Günâhlar imânı gidermez ise de...

A -
A +

Günâh işlemek, küfür olmaz yani imânı gidermez. Fakat bir şeyin harâm, günâh olduğuna ehemmiyet verilmezse, küfr olur yani imân gider. Çünkü ibâdet yapmanın ve günâhtan, harâmdan sakınmanın lâzım olduğuna inanmamak, küfr olur yani imân gider. Günâhların hepsi, Allahü teâlânın emrini yapmamak olduğundan, büyüktür. Fakat, bazısı, bazısına göre küçük görünür. Bir küçük günâhı yapmamak bütün cihânın nâfile ibâdetlerinden dahâ sevaptır. Çünkü, nâfile ibâdet yapmak farz değildir. Günâhlardan kaçınmak ise, herkese farzdır. Büyük günâhlardan kaçınabilmek için, başka çâre yoksa, küçük günâhı işlemek câiz olur. Her günahı çok tehlikeli görmelidir! Müminin alametlerinden biri de, günahını çok tehlikeli görmesidir. Hadis-i şerifte; (Mümin, günahını başucunda dağ gibi görür, hemen üzerine yıkılacağından korkar. Münafık ise burnuna konmuş sinek gibi görür, hemen uçacağını zanneder) buyuruldu. Gizli işlenen bir günahı ona buna duyurmak da ikinci bir günahtır. Böyle günahların affı zor olur. Hadis-i şerifte; (Her mümin affedilir, ancak günahını başkalarına açıklayanlar hariç) buyuruldu. Kabahat gizli de, açık da işlenmez. En'am suresinin 120. ayet-i kerimesinde meâlen: (Açık da olsa, gizli de olsa günahlardan sakının!) buyurulmaktadır. Fakat gizli işlenmiş bir günahı açığa vurmak ayrıca günahtır. İbni Abidin hazretleri; "Günahını açığa vurmak ayrıca günah olur. Gizli yapılan günahı başkalarına anlatmak da günahtır" buyuruyor. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Kim, dünyada günahını gizlerse, Allah da, kıyamette, o günahı herkesten saklar.) (Bir günaha düşen, Allahın örtüsünü, onun üzerinde bulundursun!) Kötü örnek olmamak için... Günahtan el çekemeyen kimse, kötü örnek olmamak için günahını gizlemelidir. Günahların hepsi Allahü teâlânın emrini yapmamak olduğundan büyüktür. Hadis-i şerifte, (Ufacık bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibâdetleri toplamından daha iyidir) buyuruldu. Bir farzı yaparken haram işlemek mecburiyeti olursa, haram işlememek için farz tehir edilir, geciktirilir. Bir sünneti işlerken de, mekruh işlemek gerekirse, mekruhtan kaçmak için sünnet terk edilir. Allahü teâlânın yasak ettiklerinden kaçmamak, günah olduğu gibi, emirlerini yapmamak da günahtır. Haram işlememek, farzı yapmaktan önce gelirse de, farzları yapmamanın günahı, haram işlemek günahından daha çoktur. Mesela, namaz kılmamak içki içmekten daha büyük günahtır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Günahtan nefret eden ve ibadetten lezzet alan, hakiki mümindir.) Günah işlemeye devam eden kimse unutkan olur, ahmaklaşır, aklı da azalır. Hadis-i şerifte, (Günah işleyenin bir aklı gider, bir daha geri dönmez) buyuruldu. O halde günah işlemekten çok sakınmalıdır. Muhammed Pârisâ hazretleri buyuruyor ki: "İnsanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran perdelerin en zararlısı, kalbin kararması, hasta olması, yani dünyâ sevgisinin kalbe yerleşmesidir. Bu sevgi, kötü arkadaşlardan ve lüzumsuz şeyler seyretmekten hâsıl olur. Çok uğraşarak, bunları kalbden çıkarmalıdır. Faydasız kitap, roman, gazete, mecmûa, hikâyeler okumak, lüzûmsuz şeyler konuşmak, bu sevgiyi arttırır. Haram şeylere bakmak ve dinlemek, bu sevgiyi kalbde yerleştirir. Bunların hepsi, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştırır. Kalbin hasta olması, Allahü teâlâyı unutmasıdır. Allahü teâlâya kavuşmak isteyenlerin, bunlardan sakınması, nefsi kuvvetlendiren, azdıran her şeyden kaçınması lâzımdır." Günah işleyen, dünya ve ahirette büyük sıkıntılara maruz kalır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kendini günahlardan korumayanı Allahü teâlâ[dünya ve ahirette felaketlerden] korumaz.) İnsanların başına gelen bütün sıkıntılar, günahları yüzündendir. İstigfar edince, yani pişman olup tövbe edince günahlar silinir. Bunun için Peygamber efendimiz; (Derdiniz günahlardır, devası istigfardır) buyurmuşlardır. Günah işleyenin kazancında bereket olmaz. Ömrü sıkıntı içinde geçer. Hadis-i şerifte; (Kişi işlediği günahlardan dolayı rızkından mahrum kalır) buyurulmuştur. Günahlar, kalbi karartır. Kalb kararınca da, artık ibadet etmek zor olur, günahları işlemek kolay gelir. Peygamber efendimiz; (Günah işleyince kalbde siyah bir nokta hasıl olur. Eğer tövbe edilirse o leke silinir. Günahlara devam edilirse, o leke büyür ve kalbin tamamını kaplar) buyurmuştur. Felaketlerden kurtulamayız! Muhammed Rebhâmî hazretleri buyurdu ki: "Harâmları, büyük günâh ve küçük günâh diye ikiye ayırmışlar ise de, küçük günâhlardan da, büyük günâh gibi kaçınmak, hiçbir günâhı küçümsememek gerekir. Çünkü, Allahü teâlâ, intikâm alıcıdır ve ganîdir. İstediğini yapmakta hiç kimseden çekinmez. Gazabını, düşmanlığını günâhlar içinde gizlemiştir. Küçük sanılan bir günâh, intikâmına, gadabına sebep olabilir." Netice olarak, günahtan kaçmaya gayret edersek, Allahü telâlâ da bize yardım eder. Günaha önem vermezsek, felaketlerden kurtulamayız. Resûlullah efendimizin buyurduğu gibi: (Bir zerrecik yani çok az bir günâhtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibâdetleri toplamından daha iyidir.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.