Hakiki bayram...

A -
A +

Bayram, affa uğramaktır. Bayram, günahlardan kurtulma günüdür. Mü'minin bayramı, günahlarının affedildiği gündür. İmanla öldüğü gün bayramdır. Cennette Allahü teâlânın rûyetine kavuştuğu ve Peygamber efendimizi gördüğü gün, mü'minin bayramıdır. Hakiki bayram, Rabbimizin huzuruna, yüz akıyla çıkabilmektir. Bir bayram günü, insanların neşeyle eğlendiklerini gören hazret-i Ali; "Günah işlemediğimiz gün de, bizim bayramımızdır." buyurmuşlardır. Bir kimse, Dâvûd-i Tâî hazretlerinden nasihat isteyince, ona hitaben: "Dünyâ hayâtında oruçlu gibi ol. Ölüm geldiğinde bayram sevinci içinde ol! Halktan yırtıcı hayvandan kaçar gibi kaçıp kendini mesûd kıl. Dilini koru. Lüzumsuz şeylerden kaçın. Dünyâ ile çok az ilgilen. Âhirete götüreceğin şeyler nisbetinde dünyâ ile ilgilen" buyurmuştur. Behlül-i Dânâ hazretleri de şu beyitleri sık sık okurlarmış: "Bayram, yeni elbiseler giyenler için değildir. Ancak ilâhî azâptan emin olanlar içindir. Bayram, bineklere binenler için de değildir. Ancak hatâ ve isyânı bırakanlar içindir." Allahü tealanın ihsanı... Allahü teala, Muhammed aleyhisselamın ümmetine, nice mübarek günler, geceler ihsan etmiştir. Ramazan ve Kurban Bayramları da bu ihsanın içindedir. Bunları fırsat, ganimet bilerek, Rabbimizin rızasına kavuşmayı talep etmeliyiz. Ana-baba hayatta ise, rızasını almak için uğraşmalıdır. Zira ana-babasını râzı eden kimse için, Cennette iki kapı açılır. Bir kimsenin ana-babası zâlim olsalar dahi onlara karşı gelmek onlarla sert konuşmak câiz değildir. Çeşitli vesilelerle, onların elleri öpülüp, duâları alınmalı, haklarını helâl ettirmelidir. Ana-babanın dualarını almak için vesilelerden biri de bayramlardır. Bayramlarda, ana-babaya çeşitli hediyeler alıp, bayramları tebrik edilerek, hakları helâl ettirilmeli ve duâlarını almalıdır! Arada kırgınlıklar varsa bu vesile ile giderilmelidir. Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselama buyurdu ki: (Yâ Mûsâ, günahlar içinde bir günah vardır ki benim indimde çok ağır ve büyüktür. O da, ana-baba evlâdını çağırdığı zaman emrini dinlememesidir.) Ana-baba, kızıp birşey söylediği zaman onlara karşılık vermemelidir. Emrettikleri şeyleri bir an önce yapıp onların duâsını almalıdır. Onların üzülüp bedduâ etmelerinden korkmalıdır. Zira atılan ok geri gelmez. Onlar hayatta iken kıymetini bilip, hayır duâlarını almak lâzımdır. Soğuk bir kış gecesi... Soğuk bir kış gecesinde, Bâyezid-i Bistâmi hazretleri küçükken annesi ile yatsı namazını kılıp yatmıştı. Gece yarısına doğru annesi uyandı. Çok susamıştı. Oğluna seslendi: -Oğlum, bir bardak su verir misin? Hemen yatağından fırlayarak su testisine baktı. Fakat içinde su yoktu. Annesine: -Anneciğim, testide su yok ben hemen doldurup geleyim, dedi. Koşarak dışarı çıktı. Her yer buz ile kaplıydı. Zorlukla testiyi doldurup geri döndü. Fakat, geri dönene kadar annesi tekrar uyumuştu. Elinde su dolu bardak ile, annesinin baş ucunda beklemeye başladı. Hava çok soğuk olduğu için, bir müddet sonra soğuktan titriyordu. Buna rağmen, bardağı bırakıp yatmadı. Elinde su bardağı saatlerce ayakta annesinin uyanmasını bekledi. Nihayet, annesi, "su, su" diye mırıldanmaya başladı. Hemen, "buyur anneciğim, suyun hazır" dedi. Annesi daha ilk sözünde suyun hazır olmasını anlıyamadı. Oğluna sordu: -Oğlum ne çabuk getirdin? -Anneciğim, daha önce uyandığında, su istemiştin. O zaman su olmadığı için, testiyi doldurmaya gittim. Geldiğimde senin daldığını gördüm. Uyanmanı bekledim. Oğlunun bu kadar sadakatli olduğuna çok sevinen annesi sevinçten ağladı. Allahü teâlâ kendisine böyle bir oğul ihsân ettiği için şükretti: -Yâ Rabbî ben oğlumdan râzıyım, sen de râzı ol, dedi. Annesinin duâsı sebebiyle, Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, evliyâlıkta yüksek derecelere kavuştu. Allahü teâlânın sevgili kulu oldu. İmânlı olup, Cehennemden en son çıkacaklar Allah yolunda olan ana-babasının islâmiyete uygun olan emirlerine âsî olanlardır. Böyle günler birer vesiledir Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselama buyurdu ki: (Yâ Mûsâ, ana-babasını râzı eden beni râzı etmiş olur. Ana babasını râzı edip bana âsî olan kimseyi dahi iyilerden sayarım. Ana-babasına âsî olan, bana mûtî [itâatkâr] olsa bile, onu fenâlar tarafına ilhâk ederim.) Rabbimizin rızasına kavuşmak için Bayramlar birer vesiledir. Kul haklarından ve günah kirlerinden kurtularak, Hakiki Bayramlara kavuşmayı taleb etmeliyiz. Dinimizin emirlerine uyarsak, dünyada rahat ve huzurlu oluruz. Ahirette de ebedi saadete kavuşuruz. Zira İslamiyet ilaç gibidir, su gibidir. Müslümana iyi gelir, Hıristiyana iyi gelmez diye bir şey yoktur. Kim kullanırsa ona iyi gelir. Çünkü mevcudiyeti şifadır. Aspirini kim kullanırsa, baş ağrısına iyi gelir. Eşrefoğlu Rûmî hazretleri, sevdiklerine sık sık şu nasihati yaparlardı: "Akıllılar bu dünyâda şu üç şey ile meşgul olurlar. Böylece onlar, herkesin üzüldüğü gün, bayram ederler: 1- Dünyâ seni terk etmeden sen dünyâyı terk edesin. 2- Her şeyden kurtulasın. 3- Rabbinle buluşmadan, Rabbin senden râzı olsun."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.