"Ne yaptınız ki?.."

A -
A +

AK Parti 20 yıldır iktidarda. Geldiği zaman batmış bir ülke devralmıştı. Türkiye’nin toz duman içerisindeki perişan ekonomisinin iflas etmiş manzarasını o günlerin gazete manşetlerine bakanlar kolaylıkla anlayabilir!

AK Parti kısa süre içerisinde ülkeyi düzlüğe çıkarmayı bildi. İnanılmaz başarılara imza attı. Atılımlar yaptı.

Boğaz üzerinde Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray, Avrasya, İstanbul Havalimanı gibi dev projelere imza attı.

Silah sanayiinde geldiğimiz nokta Avrupa’yı şaşkına çevirdi.

Otoyollar, köprüler, tüneller ulaşımda yetmiş yılda yapılanları fersah fersah geçti.

Siyaset ve diplomaside tarihine uygun adımlar atılmaya başlandı.

Ancak hayat her zaman her istediğiniz ve arzuladığınız gibi gitmez. Rüzgâr ekseriya kaptanın istemediği yerden eser!

Türkiye’yi zayıflatmak ve bölmek için fırsat kollayanlar 2016’da harekete geçtiler. Hükûmeti yıkmak, ülkemizi büyük bir kaosa sürüklemek için akıl almaz girişimlerde bulundular. Bu durum ekonomimizi önemli ölçüde etkiledi.

Bu arada dünya da pandemi sürecine girdi. Ekonomilere bir darbe de oradan geldi.

Türkiye 2016 yılından itibaren içten ve dıştan maruz kaldığı müdahalelere rağmen güçlü idaresi ve ekonomisi ile devlet gemisini yürütmeyi başardı.

Hayat aynı düzende gitmiyor. Bolluk zamanlarını kıtlık takip ediyor. Sevinç günlerini elem keder, düz yolu yokuşlar ve inişler, sıhhati hastalık günleri kovalıyor. Onun için bollukta hamd ettiğimiz gibi kıtlıkta da sabır göstermeliyiz. Sabrın sonu yine ferahlıktır inşallah.

Öte yandan muhalefet partileri ekonomideki bu zaafa mal bulmuş mağribi gibi yapışmaktadır. Hükûmetin yirmi yıldır yaptığı hiç iyi bir şey olmamıştır. Hatta muhalif bir vekil, “İstanbul Sözleşmesinden başka tek iyi işiniz yoktur” diye bağırmıştı.

Hiçbir iyiliği ve baş döndüren yatırımları görmüyor ve “ne yaptınız ki”, diyebiliyorlardı...

 

Çanakkale’ye pırlanta!

 

İstanbul Sözleşmesini neden destekliyorlar derseniz, onların istemediği dindar neslin önünü kesiyordu. Türk aile yapısını sinsi sinsi parçalıyordu. Avrupa Konseyinin her kararına tereddütsüz uyacağız diyen muhalefet partileri ne yazık ki ülkemizin mahvına zemin hazırlamaktadırlar. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Taksim’e çıkmak isteyen kadınları gördünüz. Polislere en galiz küfürlerle saldırdılar. Bunlar mı Fatih’ler doğuracak ana olacaklar? 

İşte bu muhalif parti ve partililer, Çanakkale zaferinin 107. yılında ülkemize kazandırılan muazzam eser Çanakkale Köprüsünü de görmeyeceklerdir, küçümseyecek ve sadece parasını konuşacaklardır.

Bir şaheser olan bu köprü, 89 kilometre otoyol ve 12 kilometre bağlantı yolu olmak üzere toplam 101 kilometre uzunluğundaki Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu Projesi kapsamında tamamlanmıştır.

Dünyada iki bin metre orta açıklığın üzerinde ve iki çelik kule arasında ikiz tabliye olarak dizayn ve inşa edilen ilk köprü olarak tarihe geçmiştir.

