"Post-Truth"u mağlup etmek

A -
A +
Cemal Kaşıkçı’nın hunharca öldürülmesi bölgesel ve uluslararası seviyede sonuçlara yol açacak mühim bir hadisedir. Polisiye, istihbari, hukuki ve siyasi olduğu kadar iletişim boyutu da bulunmaktadır. Kaşıkçı’nın makul bir süre zarfında konsoloshaneden geri çıkmadığının nişanlısı tarafından bildirildiği andan itibaren Türkiye’nin yürüttüğü faaliyetlerin de bu manada beş farklı boyutu vardır. Ankara bu beş alanın tamamında son derece başarılı ve sonuç doğuran işler yapmıştır.
Polis ve istihbarat birimleri menfur hadiseyi tüm yönleriyle, delilleriyle ve teferruatlı olarak ortaya seren çalışmalar yürütmüşlerdir. Hukuk makamları Türk mevzuatına ve uluslararası hukuka göre gerekli tüm süreçleri başlatmışlardır. Uluslararası alanda, ABD, AB ülkeleri ve Suudi Arabistan’daki muhataplarıyla yaptığı görüşmelerde Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yandan ortaya çıkartılan gerçekleri aktarmış, diğer taraftan da Türkiye’nin konuyla ilgili duyarlılığının ve kararlılığının altını çizmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin bu olayın takipçisi olacağına dair dillendirdiği güçlü mesajlar uluslararası camiada yankı bulmuştur.
Polisiye, istihbari, hukuki ve siyasi çalışmaların içeriye ve dünyanın dört bir yanına doğru ve etkili bir şekilde aktarılması, uluslararası medyada tüm gerçeklerin yer almasının temin edilmesi, iyi planlanmış ve ustaca icra edilmiş bir iletişim stratejisinin ürünüdür.
Batı siyasi iletişim literatürüne yakın zamanda giren ve oradan dünyaya yayılan, Türkçeye "hakikat sonrası/ötesi" olarak tercüme edilen "post-truth", geçmişte Kaşıkçı cinayeti gibi birçok hadisenin, aslında olandan farklı gösterilerek çarpıtılması, çoğu zaman da bazı devletlerin uluslararası alandaki siyasetlerine meşruiyet kazandıran unsurlar olarak kullanılmasının arkasındaki düşünce olarak şöhret kazanmıştır. Mesela Mısır’da seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin askerî  darbeyle devrilmesi sırasında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından, Batılı medya ve lobicilik şirketlerinden de danışmanlık alınarak servis edilen gri ve kara propaganda malzemeleri bilhassa ABD ve AB kamuoyunda darbeci Sisi’nin, sözde "demokratik ve çağdaş lider" kimliğini inşa edebilmek için kullanılmıştır. Buradaki can alıcı nokta, hedef kitlelerin duygusal olarak inanmak istedikleri verilerin kendilerine sunulmasıdır. Batı kamuoyunda, İsrail’e dost, köktenci olmayan, modern Sisi imajını satın almaya hazır kitlelerin varlığı, söz konusu post-truth operasyonunun dayanak noktası olmuştur. Büyük bütçelerle yürütülen bu sistematik post-truth kampanyası hedeflenen kitle üzerinde bir ölçüde başarılı olmuştur.
Kaşıkçı cinayetinin kamuoyunca duyulmasının hemen ardından, uluslararası alanda tanıdık yöntemler kullanılarak, cinayetin perde gerisindeki failleri tarafından yine bir post-truth operasyonu başlatılmak istenmiştir. Batı’yla dost, İsrail’le müttefik, İran’a düşman ve ülkesini modernize etmek isteyen bir kişi olarak evvelce Batılı kamuoylarına "benimsetilmiş" Veliaht Prens figürünün üzerinden cinayet karartılmaya çalışılmıştır. Olağanüstü meblağlarda para harcanarak başlatılan girişiminin bu kez akim kalmasının tek sebebi, Türkiye’nin bütüncül ve çok yönlü iletişim stratejisidir.
Başka bir deyişle, Türkiye Kaşıkçı cinayetinin tüm yönleriyle açığa çıkartılması için sürdürdüğü koordineli polisiye, istihbari, hukuki ve siyasi faaliyetleri, doğrudan bilgi almaya hazır uluslararası medyaya kolayca aktarmamıştır. Türkiye, profesyonelce icra edilen engelleme, gölgeleme ve çarpıtma çalışmalarını etkisiz kılarak, doğru zamanda, doğru mecrayla iletişim kurarak ve en önemlisi ciddi ve kararlı imajına hiçbir halel getirmeyerek hadisenin tüm dünyada, tam da gerçekleştirildiği şekliyle yer almasını temin etmiştir. Kavramın kullanıldığı günden bu yana post-truth operasyonlarının mağlup edildiği en önemli vaka budur. İleride uluslararası siyasi iletişim tezlerine konu olabilecek kadar değerli bir başarıdır.
Yarın cumhuriyetimizin kuruluşunun 95. yıl dönümü. Hepimize kutlu olsun. Cumhuriyet tarihimizin en önemli eserlerinden olan yeni İstanbul havalimanımız da, Türkiye Cumhuriyeti’nin 95. yaşını kutladığımız gün açılacak. Hepimize hayırlı olsun.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.