Krampon...

A -
A +

KENAN Sofuoğlu’nun “Cumhurbaşkanımın isteği üzerine kariyerimi noktalıyorum” demesi üzerine, Fenerbahçeli taraftarlar Aziz Yıldırım için Saray’a doğru yürüyüşe geçti.
∆∆∆
KIRMIZI kart cezalısı olduğu maçta kırmızı kart gören Tosic bu kez cezasını Playstation’da çekecek...
∆∆∆
“BEŞİKTAŞ taraftarı ‘Git’ demediği sürece gitmem” diyen Şenol Güneş için diğer takımlardan taraftar transferi bugün başladı...

Temel’in yeri...
Temel’le nişanlısı Fadime tarladan köye dönüyormuş...
Temel’in bir elinde ipinden tuttuğu kuzu, öteki elinde boş bir kova, koltuğunun altında bir tavuk, omuzunda da bir dirgen varmış...
Fadime ise, bir kucak odun götürüyormuş evine...
Bir ara Fadime Temel’e dönmüş;
“-Temel! Bu yolda seninle yürümekten korkuyorum, ya bana saldırırsan...”
­Yapma yahu... Elimde bunlar varken, sana nasıl saldırabilirim ki?...
“Hayır yani” demiş Fadime;
“-Dirgeni yere batırıp, kuzuyu ona bağladıktan sonra, tavuğu da kovanın altına kapatarak yaparsın diye korkuyorum...”

Bizim pano
Serdar’ın Galatasaray maçına saatler kala açtığı televizyon tek kanala kilitlenip kalmış...
Kabloları kurcalamış değişmemiş, kapatıp açmış değişmemiş... Kucakladığı gibi tamirciye götürmüş...
Almaya gittiğinde adam arızasını da söylemiş;
“-Abi bir şey yok bunda... Kumandanın pilleri bitmiş...”

Ana Kumanda
(...BEYAZ TV/Beyaz Futbol)
ERTEM ŞENER: Evet bitime dakikalar kaldı, ne diyeceksin hocam lig için?
AHMET ÇAKAR: Ne denir ki Ertem; ‘mistik’ güçlerin haftaları başladı...
∆∆∆
(…NTV / Yüzde Yüz Futbol)
MURAT KOSOVA: Hiç duymadın mı hocam Rabona diye bir vuruş?
RIDVAN DİLMEN: Çok güzel anlattın, hoşuma gitti ama ne demektir vallahi bilmiyorum.
∆∆∆
(...BEYAZ TV / Beyaz Futbol)
SİNAN ENGİN: Dünyanın en iyisi Ronaldo.
ERTEM ŞENER: Kanatsız uçabilen tek canlı diyebilir miyiz Ronaldo için, ne dersiniz?..

Öğrendim ki;
“-Her sohbet keyif veriyor, ancak her omuz huzur vermiyor…”

itirafım var...
(...isim: a.k. ...şehir: İstanbul ...yaş: yirmi yedi)
Babamla birlikte dışarı çıktık... Gezdik dolaştık karnımız acıktı...
İsmi “Kömür Lokantası” olan bir yere girdik...
Garson sipariş için geldi;
“-Buyurun, ne yersiniz?...”
Babam “Bana kömürde pişen çorbadan getir...”
Anlamsız anlamsız bakarak gitti...
Tabii babam bu arada, kömürde pişen yemekler hakkında bilgiler veriyor...
Birazdan bildiğimiz mercimek çorbası geldi önümüze...
Yemekten sonra fişe baktım “Ahmet Kömür... Kömür Lokantası” yazıyor...
Sonraki kahkaha ve esprilerimiz “Kömür” üzerine gelişti...
(omer.soztutan@tg.com.tr itiraf edin, rezil edelim…)

Kadınlardan ricamızdır!
“-Beni tercih etmenin sebebi ne?..”
(…Seni ilk gördüğüm andan beri vuruldum, sen farklısın” gibi şeyler duymak istiyorum)
...
“-Anneniz kaç yaşında?..”
(…Senden hoşlandım... Evlilik durumunda kaynanamın ne kadar yaşayacağını merak ediyorum)
...
“-Daha önce hiç benim gibi biriyle karşılaştın mı?..”
(…Doğru yoldasın... Bir de benim gibi güzel, zeki ve alımlı biriyle olmadığını söylesen)
...
“-Boyum kısa mı?... Kilom nasıl?...”
(…Ne dersen de ben eksiklerimi biliyorum... “Ben seni böyle seviyorum” de yeter)

“-Arkadaşım Arzu’yu nasıl buluyorsun?..”
(…Arkadaşımı acayip kıskanıyorum... Çabuk iyi biri olmadığını ve insanları kullandığını falan söyle)

Ayaküstü...
“Yabanlık” vardı eskiden. Köyden şehire giderken giyilirdi sadece…
Hatta öyle ki yabanlığı olmayanlar köyden şehire giderken komşu veya akrabasının elbise, ayakkabısını alır, giyer öyle giderlerdi şehre...
Öyle günler görmüşlüğümüz, öyle günlerden gelmişliğimiz vardır.
Hayat bize kurmuş bir yağlı tuzak,
Şükür, bize şimdilerde ne çok uzak.
(...Mustafa Koç/Okur-Yazar)

Krampon...

 

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.