Krampon...

AYKUT Kocaman, Comolli’nin raporu doğrultusunda Topal ve Hasan Ali ile yolların ayrılması durumunda takımda kalmak için bir sebebinin kalmayacağını yönetime iletti.
∆∆∆
F.BAHÇE’nin gözden çıkardığı Aykut Kocaman’a Çin savunma sporu takımlarından teklif yağıyor…
∆∆∆
NEYMAR, Dani Alves ve Messi’yi aynı transfer haberinin içinde yazan F.Bahçe muhabirleri, Beşiktaşlı gazetecilere tarihî fark attı.

Bizim pano
Haftanın olayı; Sırrı’nın yabancı bir filmi baştan sona Türkçe altyazılı olarak seyretmesi... Filmin finalinde bilgisayarın sesini açtığında, Türkçe dublaj olduğunu görmesi...

Temel’in yeri...
Temel böcek ilacı tanıtımı yapıyormuş...
İlacı alanlardan biri, “Bunu nasıl kullanacağım” diye sormuş...
Temel gayet ciddi bir şekilde anlatmış;
“-Bak kardeşim; bu şişenin kapağını bir sağa, bir sola çevirerek açacaksın... Sonra parmaklarının ucuyla bir tutam ilaç alıp, yakaladığın böceğin gözüne dökeceksin...”
Adam itiraz etmiş;
-Abi ben böceği yakaladıktan sonra kendim de öldürürüm...
“Daha iyi ya kardeşim” demiş Temel;
“-Aldığın ilaç yanına kâr kalır...”

Öğrendim ki;

“-Acı yoksa,
zafer de yok…”

Ana Kumanda
(...BEYAZ TV / Beyaz Futbol)
ERTEM ŞENER: Ahmet Çakar’la biz uçakta bile sohbet edemeyiz, çünkü sürekli okur...
GÖKMEN ÖZDENAK: Ben de uçaktayken okurum... Ama sürekli dua okurum...

Hayat...
“-İnsan korkusuz doğar. Korku, zorla ‘öğretilir’…
Hastalıklar ‘öğretilir’.
Ne hastalıklar, ne ilaçlar, ne de tedaviler gerçektir. Hastalıklar, benlikteki olumsuz yöndeki değişimlere karşılık gelen semptomlardır.
Onlar bizi ancak kendimizi kanalize etmemiz gereken düşünce şekli için uyarma amaçlı ortaya çıkabilirler.
Bizi fiziken zor durumda bırakmak için değil.
Hayatınızda önünüze çıkan herkesin özel bir görev ile karşınıza geldiğine emin olun.
Ve ona varlığı için teşekkür edin.
Özellikle düşmanınızsa.
Herkes sizi gösterir. Çünkü herkes sizden dolayı vardır. Bu sizin dünyanız.
Sizi arayan arkadaşınız sizsiniz. Çalışanlarınız, üstleriniz, aileniz, hepsi sizsiniz. Yay da, ok da, hedef tahtası da; hepsi sizsiniz.
Önünüzde gelecek varken, geçmişle uğraşmayın.
Ama geleceği de yeni bir ‘eski geçmiş’ yapmak için yaşamayın.
Onu şekillendirin; bu kez şekillendirin; geçmişinizin tekrarlarından kurtulun.
Başınıza gelmiş ve gelecek her şeyin tek sorumlusunun kendiniz olduğu gerçeğiyle barışmayı reddettiğiniz her gün tedavi süreciniz gecikecek…
Yeni bir eski geçmiş için her seferinde yeni bir adım attığınızla kalacaksınız.”
(…Stefano D’Anna)

Yıldız Abla Günlüğü

-Anlamak istiyorum bazen ama anladığımda da keşke anlamasaydım diyorum.
-Seni hâlâ seven yüreğime de yazıklar olsun.
-Fazla beklenti, mutsuzluğu ve hayal kırıklığını beraberinde getirir.
-Anlatma kimseye kendini, bırak cesareti olan çözsün.
-Hayatım bir ara çok aşırı sevdiğim ama yaptıklarıyla kendini sıfıra indiren insanlarla dolu.
-Bazen tek sorun senin onu seviyor, onun da bundan besleniyor oluşudur.
-“Sen bana iyi geliyorsun” cümlesindeki huzuru bulunuz.
-Tek başına ayakta durmanın bedeli ağır olur ama sefasını anlatamam.

Nostalji...

Muharrem Bey’e seçim sonunda sormuşlar;
“Adaylık dönemini değerlendirir misiniz” diye...
Anlatmaya başlamış;
“-İyi aydır koşturuyorum, adaylık videomu tersten oynattıkça inanın mest oluyorum...”
-En sevdiğiniz yer neresi?..
“-Kemal Bey’in ‘Gel bakalım Muharrem’ dediği yer. Omuzlardan inerek kapıdan geri geri gidip, bir arabaya binip caddelerde kayboluyorum ya, keyiften çıldırıyorum...”