318 metrelik kule yüksekliği ve 16 metrelik mimari amaçlı top mermisi figürüyle birlikte düşünüldüğünde köprü, deniz seviyesinden 334 metre yüksekliğe erişmiş ve dünyanın en yüksek kulelerine sahip asma köprüsü olmuştur.

2 milyar 545 milyon avro yatırım tutarına sahip olan proje, devletin kasasından para çıkmadan ülkemize ve milletimize kazandırıldı. Cumhurbaşkanımızın ihtimamı neticesinde planlanandan 1,5 yıl önce bitirildi.

1915 Çanakkale Köprüsü’nün kazandıracağı faydalar müthiştir. Sadece zamandan 382 milyon avro, akaryakıt tüketiminden ise 31 milyon 300 bin avro tasarruf sağlayacaktır.

Böylece toplam tasarruf tutarı yıllık 415 milyon avroya ulaşacaktır. Projenin 1,5 yıl önce açılması ise ekonomiye 628 milyon avro katkı yapmıştır.

1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu'nun Gayrisafi Yurtiçi Hasılaya etkisi 2 milyar 442 milyon avro, üretime etkisi ise 5 milyar 362 milyon avro olarak hesaplandı.

Proje tasarruf ve imkânlarının yanında yıllık 118 bin kişiye de istihdam sağlayacaktır.

Evet, kalbi ve gönlü körelenler bunları görememektedir. Baştaki iki göz çoğu kez yetmemektedir!..

          

EBA ve Hurrem Sultan

 

İşte her zaman ifade ettiğimiz gibi kalbi ve gönlü açan şey eğitimdir. Eğitim sadece maddi boyutta kalırsa Yunus Emre’nin dediği gibi kuru bir emek olmaktan öteye geçmez.

Maalesef geçen gün EBA’da rastladığım bir ders bana bu hususun ne kadar uzak olduğunu bir kez daha gösterdi.

Malum olduğu üzere Millî Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılan ve "Eğitim ve Bilişim Ağı" manasına gelen EBA, öğretmenler için içerik ve materyal üretiminin de önünü açıyor. Son dönemlerde uzaktan eğitim sisteminin de içerisine dâhil olmasının ardından canlı ders sistemine de entegre edilen EBA, öğrencilerin kaynak bulabilmeleri açısından önem arz ediyor.

Fakat bu kaynaklar çoğu kez tartışmaları da beraberinde getiriyor. Geçtiğimiz senelerde "secde merasimleri" bunun örneği idi. Önceki Millî Eğitim Bakanı da haberi yokmuş gibi okul müdürleri hakkında göstermelik soruşturma açmıştı.

Hâlbuki aynı görüntü ve materyaller EBA’da mevcut olup öğretmenler oradan kullanmışlardı.

EBA’da yeni gördüğüm derste ise Tiyatro ünitesinde yer alan Orhan Asena’nın yazdığı Hurrem Sultan tiyatrosu üzerinden işlenmekteydi.

Metne dair verilen bilgide Orhan Asena için, “bir dönemin tarihî gerçekliğini gözler önüne sermeyi başarmıştır” denilmektedir.

Hâlbuki tiyatro oyununda neredeyse doğru bir bilgi yoktur.

Muhteşem Yüzyıl dizisini hatırlatan sahnelerle doludur. Hurrem Sultan sabah akşam Rüstem Paşa ile görüşerek Mustafa’yı öldürtmektedir.

Şehzade Bayezid, Rüstem Paşa ile birlikte anası ve babasına katiller sürüsü diye bağırmaktadır.

Sancağını bırakmış gelmiş İstanbul’da Mustafa’nın kanını dava etmektedir.

Bunlar hep hayal mahsulü yalan yanlış bilgilerdir.

Eminim ki yeni Millî Eğitim Bakanımız Muhteşem Yüzyıla karşı idi.

Peki onu andıran bir tiyatro oyununun EBA’da ne işi olabilir. Onu görmüyorlar mı?

Örnek olarak başka bir oyun bulamadınız mı?

 

 

TEFEKKÜR


İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir,

Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır!

                                               Yunus Emre

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.