CENTCOM, terör ve S-400’ler

A -
A +
Dış politika açısından çok yoğun bir hafta yaşıyoruz.
Bir yandan ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey Fırat’ın doğusunda oluşturulması düşünülen güvenli bölgenin odak noktasını oluşturduğu görüşmeler için Türkiye’ye geldi.
Diğer yandan aynı ABD’nin Merkezî Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Kenneth McKenzie Suriye’de YPG/PKK işgali altındaki bölgede bu örgütün sözde komutanlarıyla görüştü.
Aynı gün ABD’li komutanın görüştüğü YPG’nin kontrolündeki Resulayn’den Ceylanpınar’a atılan roket yüzünden 5 vatandaşımız yaralandı.
Yine aynı ABD’nin Başkanı Donald Trump bu hafta içerisinde bir grup senatörle S-400’leri teslim almasından dolayı Türkiye’ye yaptırım meselesini konuşacak. Bu yazının yazıldığı saatlerde henüz bu görüşme gerçekleşmemişti.
Türk dış politikasının Rusya cephesine bakıldığında ise, yine bu hafta içerisinde Moskova’dan S-400’lerin Türkiye ile ortak üretiminin mümkün olacağına dair açıklamalar geldi.
Ama aynı Rusya, İdlib konusunda geçen yıl eylül ayında imzalanan Soçi Mutabakatı’nı ihlal ederek İdlib’e yönelik saldırılarını bu hafta yoğunlaştırdı.
İki küresel güç de farklı sinyallerle Türkiye’yi zorlamaya devam ediyorlar.
Gerek Washington’dan gerekse Moskova’dan bir yandan iş birliğinin geliştirilmesine dair sinyaller geliyor, diğer yandan ise terör, mülteciler ve yaptırımlar üzerinden Türkiye’yi zora sokacak adımlar atılmaya devam ediliyor.
PYD/PKK’nın kontrolündeki bölgeden atılan roketle 5 vatandaşı yaralanan Türkiye, “müttefiki” ABD’nin bölgedeki en üst düzey komutanının aynı gün bu terör örgütünün liderleriyle görüşmesini nasıl hoş görebilir?
Yine aynı gün Türkiye’ye gelen Jeffrey bu durumu nasıl izah ediyor?
Amerikan yönetimi, Türkiye konusunda ne yapmak istiyor?
Washington’da uzun süredir yaşanan kafa karışıklığının Türk-Amerikan ilişkilerine verdiği zararın farkında olanların sayısı ne kadar?
Aslında aynı gün içerisinde ABD’den gelen farklı sinyaller, bu ülkede Türkiye politikasının yönü konusunda yaşanan mücadelenin tezahürü olarak okunabilir.
Başkan Trump’ın tavrı nedeniyle S-400’ler konusunda Ankara’yı yeteri kadar baskı altına alamayan Washington’daki Türkiye karşıtı ekip, Türkiye’ye yönelik yaptırımlar konusunda kararın verileceği bu hafta içerisinde başka krizler çıkarıp Trump’ı kendi çizgilerine zorlama peşinde.
General McKenzie’yi YPG/PKK liderleriyle görüşmek için yolladıkları gün bu örgütün kontrolündeki bölgeden Türkiye’ye yönelik roket saldırısıyla Ankara’nın Trump’ı da rahatsız edecek sertlikte bir reaksiyon göstermesini arzu ediyorlar. Böyle bir provokasyonun ardından Amerikan Başkanı'nın S-400’ler konusunda Türkiye’ye karşı ağır bir yaptırım kararı vermesi beklentisi içerisindeler. Bu şekilde Erdoğan ve AK Parti yönetimine karşı uzun zamandır yürüttükleri yıpratma politikasını yeni bir aşamaya taşımayı ümit ediyorlar.
Ankara’nın, Washington’daki bu Türkiye karşıtı lobinin Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni sorunlar çıkarma ya da mevcut sorunları tırmandırarak Amerikan Başkanı'nı da kendi sert ve müdahaleci Türkiye politikasının safına çekme girişimlerine karşı çok dikkatli olması gerekiyor.
Ancak bunun çok zor bir sinir harbi olduğu da açık.
Ankara uzun zamandır Washington’daki Türkiye’ye karşı müdahaleci ve saldırgan bir politika izleyen lobinin baskısı altında. Bu saldırılar Türkiye’yi Rusya ile askerî iş birliğine kadar götürdüancak her şeye rağmen Washington’da daha rasyonel aktörlerin gelip söz konusu lobinin bu saplantılı Türkiye politikasını düzeltmesini beklediği için ABD ile ilişkilerde diyalog kanallarını da açık tutmaya çalıştı.
Bir Amerikalı generalin PYD/PKK liderleriyle görüştüğü ve bu örgütün Türk vatandaşlarını hedef alan bir roket saldırısı gerçekleştirdiği gün ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey ile yapılan iki buçuk saatlik görüşme Türkiye’nin diyalog kanallarını açık tutmaya yönelik bu gayretinin göstergesi.
Ama Washington’daki “dostlarımızın” da, Türkiye’nin Batı ittifakının bir parçası olarak kalmasını istiyorlarsa artık şunu görmesi gerekiyor:
ABD’deki Türkiye karşıtı lobinin düşmanca politikalarına karşı Ankara’nın sabrı da artık tükeniyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.