Türk-Amerikan ilişkilerini anlamak için Latin Amerika’ya bakmak...

A -
A +
Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde son dönemde birçok sorun yaşanıyor.
Washington’un Fırat’ın doğusunda PKK/PYD’ye verdiği destek Ankara’yı çok rahatsız ediyor.
FETÖ’nün Washington tarafından kollanması Türkiye için ciddi bir güvenlik riski oluşturuyor.
Bununla yakından bağlantılı olarak 15 Temmuz darbe girişimiyle yakın ilişkileri olan bazı Amerikalı aktörlerin bundan dolayı hesap vermemiş olması Türkiye’yi rahatsız ediyor.
Amerikan yönetiminin Türkiye’ye silah satışında çıkardığı zorluklar Ankara için kabul edilmesi zor bir tavra işaret ediyor.
Washington’dan silah temininde zorlanan Türkiye’nin Rusya’dan S-400 savunma sistemlerini alması ise ABD’de ciddi rahatsızlığa yol açtı.
Buna karşılık Washington’un Türkiye’yi ortağı olduğu F-35 savaş uçağı projesinden çıkarmaya yönelik girişimleri Ankara’nın tepkisini çekiyor.
Bütün bu yaşanan sorunları ABD’deki Türkiye karşıtı bir ekibin, iktidardaki Erdoğan ve AK Parti’ye karşı uzun zamandır yürüttüğü bir yıpratma savaşının parçası olarak görmek gerek.
Washington, neden müttefiki Türkiye’ye bu şekilde davranıyor?
Bunu anlamak için ABD’nin hemen güneyindeki Meksika ve Orta Amerika ülkeleriyle ilişkilerine bakmak faydalı olacak.
Silahlı çetelerin ve mafyanın esiri olmuş bir Meksika.
Dünyanın en yoksul ülkelerinden biri olan Haiti.
El Salvador, Nikaragua, Honduras, Guatemala, Küba ve Kosta Rika…
Hepsi ABD’nin yakın komşusu olmanın bedelini ağır ödeyen ülkeler.
Washington’un “arka bahçesi” olarak gördüğü bir coğrafyada yer almanın maliyeti bu ülke halkları için çok ağır oldu.
Yanı başlarındaki dev sürekli büyürken onlara gelişme imkânı tanımamış.
Ortamın bütün oksijenini tüketmiş ve çevresindekilere nefes alma imkânı vermemiş.
Onlar da nefes almaya çalıştıklarında, gelmiş ve soludukları havanın kendisine ait olduğunu söyleyerek bedelini istemiş.
Bunun haksızlık olduğunu söyleyip isyan edenlere bedelini ağır ödetmiş: Küba ve Nikaragua örnekleri.
İtaat edenlere ise kendi istediği kadar oksijen tahsis etmiş ve bu da onların gelişmesine yetmemiş, hep yoksul kalmışlar: Haiti ve diğer Orta Amerika ülkeleri.
ABD’nin “arka bahçesinde” bulunma talihsizliğini yaşayan bu ülkelerin Meksika dışındakiler küçük devletler. Nüfusları 5-10 milyon civarında.
Arka bahçede bulunmanın bedeli olarak kişi başına düşen millî gelirleri ise ortalama olarak 4-5 bin dolar civarında. Aralarında 868 dolarla dünyanın en yoksul ülkeleri arasında yer alan Haiti de var 12 bin dolar kişi başı gelire sahip Kosta Rika da...
ABD’deki 62.641 dolarlık kişi başı gelirle karşılaştırıldığında hepsi yoksul ülkeler.
Sürekli siyasetlerine müdahale edildiği için bir türlü istikrara kavuşamamışlar. Başta Meksika, El Salvador ve Guatemala olmak üzere neredeyse tamamında kamu düzeni silahlı çeteler tarafından tehdit ediliyor.
Neredeyse tamamına ABD doğrudan askerî müdahalelerde bulundu. Askerî müdahalede bulunmadıklarına ise darbe, ekonomik ve siyasi baskı gibi başka araçlarla müdahale etti.
Bütün bu müdahalelerin sonucu olarak aşağıdaki tablo ortaya çıktı.
Türk-Amerikan ilişkilerini anlamak için Latin Amerika’ya bakmak...
 
Refah düzeyini gösteren kişi başına millî gelir rakamları açısından bakıldığında ABD’nin Haiti’den 72 kat daha yüksek bir refah düzeyine sahip olduğu görülüyor. Amerikan halkı Nikaragua halkından 30 kat daha yüksek refah standartlarında yaşıyor.
Her ikisi de Amerikan askerlerinin doğrudan müdahalesine maruz kalmış ülkeler.
ABD gibi zengin ve güçlü bir ülkenin “arka bahçesindeki” bu küçük ülkelerle refahı paylaşmak ya da onların istikrara kavuşmasına destek vermek gibi bir derdinin olmadığını görüyoruz.
Şimdi kendimize bir daha soralım:
ABD’nin arka bahçesi olmaktan kurtulmak için çektiğimiz sıkıntılara değmez mi?
Bağımsız olmak için katlandığımız bu sıkıntılardan kurtulmak için yeniden arka bahçe olmaya yönelmek gibi bir gaflete düşersek bizi neyin beklediğini görmek için ABD’nin arka bahçesi Orta Amerika’ya bakmamız yeterli.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.