"Cimriler cennete giremez"

A -
A +

Cimrilik; Allahü teâlânın kuluna ihsan ettiği malı, ilmi ve bütün iyi şeyleri, dînin ve mürüvvetin yani insanlığın vermeyi emrettiği yerlere vermemek yahut vermesi kendisine zor gelmek demektir. Zira Şakîk-i Belhî hazretleri; "Allahü teâlânın verdiği nîmetlerden, mahlûkuna faydalı olanları vermekten kaçınan, cimridir" buyurmuştur. Dînin vermeyi emrettiğini vermeyenler, daha çok cimridir. Zekâtı vermeyen, çoluk çocuğunun nafakasını, geçimini temin etmeyenler veya bunları yük sayarak yapanlar böyledir. Bunlar tabiatlarında cimridirler. Zoraki cömert olmaya çalışırlar veya mallarının döküntüsünü yâhut istemeyerek orta derecede vermek isterler. Yiyeceği çok olduğu halde, aç komşusuna vermemek, önünde yemek varken uzaktan bir fakirin geldiğini görüp, yemeği saklamak, mürüvvete yani insanlığa aykırı olup, cimriliktir. Yûsuf Sinânüddîn hazretleri buyurdu ki: "Cimrilik sâdece malı tutmak, onu hayır yerlere sarfetmemek değildir. İbâdetlerini yapmayan kimse, nefsine cimrilik ettiği gibi, Resûlullah efendimizin ism-i şerîflerini duyduğu hâlde salât-ü selâm okumayan, müslüman kardeşine rastlayıp selâm vermeyen kimse de cimrilik etmiş olur." Ebû Hafs Haddâd hazretlerine; "Cimri kime derler?" diye sual edilince; "İhtiyaç ânında başkasını düşünmeyene" diye cevap vermişlerdir. İnsanların nefsi bahîldir, cimridir, tamahkârdır... Cimriliğin altında; mal sevgisi, uzun emel ve çoluk-çocuk sevgisi yatmaktadır. Âlimlerden bâzıları cimriyi, ipekböceğine benzetmişlerdir. Bu böcek, gâyet kısa olan hayâtında nefsini korumak için bütün çabasını harcayarak bir koza yapar. Sonunda yaptığı kozanın içinde ölür de o kozadan başkaları faydalanırlar. Bir kimse bir iş için bize muhtaç olduğunda, kıskançlık edip, o şeyi ona öğretmez veya muhtaç olduğu şeyi vermezsek, cimrilik etmiş oluruz. Bahîllik, haset ve riyâ!.. Cimrilerin en kötüsü, müslümanlara emr-i ma'rûf ve nehy-i münker yapmayan, onlara dinlerini öğretmeyen veyâ yanlış öğretenlerdir. Peygamber efendimiz: (Bahîl, cimri olanlar, her ne kadar zâhid olsalar da Cennete giremezler) buyurmuştur. Peygamber efendimiz, bir başka hadis-i şeriflerinde de: (Cimrilikten sakınınız. Çünkü cimrilik, sizden öncekilerin helâkına sebep oldu) buyurmuşlardır. İmâm-ı Gazâlî hazretleri buyuruyor ki: "Günâhların büyüğü üç tânedir. Bunlar: 1- Bahîlliktir. 2- Haset yapmaktır. 3- Riyâdır." Zeynelâbidîn hazretleri, oğlu Muhammed Bâkır hazretlerine hitaben buyurdu ki: "Ey oğlum! Şu kimselerle arkadaşlık etme, zîrâ fâsık kimse seni bir lokma ekmek için terk eder. 1- Cimri ile arkadaşlık etme, cimri senin çok muhtaç olduğun şeylerini elinden almak ister. 2- Yalancı ile arkadaşlık etme. Yalancı da fâsık bir kadına benzer; senin yakınlarını senden uzaklaştırmak ve senden uzak kimseleri sana yaklaştırmak ister. 3- Bir de sıla-i rahmi terk edenlerle arkadaşlık yapma. Zîrâ onlar Kur'ân-ı kerîmin üç âyeti ile lânetlenmiştir." Bişr-i Hâfî hazretleri; "Cimrinin yüzüne bakmak, insanın kalbini karartır" buyurmuştur. Bekr bin Abdullah Müzenî hazretleri de; "Bir kimsenin cimrilik huyu ile öfke duygusu körelmedikçe, müttekî sınıfına geçemez" buyurmaktadır. Hâtim-i Esam hazretleri cimri birinin hastalandığı zaman sadaka dağıttığını görünce; "Allah'ım bu kulunun hastalığını devâm ettir. Çünkü bunun böyle sadaka dağıtması, kendi günahları için keffâret, fakirler için de daha faydalı olmaktadır" diye duâ etmişlerdir. Şihâbüddîn Sühreverdî hazretleri de, oğluna yaptığı nasîhatte şöyle buyuruyor: "Ey oğul! Allahü teâlânın sana rızık olarak verdiği şeylerde cömert ol. Cimrilikten, hasedden, kin ve hîleden sakın. Çünkü, cimri ve hasetçi kimsenin yeri Cehennemdir. Hiçbir zaman hâlini insanlara açma. Zâhirini süsleme. Çünkü zâhirini süslemek, bâtının harâb olmasındandır. Rızık konusunda Allahü teâlânın vaâdlerine güven. Çünkü Allahü teâlâ, her canlının rızkını vereceğine dâir kefil oldu. Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen; (Yerde yürüyen ne kadar canlı varsa, hepsinin rızkı, ancak Allahü teâlâya âittir) buyurdu. [Hûd sûresi: 61] İnsanlardan hiçbir şey bekleme. Hakkı söyle. Mahlûkâttan hiçbirisine meyletme. Mâlâyânîyi terk et. Peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîfte; (Kişinin mâlâyânîyi, faydası olmayan şeyleri terketmesi, onun müslümanlığının güzelliğindendir) buyurdu." Hayatta iken vermeye alış! Netice olarak kul, emânetçidir. Emânetçi, kendine emânet edileni sahiplenemez, bu benimdir diyemez. Kendisine verilen, mal, ilim, güzel huy ve iyilikler, nereye verilecekse, oraya vermekle mükelleftir. Çünkü insana verilen her şeyin, âhirette hesabı vardır. Herkese, bunu niçin yaptın, niçin söyledin, niçin verdin diye hesap sorulacaktır. Onun için cimrilik de, diğer kötü huylar gibi, dinimizce men edilmiştir. Hatta Cennete giremez buyurularak, bunun çirkinliği, kötülüğü bildirilmiştir. Elbette ki, cimri de, bedelini ödeyince, cezasını çekince, eğer imânlı olarak vefat etmiş ise, sonunda Cennete girecektir. Hayatta iken vermeye alışmalıdır. Zira bir gün en kıymetli şeyi yani canımızı, ruhumuzu vereceğiz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.