Allah'ın sevdiğini seven, kurtulur...

A -
A +
"Benim bir komşum vardı. Fasık, günahkâr, aşağı bir kimse idi. Ancak..."
 
Sual: Allahü teala, sevdiklerini sevenlere, günahkâr olsalar bile rahmet eyler, onları affeder mi?
Cevap: Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn kitabında şöyle bir hadise naklediliyor:
“Süleyman bin Zekvan adında, zahid bir kimse vardı. Bu kimse der ki:
-Benim bir komşum vardı. Fasık, günahkâr, aşağı bir kimse idi. Gündüz pazarda olurdu, gece ise evine gelir şarap içerdi. Bana çok cefa, eziyet verirdi. Onun eziyetleri sebebi ile, oğluma; gel, buradan başka bir yere gidelim, bu kimseyi görmeyelim, eziyetinden de kurtulalım dedim ve  başka bir yere gittik. Sonra, bize eziyet eden o adam öldü. O öldükten sonra, tekrar eski yerimize geri geldik. Bir gece, kapı çalındı, çıkıp, kapıyı açtım. Bir kimse gördüm ki, ayağı yerde, ama, o kadar yukarı baktım, yüzünü göremedim. Bana;
-Dışarı gel dedi.
-Korkarım dedim.
-Korkma, dışarı gel, benim ardımca yürü dedi. Ben de dışarı çıktım ve izince gittim. Kabristana vardık. Bir mezar yanında durduk. Bana;
-Bu mezarı aç dedi. Ben de o mezarın toprağını açıp, lahdin kerpiçine eriştim.
-Kerpici kaldır dedi. Kerpici kaldırdığım gibi, bir bahçe gördüm ki, sonu yoktu. Ve orta yerinde baktım bir taht kurulmuş ve fasık dediğim kişi onun üzerinde oturuyordu.
-Bu kişiyi tanır mısın? dedi.
-Bu benim komşumdur, mahalleyi bunun yaramazlığı yüzünden terk etmiştim dedim. Hayretler içinde kalmıştım ve;
-Bu kişi bu kadar fısk ve fücur ile bu mertebeye ne sebeple erişmiştir? dedim. O da;
-Bu adam senin dediğin gibi idi. Lakin, bir iyi âdeti vardı dedi.
-Neydi o âdeti diye sorunca;
-Âdeti şu idi ki, farz namazı kılıp, selam verip, namazdan çıkdıktan sonra; “Ya Rabbi! Hazreti Ebu Bekr'e, Ömer'e, Osman'a ve Ali'ye (radıyallahü anhüm) rahmet et” diye dua okurdu dedi.
Her kim Çihâr yâre muhabbet besler ise; Allahü teâlâ o kimseye ne kadar mücrim ve günahkâr dahi olsa da rahmet eyler.”
Sual: Bazı kimseler, camiye girer girmez namaz kılıyorlar. Bu ne namazıdır ve kılınması gerekir mi?
Cevap: Bu konuda İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Camiye girince, iki rek'at namaz kılmak sünnettir. Buna Tehıy-yetül-mescid namazı denir. Camiye girince, farz, sünnet, kaza namazı gibi herhangi bir namaz kılmak, tehıyyetül-mescid namazı yerine geçer. Bunlara, ayrıca tehıyyetül-mescid diye niyet etmek lazım değildir.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.