Afganistan’a nasıl bakmalıyız?

A -
A +
Taliban’ın, başkent Kabil’i ele geçirmesi sonrası Afganistan’da yaşanan gelişmeler dünyada olduğu gibi bizde de yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. İşin ilginç yanı, bizdeki tartışma diğer devletlerden epeyce farklı bir şekilde devam etmektedir.
Bir dış politika konusu olan ve dış politik perspektiften ele alınması gereken Afganistan’daki gelişmeler bazıları tarafından doğrudan iç politik gelişmeymiş gibi ele alınıyor. Hatta bazıları bilinçli olarak Afganistan ve Taliban üzerinden Türkiye’yi tartışmaya çalışıyor.
Neredeyse Afganistan’da yaşanan her gelişme iç siyasi perspektiften değerlendirilmeye tabi tutulup ona göre tavır alınıyor. İki ülkenin tarihi, toplumsal ve siyasal deneyimi aynıymış gibi yaklaşılıyor.
Maalesef bu tartışma şekli, her önemli dış politik gelişmede karşımıza çıkıyor. Bir türlü öğrenemedik dış politik gelişmeyi kendi zemininde ele almayı, ulusal çıkar perspektifinden yaklaşmayı. Başka bir ülkede yaşanan gelişmeyi alıp, ülkenin iç meselesi hâline getirip, debelenip duruyoruz. Ülkenin ortak çıkarı, sığ siyasi parti ve grup yaklaşımında boğulup gidiyor.
 
Nasıl bakmalı?
 
Afganistan’daki gelişmeler esas itibarıyla doğrudan bir dış politika konusudur ve ulusal çıkar gözetilerek ele alınmalıdır. Gerçek anlamda, ayakları yere basan bir zeminde yaklaşmak gerekmektedir.
İki ülke arasında yakın tarihsel, siyasi ve toplumsal ilişkiler mevcuttur.
Türkiye’nin Afganistan ile ilişkisi, iki ülke arasındaki ilişkilerden çok öte anlamlar taşımaktadır ve Türkiye’nin diğer ülke ve coğrafyalarla ilişkileri üzerinde etkisi mevcuttur. Afganistan’ın bulunduğu coğrafi ve stratejik konum bunu zorunlu kılmaktadır.
Ne kadar uzak durmak isteseniz de, bazı konularda yoğun diplomasi harcamak zorunda kalırsınız. İşte Afganistan meselesi de böyledir.
“Afganistan’a bulaşmayalım. Bizi bağlamaz. Bizim işimiz değil” diyerek Türk dünyasına yakın olamazsınız. Ayrıca “Güney Türkistan” Afganistan toprakları içindedir. Zaman zaman Doğu Türkistan konusunda hassasiyet gösterenlerin Güney Türkistan konusunda sessiz kalması ayrıca değerlendirilmelidir…
Uzun süredir dış politikada “Asya Açılımı” devreye sokulmuşken, bölgeyi etkileyecek gelişmelerin yaşandığı Afganistan’dan uzak durmak ne kadar mümkün olacak?
Gelinen nokta itibarıyla; Afganistan ile ilişkiler neredeyse tüm büyük ve bölgesel güçlerle ilişkiler anlamına gelmektedir.
Çünkü birçok yönüyle Afganistan ile ilişkiler veya Afganistan ile ilgilenmek;
Batı ile ilişkilerdir,
Rusya ile ilişkilerdir,
Çin ile ilişkilerdir,
AB ile ilişkilerdir,
Hindistan ile ilişkilerdir,
Pakistan ile ilişkilerdir,
İran ile İlişkilerdir,
Arap dünyasının önemli ülkeleriyle ilişkilerdir…
Öyle “Bu işler beni ilgilendirmez. Ne hâliniz varsa görün. Alın bölgeyi istediğiniz şekilde oynayın. Yeter ki beni bulaştırmayın” demekle olmuyor. Bir şekilde sizin yoğun bir diplomasi yürütmenizi zorunlu kılıyor.
Bölgesel ve küresel dengeler değişirken, önemli güçler ulusal çıkarlarını korumak, maksimize etmek veya zararı azaltmak için uğraşırken, imparatorluk görmüş orta boy bir güç olarak Türkiye’nin “Bir kenara çekileyim. İş bitince ortaya çıkar, pozisyon alırım” demesi gerçeklerle uyuşmuyor.
Göç ve terör gibi yakıcı etkileriyle uğraştığımız iki konu bile Afganistan ve Afganistan merkezli gelişmelerle yoğun bir şekilde ilgilenilmesini gerektiriyor.
Bu yüzden Afganistan mevzuunu yanlış zeminlerde tartışmak yerine, ulusal çıkar temelli bir dış politik gelişme olarak görüp, ona göre hareket etmeliyiz.
Taliban, Afganistan’da ilk defa 1996 yılında iktidarı ele geçirmişti. O tarihte Türkiye’de Refahyol Hükûmeti iktidardaydı. Afganistan’daki gelişmeler o yıllarda da daha çok iç politik perspektiften değerlendirilmeye tabi tutulmuştu. Neredeyse Afganistan’daki gelişmeleri Türkiye’de 28 Şubat sürecinin parçası hâline getirmişlerdi. Şu anda yapılan hata yani “dış politik bir meselenin kendi mecrasından saptırılıp iç politik mevzu edilmesi” o dönemde de fazlasıyla yapıldı. Dolayısıyla hem içeride hem dışarıda maliyetler ödendi.
Yeni bir “28 Şubat kafası”yla Afganistan’daki gelişmelere bakılmasının hiç kimseye faydası olmaz.
Türkiye’nin Afganistan ile ilişkileri Taliban parantezine sıkıştırılamayacak kadar geniştir…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.