Dış politika ile ekonomi arasındaki ilişki

A -
A +
Ülkelerin dış politikalarının yönü ile ekonomik kapasiteleri arasında çok yakın bir ilişki söz konusudur. Ekonomik kapasite ve imkânların artması daha bağımsız ve etkili bir dış politika izleme imkânı sağlarken, ekonomik alanda yaşanan zorluklar her ülkenin dış politikadaki hareket alanını daraltır. O yüzden dış politikanın temel hedefi ekonomik kapasitenin artırılması olmalıdır. Zira ekonomik gücün artması, dış politikayı daha çok kendi ülkesinin çıkarları doğrultusunda dizayn etme imkânı sağlar ve bu şekilde bağımsız kararlarla şekillenen dış politika da ekonomik kapasitenin artmasını sağlar. Yani böyle bir durumda ekonomik kapasite ile dış politika arasında pozitif bir döngüden bahsedebiliriz. Bazı zamanlarda bu ikisi arasındaki ilişkinin negatif bir döngüye dönüşmesi de söz konusu olabilir. Yani dış politikada bağımsız kararlar veremiyorsanız, başkalarının çıkarları doğrultusunda verdiğiniz kararların ekonominize etkisi çok yıkıcı olabilir. Başkalarının savaşını yürütüyorsanız, başkalarının savaşlarına hazırlanıyorsanız ya da dış politikanızı başka ülkeleri korumaya adıyorsanız, bunların ekonominize etkisinin yıkıcı olması kaçınılmazdır. Suudi Arabistan ve Mısır örnekleri karşımızda duruyor. İsrail’in korunmasına adanmış dış politikaların bu ülkeleri nereye sürüklediği görülüyor. Suudi Arabistan her geçen gün Yemen batağına biraz daha fazla sürüklenirken, ABD ve İsrail ekseninde politikalar izleyen Mısır’ın ekonomisini kurtarmak için BAE ve Suudi Arabistan paraları yetmiyor. Çoğu zaman dış politikada bağımsızlık yolunu seçen ülkeler, bu tavrın kendi çıkarları açısından yıkıcı sonuçları olacağını düşünen aktörlerin yoğun saldırısına uğrarlar. Bu saldırılar çok değişik araçlarla yürütülebilirler. Ekonomiyi hedef alan hamleler bu araçlardan biri olabilir. Bağımsız dış politika yolunu seçen ülkeler ekonomik yaptırımlara maruz kalabilirler, uluslararası finans kurumlarına erişimleri zorlaştırılabilir, negatif propagandaya maruz bırakılarak yabancı sermayeye erişimleri sınırlandırılmaya çalışılır. Bu şekilde dış politikada seçmiş oldukları bağımsız yoldan dönmeleri sağlanmaya çalışılır. Bu tür saldırılara maruz kalan ülkelerin halklarının mutlaka kendilerine sormaları gereken soru şudur: Dış politikada bağımsız bir çizgide ısrar etmeleri nedeniyle maruz kaldıkları saldırıların maliyeti mi daha ağırdır, bu saldırıları yapan küresel aktörlerin çıkarları doğrultusunda bir dış politika izlemelerinin maliyeti mi? Burada geçen “maliyet” kavramını biraz açalım. Söz konusu dış politikanın ülke için maliyeti ile iktidar için maliyeti arasındaki ilişki karmaşıktır. Bağımsız dış politikadan vazgeçip küresel aktörlerin çıkarları doğrultusunda hareket eden iktidarlar için bu tutumlarının maliyeti, bundan dolayı ülkelerinin karşılaşacağı maliyetten göreceli olarak daha az olabilir. Buna karşılık bağımsız dış politikayı tercih eden iktidarların, bu tercihlerinden dolayı karşılaşacakları maliyetin, ülkelerinin karşılaşacağı maliyetten çok daha yüksek olması söz konusu olabilir. Ülkelerini hedef alan ekonomik saldırıların, bağımsız dış politika tercihlerinden kaynaklandığını, bunun kısa vadede zorluklara yol açacağını ancak uzun vadede ülkenin bu tercihten kazanacağını halklarına iyi anlatabilmeleri bu tercihlerinden dolayı karşı karşıya kalacakları maliyetleri azaltabilir. Bunu halka anlatabilmek çoğu zaman zordur, zira dışarıda bu ekonomik saldırıların meyvesini toplamak isteyenler olduğu kadar, içeride de bundan dolayı yaşanan zorlukların neden olduğu olumsuz havayı fırsata dönüştürmek isteyenler de olacaktır. Bunlar birlikte hareket ederler, bağımsız dış politika tercihinde bulunan ve gelen bütün uyarı, baskı ve saldırılara rağmen bu tercihinde ısrar eden hükûmetlere seçtikleri bu yolun bedelini ödetmeye çalışırlar. Bu durumda hükûmetlerin geri adım atmaması ve kendi iktidarlarının devamını zora soksa da, ülkelerinin çıkarları doğrultusunda kaçınılmaz olan “bağımsız dış politika” yolunda kararlı adımlarla yürümeye devam etmeleri önemlidir…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.