Dünya âhiretin tarlasıdır...

A -
A +

Dünyâ hayâtı, iş yapacak zamândır. Keyif yapacak, eğlenecek zamân ileride gelmektedir. Orada, dünyâda yapılan işlerin karşılığı ele geçecektir. İş zamânını eğlence ile geçirmek, çiftçinin tohum ekmemesi ve mahsûl almaması gibidir. Dünyâ insanın gölgesine benzer. Kovalarsan kaçar. Kaçarsan, seni kovalar. Dünyâ, âşıklarına mihnet yeridir. Lezzetlerine aldanmayanlara, nimet yeridir. İbâdet edenlere kazanç yeridir. İbret alanlara hikmet yeridir. Onu tanıyanlara selâmet yeridir. Ana rahmine nisbetle, Cennet gibidir. Âhirete nisbetle çöplük gibidir. Her işin hayırlısı ortasıdır... Dünyâda olanlar İslamiyyete uygun kullanılırsa, âhirete faydalı olurlar. Hem dünyâ lezzetine, hem de âhiret nimetlerine kavuşulur. Hadis-i şerifte: (Dünyâ sizin için yaratıldı. Siz de âhiret için yaratıldınız! Âhirette ise, Cennetten ve Cehennem ateşinden başka yer yoktur) buyuruldu. 1760 senesinde Diyarbakır'da vefât eden Ahmed Mürşidî Efendi, bir talebesinin nasîhat istemesi üzerine ona şöyle buyurur: "Aslâ dünyâ malına meyletme. Kimseye el açmayacak kadar malın olsun yeter. Bilmez misin her işin hayırlısı ortasıdır. Dünya âhiretin tarlasıdır. Sen bu âleme para ve mal toplamak için gelmedin. İyi ameller yapmak için geldin. Kimseye el açmayacak ve yetecek kadar mal kazandıktan sonra, vaktini Hak teâlâya ibâdet ederek geçir. Topladığın o mal ve mülk senin değil mîrasçılarınındır. Senin rızkın, ancak âlemlerin rızık vericisi olan Allahü teâlâ tarafından sana yemen içmen için verilenden ibârettir. Malım mülküm yok deme. Olmadı diye gam çekme. Bu benim mülkümdür diyene, bir gün ecel gelir. Bu sûrette o malın sâhibi olduğuna dâir iddiâsı yalan olur. Bu yalan dünyâ, dâimâ insanlara gaflet gömleği giydirir. Bu fânî mülkü elimizden alır. Kendini ona sâhip sanacak bir yalancı müşteri bulur. O da ölür, yerine başkası çıkar. Dünyânın âdeti böyledir. Verir alır, alır verir." Hacı Bayram-ı Velî hazretleri, dünyâya ve onun geçici lezzetlerine bağlanmanın mahzurlarından bahsederek talebesi olan Akbıyık Sultan'a buyurur ki: -Evlâdım bu dünyâ fânîdir. Malı mülkü elde kalmaz. Ne kadar malın olsa murâd alamazsın. Âhiretten gâfil olma. Zîrâ gidişin dönüşü yoktur. Allahü teâlâdan gayri işlere tutulmaktan kurtul. Devamlı bâki kalan işlerle meşgul ol. Hocasının bu sözleri üzerine Akbıyık Sultan; -Hocam! Peygamber efendimiz; "Dünyâ, âhiretin tarlasıdır" buyuruyor. Bu sebeple dünyâ malı ile de meşgul olmak gerekmez mi? diye sorar. Dünyâ ibret yeridir... Hacı Bayram-ı Velî hazretleri, uzun bir sükûttan sonra; "Evlâdım! Mâdemki dünyâyı terk edemiyorsun, öyle ise bizi terket! Bu dergâhta dünyâ ile meşgul olanların işi yoktur" buyurur. Seyyid Emîr Gilâl hazretlerinin oğlu Seyyid Emir Hamza hazretleri de buyurdu ki: "Bütün iyiliklerin başı, dünyâyı terk etmektir. Bütün kötülüklerin başı da dünyâ sevgisidir. Bununla birlikte, Server-i kâinât efendimiz; "Dünyâ âhiretin tarlasıdır" buyurdu. O hâlde dünyâda âhiret işleri yap ve dünyâya ve dünyânın nîmetlerine bağlanma! Dünyâ rahat yeri değildir. İbret yeridir. Bunun için Resûl-i ekrem efendimiz; Dünyâ ibret yeridir, tâmir etme yeri değildir, buyurdular." Dünya sevgisi, günahların başıdır. Günah işlenmeyen yerde huzur vardır. Günah işlenirse huzursuzluk başlar. Günahlar kalbi sıkar. Zikr-i ilahi ile meşgul olmak, insana ferahlık verir, günahlara karşı soğukluk getirir. Bir Müslüman günah işlemese, Cennet nimetleri başlar. Şunu da unutmamak lazımdır ki; "İsyanı, günahı çok olanın, nisyanı, unutkanlığı da çok olur" buyurulmuştur. Allahü teâlâ günah işlemeyenlerden ve günah işlenmeyen yerlerden razıdır. Bunun için, günah işlememeye ve yakınlarımızı günahtan korumaya çalışmalıyız. Zira Allahü teâlâ günah işleyen bir kulunu muvaffak etmez. Maksadı dünya olanlar... Dünya demek; haramlar, isyanlar, inkârlar kısacası günah olan şeyler demektir. Dünyada, ahiret için yapılanlar, dünya ve dünyalık olmaz. Zira hadis-i şerifte; (Allahü teâlâ, âhiret için yapılan iyiliklere dünyâda da mükâfât verir. Fakat, yalnız dünyâ için yapılan işlere âhirette hiç mükâfât vermez) buyuruldu. Maksadı, gayesi dünyalık olanlar için de, Peygamber efendimiz: (Yalnız dünyâ için çalışana, yalnız kaderinde olan kadar gelir. İşleri karışık, üzüntüsü çok olur) buyurmaktadır. Bütün nimetleri, sefası, cefası geçici olan dünya için Resulullah efendimiz; (Dünyâ, geçilecek bir köprü gibidir. Bu köprüyü tamîr etmekle uğraşmayın. Hemen geçip gidin!) buyuruyor. Sözlerin büyüğü, büyüklerin sözüdür. Sözlerin güzeli de, güzellerin sözüdür. Kâinatın efendisi, Yaratanın sevgilisi, kısa ve öz olarak: (Dünyâya, burada kalacağınız kadar, âhirete de, orada kalacağınız kadar çalışınız!) buyurmaktadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.