Krampon...

A -
A +

AZİZ Yıldırım; seçimli kongrenin, kendisi görevdeyken 10. Galatasaray Şampiyonluğunu görmeden yapılması için düğmeye bastı…
∆∆∆
BEŞİKTAŞLI Talisca: “Ben de Quaresma gibi saç stilimle kalıcı olmak istiyorum...”
∆∆∆
MESUT Özil’in “Annem Türkiye’de oynamamı istiyor” açıklamasından sonra Fenerbahçe muhabirlerine gün doğdu.

Yıldız Abla Günlüğü
-Rahatınız bozulmasın diye hangi doğrudan vazgeçtiyseniz, o fiyata satıldınız demektir.
-Adamsa notunu hayvansa otunu verip geçeceksin.
-Duygularımı ve paramı asla kontrol edemiyorum ikisini de hep gereksiz yerlerde harcıyorum.
-Verdiğim 100’ün 96’sını geri alırım, etrafımda 4 dönersin.
-Hayatıma biri girince ben çıkıyorum...
-Size verilen sevgiyi nefrete çevirmeye bayılıyorsunuz.

Bizim pano
Mustafa Abi katıldığı toplantıdan sevinçle döndü...
“He heh... Bugün de bilgisayar çantası hediye ettiler” diyerek yepyeni çantayı masaya koydu ve içindeki hediyeleri anlatmaya başladı;
“-Ooo... Cüzdan da koymuşlar... Atkı da varmış... Bir tane ayna... Hayda... Ruj ve törpü vs...” Cüzdana bakılınca anlaşıldı ki; toplantıya katılan bir bayanın çantasını kapıp gelmiş!..

Öğrendim ki;
“-İnsanın acılarını, yine kendi acıları kapatıyor…”

Ana Kumanda
(...A SPOR / Takım Oyunu)

SERKAN KORKMAZ: Burak Yılmaz bu maçta da sürekli yerlerdeydi?...
ERMAN TOROĞLU: Newton yaşayıp Türkiye ligini görseydi; ‘Ben yanlış yapmışım’ derdi...
∆∆∆
(...TV 8 / Bay Tahmin)
FİKRET ENGİN: Negredo uzun süredir gol atamıyor yine. Bu hafta atacak mı?..
MURAT ÖZARI: Bakıyorum... Negredo olta atıyor...
∆∆∆
(...ATV / Tatlı Sert)
STÜDYODAKİ KADIN: Müge Hanım, üst komşu gelmiş, ne oldu gözüne diyor... Her gün dövüyor bu adam beni...
MÜGE ANLI: Beyefendi eşinize şiddet uyguluyor musunuz?..
TELEFONDAKİ ADAM: Müge Hanım, dürüst olun siz olsanız dövmez misiniz bu kadını?..

Sevgi...
“-Sevmek kolay değildir… İnsan sevmeyi başaramıyor, ama sevmek zorunda kalıyor…
Herkesin sevmek hakkında konuştuğunu ve sevmenin, insanın en temel ihtiyaçlarından biri olduğunu söyleyebilirim.
Sevmek, kısaca, bir varlığın bir başka varlıkla birlikte olması, onunla birlik olması deneyimi demektir.
Yine de, sevmenin günümüzde görece nadir görülen bir fenomen olduğunu söyleyebilirim.
Oysa etkisine kapıldığımız çok fazla duygusallık var, sevmeye dair çok fazla illüzyon var...
Burada esas sorun, insanın gerçekten sevmeyi başaramıyor oluşudur...
Sevmek zorunda kalıyor kişi...
Çünkü başka şeylerle ilgileniyoruz.
Başarılı olmakla ilgileniyoruz, parayla ilgileniyoruz, araçlarla ilgileniyoruz...
Pazar günleri hakkında konuştuğumuz en önemli şeyler, en az dikkat harcadığımız şeylerdir...
Sevmek kolay değildir...”
    (…Eric Fromm)

itirafım var...
(...isim: hasan polat ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi iki)

Kız arkadaşınıza başka bir isimle seslenirseniz, bir sürü bahane bulabilirsiniz;
“-Teyzemin kızının ismi, alışkanlıktan öyle dedim...” “-İş yerinde bir arkadaş var, alışkanlıktan onu söyledim...” “-Dizideki güzel kıza çok benziyorsun, bilerek söyledim” vs...
Ancak telefonunuza kızın ismini başka bir isimle kaydetmenizin ne mantığı, ne savunması vardır... Siz siz olun telefona isim kaydederken çok dikkatli olun!..
Bir de aynı kıza atılacak kısa mesajı; kişiler listesinde kızın hemen altında bulunan babaya atma skandalım var.
Üstelik o sırada babamla birlikte televizyon seyrediyorduk...
Kafa nereye biz oraya...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim…)

Temel’in yeri...
Eşraftan biri bir gün, Trabzon’a gitmiş, bir kahvede Temel’le tanışıp, muhabbet etmeye başlamışlar.
Bir ara, Temel’in belinde kabzası havalı, elde oyulmuş bıçağını görmüş...
-Bıçağına bayıldım, demiş Temel’e ve masaya bir 50’lik banknot basarak, “Aldım gitti...”
“-Pen piçaumi vermem” demiş Temel...
-Al, sana 100 o zaman, diye vurmuş 100’lük banknotu masaya...
“-Vermem” demiş kararlı bir şekilde Temel!..
-Ooo amma uzattın ha, demiş bizimki. Bak bu son teklifim! Al sana 300 lira, daha da param kalmadı...
“-Haçan sen anlamiymisun, vermeyeceğum dedum piçağumi...”
Adam takmış bi kere bıçağa, çıkarmış bileğindeki Rolex saati..
-Bak arkadaş, bu var ya bu? Hayatında göremeyeceğin kadar para eder! Son teklifim, veriyor musun bıçağı?...
“-Haçan arkadaşum, ne istersen iste, piçagumi isteme penden!..”
-Sen ne kaçırdığının farkında değilsin galiba! Bak, bu saat, var ya, som altındır, kadranı sedef, düğmesi de yakut!..
“-Haydaa, sen penu anlamaysun kaliba, vermeyceum daaaa” demiş ve açıklamış;
“-Hele bak... Diyelum ki aldum saatinu, verdum piçagimu... Yarin celdum kahveye ha burda bir kahve içeceum... Kalkti pirisu dedu baa “Hay ben senin...” Ne diyeceum pen ona;
“-Altiyi çeyrek geçi?..”

Krampon...

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.