Müjde

A -
A +
 
Heyecanımız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 19 Ağustos’ta yaptığı açıklamayla başladı. İki gün sonra Türkiye’ye çok büyük bir müjde vereceğini söylemişti Cumhurbaşkanı. Tahminler ve temenniler ardı ardına gelirken, heyecanımız daha da arttı. Türkiye’de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı, Türkiye’ye uluslararası alanda klasman atlatacak bu büyük müjde ne olabilirdi?
İki gün geçmek bilmedi. Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz rezervinin Karadeniz’de bulunduğunu Cumhurbaşkanı’nın dudaklarından dökülen cümlelerle duyduğumuzda yaşadığımız sevinci anlatmaya kelimeler yetmez.
Milletçe sevincimiz büyük. Zira Türkiye’nin büyük devletler arasında yerini perçinlemesinin önündeki tek eksik olan enerjide dışa bağımlılık ortadan kalkacak.
Dış politika; uluslararası düzeyde, egemenlik sahasından taviz vermeden, millî güç unsurlarına dayanarak, millî çıkarlara ulaşmak için takip edilen yöntemlerin ve yolların tamamına verilen isimdir. Bu tarifteki millî güç unsurları içinde askerî güç kadar –ve belki çağımızdan ondan daha öncelikli olarak- askerî olmayan unsurlara dayalı güç kaynakları yer alır. Beşeri sermayenin kalitesi, coğrafi konum, ekonomi, teknolojik seviye, millî birlik ve beraberlik gibi hususlarda zaaf gösteren devletlerin büyük devletler arasında yer almaları mümkün değildir.
Yıllarca Türk entelektüelinin diline dolanan ve memleketimizin kaderi olduğuna inandırıldığımız, ‘etrafımızda enerji zengini ülkeler varken, biz enerji çölüyüz’ cümlesi artık anlamını kaybediyor. Türk vatanının, kara ülkesinde ümit ettiğimiz miktarın çok gerisinde ulaşabildiğimiz enerji kaynaklarını, Mavi Vatan’da bulduk ve bulmaya devam edeceğiz.
Hiçbir şey tesadüf değil. Türkiye ne dünyanın en gelişmiş teknolojilerine sahip derin su arama ve sondaj gemilerini durup dururken aldı, ne de Mavi Vatan konsepti durup dururken geliştirildi. Karadeniz’de ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının Türkiye’ye sıçrama yaptırabilecek nitelikte olduğunun görüldüğü andan itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direktifiyle hızlandırılan girişimlerin ilk meyveleri bugün olgunlaşmaya başladı.
Sakarya doğalgaz havzası şimdilik 320 milyar metreküp olduğu tahmin edilen doğalgaz potansiyeliyle Türkiye’ye ilaç gibi gelecek. Fatih’in, Yavuz’un, Kanuni’nin ve onların kardeşlerinin keşfedeceği yeni sahalarda ulaşacağımız rezervler ise Türkiye’yi kanatlandıracak.
Bulunan rezervlerin ticarileşmesinin yıllar alacağını ve bunun ekonomiye olumlu etkisinin ancak uzun vadede geleceğini söyleyenler var. O değerlendirmelere katılmıyorum. İlk andan itibaren Türkiye’nin dünya enerji piyasalarındaki görünümü değişmeye başlayacaktır. Karadeniz’deki büyük keşfi yeni keşifler takip ettikçe, sadece bu sahalarda değil, Doğu Akdeniz’de de Türkiye ile iş birliği yapmak isteyen ülkelerin ve uluslararası şirketlerin sayısı hızla artacak. Velev ki, bulunan rezervlerin ticarileşmesi 5-10 yıl alsın; 200 yıldır bekleyen bir ülke için bu süre çok mu?
Diğer yandan Türkiye’nin hasımları da boş durmayacaklar. Türkiye’nin güç kazanmasının uluslararası alanda oyun bozma ve oyun kurma kabiliyetini de artıracağını bilenler, keşfedilen rezervlerin etkisizleştirilmesi için ellerinden geleni artlarına koymayacaklar. Türkiye’yi yalnızlaştırmak, köşeye sıkıştırmak ve uluslararası iş birliği kapılarını açtırmamak için her türlü girişimi gerçekleştirecekler. ABD Başkan yardımcısı olduğu dönemde Türkiye’yi çökertmek için 15 Temmuz ihanetini nasıl sahneye koyduklarını itiraf edercesine sarf ettiği sözlerle günümüzün başkan adayı Biden bunun işaretini aylar öncesinden vermişti. Fransa, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya’da önünü kesmek için dört dönüyor. Yunanistan’ın –her zamanki yaygaracılığıyla- Avrupa Birliği’ndeki dostlarına yakarışları, Brüksel’deki müzmin Türkiye düşmanlarında karşılık buluyor.
Ama bunların hiçbiri sonuç vermeyecek. Milletçe gördüğümüz en büyük ihaneti nasıl bertaraf ettiysek, 40 yıldır başımıza sardıkları terör örgütlerinin belini nasıl kırdıysak, deniz ülkemize ipotek koymaya çalışanlara nasıl Barbaros tokadı attıysak, bundan sonraki tuzakları da aynı millî irade ve dayanışma ruhuyla tarihin çöplüğüne göndereceğiz.
Türk milletini yıllardır hayalini kurduğu günlere kavuşturanlara, planlayıcısından, icracısına, sahadaki mühendisinden, teknisyenine, bu muazzam müjdenin paydaşı olan herkese kalbi şükranlarımı sunuyorum. Hamdolsun...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.