Cuma namazına dâir... -1-

A -
A +
Resûlullah Efendimiz, ilk Cuma namazını, hicret esnâsında “Rânûnâ” vadisinde bulunan “Mescid-i Cuma”da kılmıştır...     Geçen haftaki 2 makâlemizde, Cuma namazının farzları, Cuma namazı kaç rek’attir ve nasıl kılınır konularını ele almıştık. Bugün ve yarın inşâallah, Cuma namazına dâir diğer bazı meseleler üzerinde durmak istiyoruz. 1- Resûlullah Efendimiz, ilk Cuma namazını, Medîne-i münevvereye giderken, hicret esnâsında Kubâ’da birkaç gün konakladıktan sonra, Medîne ile Kubâ arasında “Rânûnâ” vadisinde bulunan “Mescid-i Cuma” isimli câmide kılmıştır. 2- Cuma günü ezândan önce, salâ okumak, câiz midir?Melik Nâsır bin Mensûr, hicrî 700 yılında, Cuma Ezânından önce, minârelerde salât ü selâm okuttu. (Mir’âtül- haremeyn) Bu târihten sonra gelen âlimler, buna bir şey demedikleri için, Cuma günü salât okunmasına bid’at denilmez. Cenâze olduğunu bildirmek için, salât okumak ise, bid’attir. (Seâdet-i Ebediyye) 3- “Cuma geceleri evde helva yapıp kokutmalı, rûhlar kokusuna gelir” sözü uydurmadır. 4- Câmide, Cuma akşamları, cemâate istiğfar ettirmek uygun olur mu? Cemâate öğretmek niyetiyle yapılması uygundur. 5- Cuma günü, dışarıda minârede okunan Ezândan başka, Câmi içinde ikinci bir Ezân daha okunmaktadır. Câmi içinde Ezân okunmasını Peygamber Efendimiz emretmiştir. Birinci ezânı ise Hazret-i Osmân emretmiştir. Hulefâ-i râşidînin sünneti, Peygamber Efendimizin sünneti demektir. Resûlullah ile Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Ömer’in devirlerinde Cuma günü, ilk ezân, imâm minbere çıkıp oturduğu zamanda idi. Hazret-i Osmân Halîfe olup, insanlar çoğalınca, dışarıda birinci ezânın okunmasını emretti. (Tâc) Hazret-i Osmân, Hulefâ-i râşidîndendir. Onun sünneti de, dînde senettir. Bir hadîs-i şerîf meâli şöyledir: “Benden sonra ihtilâflar çıkacaktır. İşte o zaman sünnetime ve Hulefâ-i râşidînin sünnetine uyun! Onlara, azı dişinizle ısırır gibi sımsıkı sarılınız.” [Tirmizî] 6- Cuma namazında iç Ezânı, cemâatin tekrârlaması lâzım değildir, sâdece dinlemeleri lâzımdır; bu Ezânı tekrârlamazlar. 7- İmâmın, Cuma namazının ilk sünnetini, Minberin sağ yanında kılması sünnettir. (Seâdet-i Ebediyye) 8- Eshâb-ı kirâm ve Tâbiîn-i ızâm, bid’at işlememek için, Asya ve Afrika’da, hutbeleri hep Arabî okudular. Hâlbuki, dinleyenler Arabî bilmiyorlardı. Bunun için, Osmânlı âlimleri, 600 yıldır, hutbelerin, kabûl olmayacağını bildikleri için, Türkçe okunmasına izin vermediler. Cuma vaazları koydular. Vâizler, bu vaazlarda, namazdan önce veya sonra, hutbenin manâsını anlatırlardı. Hutbe böylece öğrenilirdi. Seyyid, allâme, Muhammed Emîn İbn-i Âbidin hazretleri, “Hutbeyi, Arabîden başka dil ile okumak, başka dil ile iftitâh tekbîri almak gibi tahrîmen mekruhtur” buyurmuştur. Hindistan âlimlerinden Muhammed Viltori (rahimehullah) da, “Hutbelerin bir kısmını bile, Arabîden başka dil ile okumak bid'attir” buyurdu. (El-edille) 9- Bazı imâmlar hutbeyi kılıçla okuyorlar. Böyle bir şey var mıdır? Evet, Mekke ve Bursa gibi, savaşla alınan şehirlerde, imâm, minbere çıkarken sol eline kılıç alır. Kılıca dayanarak okur. (Seâdet-i Ebediyye)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.