, yüzüm buruşuk çuval gibi, kulaklarım sanki birer kepçe... Elle tutulur bir yanım kalmamış... Ne oluyor bana böyle?..”
“Hadiseye iyi yönünden bakın” demiş Temel;
“-En azından gözleriniz çok iyi görüyor...”

Kadınlar nedir?

Kadınlar termostur: Her tartışmayı ilk günkü gibi sıcak tutarlar...
...
Kadınlar kitaptır: Korsanları hemen piyasaya çıkar...
...
Kadınlar sigaradır: Zararlıdır ama bırakması zordur...
...
Kadınlar otomatik kapıdır: Ne zaman çarpacağı belli olmaz ve her alışveriş merkezinde bulunur...
...
Kadınlar bebektir: Önce konuşmasını istersiniz, sonra susmasını...
...
Kadınlar reçetedir: Karmaşıktır, anlaşılması zordur, ama mecbur kalırsınız...
...
Kadınlar trafik canavarıdır: Bir anlık dalgınlık hayatınıza mal olur...

İtirafım var...

(...isim: muzaffer ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi dört)
Benim şahit olduğum bir trafik polisi anonsu da çok komikti...
Fatih’teki postanenin caddesinde bir araba park etmek için yer bakınıyor, polis amca, ona kızıyor...
Yalnız plakasını okumak yerine, tampondaki yazıyla sesleniyor;
“-Babam sağ olsun, bekleme yapma canım... Babanı pişman etme...”
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Öğrendim ki;

“-Çok konuşanı, çok az dinliyorlar…”

Yıldız Abla günlüğü

-Bugün de mutluymuş gibi yaptık çok şükür.
-Keşke anlatmadan da dile gelebilse bazı şeyler.
-”Güzel sevmek” çok sevmekten yüzlerce adım ötede.
-Küçükken düşünce ağlardım şimdi ise düşününce.
-Bir kadının derdi, asla anlattığı kadar değildir.
-Unutma, gerçekten sevenin ahı tutar.

Ana Kumanda

(...ATV / Tatlı Sert)
STÜDYODAKİ KADIN: Bi’ şey seziyorum ama ne seziyorum?..
MÜGE ANLI: Ay sezaryen gibi bi’ şey bu... 
∆∆∆
(…A SPOR / Spor Ajansı)
MEHMET ÖZCAN: Bugün yine iddialı tarafından kalkmışsın?
EMRE BOL: Ben Fatih Terim’e soruyorum; Aziz Yıldırım hapiste olmasaydı, o kupayı, o gün, orada alabilir miydi?
∆∆∆
(...TV 8 / Bay Tahmin)
FİKRET ENGİN: Fenerbahçe Alex’i hâlâ çok arıyor...
MURAT ÖZARI: Telefonla mı arıyor?..

Ayaküstü...

Sanki dünya değil, bir maskeli balo
Kimisi beraber, kimisi yalnız solo.
…
Mazide kaldı sanmayın siz, zulümler
Ne çok var hâlâ, zalimane ölümler.
…
Korkana korkmayana herkese ölüm var
Korkan korksun, korkmayana ölüm yâr.
…
Döndürme kimseyi arkadaş, gel kendine
Döneceksen kendine dön, gel kendine.
(...Mustafa Koç / Okur – Yazar)

Mutluluk...

“-Bir gün, bir hafta, birkaç yıl daha dayanabiliriz…
Ama eninde sonunda yitirmeye yazgılıyız...
Bedenimiz sağ kalır ama ruhumuz er geç ölümcül darbeyi yer...
En kusursuz cinayet budur;
Yaşama sevincimizi kimlerin öldürdüğünü, bunu hangi güdüyle yaptıklarını, suçluların nerede bulunacağını bilemeyiz…
(…Paulo Coelho)