"Zengin, güçlü ve kuvvetli olacağım herkes benden korkacak Numan!.."

A -
A +
Zülküf, daha bu yaşta ipe sapa gelmiyor, hiçbir şeye itibar etmiyor, kimseye kıymet vermiyordu.
 
 
Zülküf, aşağılayıcı şeyler söylüyordu arkadaşına:
- Şimdi de sen büyük adamlar gibi konuştun köylü Numan!
- Şey!
- Ney? Büyüyünce sen de olursun meymenetsiz biri!
- !!!
- Sen meymenetsiz, ben tüccar olucam Numan!
- Yani zengin.
- Zengin olan herkes ne kadar mesut, baksana…
- Evet, öyle diyorlar.
- Yalan mı? Tabii öyle!
- Bir tek sen mesut değilsin!
- Ben de olacağım!
- !!!
- Zengin, güçlü, kuvvetli… Herkes benden korkacak! Ya sen?
- !!!
- Dilini mi yuttun cevap versene!
- Ben okumak istiyorum Zülküf kardeş…
- Karın doyurmuyor!
- !!!
- Bana kardeş-mardeş deme!
- Ya ne?
- Ağabey!
- !!!
Zülküf, sebepsiz yere hırslanmıştı. Çalıların arasında komşuların boz merkebini görünce, aklına bir hinlik gelmiş olmalı ki, kirli parmaklarını kafasına götürüp kaba hareketlerle “hart hart” diye başını kaşıdı. Daha bu yaşta ipe sapa gelmiyor, hiçbir şeye itibar etmiyor, kimseye kıymet vermiyordu. Sakat, kusurlu birini görmesin; hemen ona takılıyor, gülüyor, dalga geçiyordu. Çok kâbiliyetli, becerikli, üstün meziyetli olanı da fena kıskanıyordu. Ne yaptı, etti kaşla göz arasında eşeğe atladı, yelesinden sıkı sıkıya sarıldı, ayaklarıyla karnını öyle tekmeledi ki; hayvan neye uğradığını şaşırarak doludizgin koşmaya başladı. Küçük Numan’la alay ederek “Sen okumana bak! Ben keyfimdeyim!” deyip süratle uzaklaştı.
            ***
Zülküf, düşmemek için eğilip sık yelelere bütün kuvvetiyle sarıldı. Bir uçurumun kenarından geçerken aşağısını, yüksek bir kayanın tepesindeymiş gibi pek derin görüp korktu ama belli etmedi. İlk defa hissettiği bu korku telaşıyla “sakin ol be hayvan! Sakin ol!” dese de merkebi bir türlü durduramıyordu. Düşmekten, kolunu, bacağını kırmaktan ödü kopmuştu. Son çare; avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı. “Beni kurtarın!” sesi yankılanarak, dalga dalga her tarafa yayılıyordu. Onun bağırmasından bütün bütün huylanan merkep aksine daha hızlanıyordu. Zülküf’ün feryadını duyan Numan; bütün kuvvetiyle peşlerine düştü. Bu durumu gören köylülerden de yardıma koşanlar oldu. Ellerindeki sopalarla ne kadar gayret ettilerse de kudurmuş gibi sıçramaya başlayan merkebi tutamadı ve durduramadılar.
Bir kaya etrafını dönerken merkep bir yana Zülküf bir yana yuvarlandı.
Numan ve köylüler koşup yanına geldi:
- Zülküf!
- !!!
- Zülküf gözlerini aç!
- !!!
- Hadi ne olursun!
- !!!
O kadar dil dökmesine rağmen Zülküf bir kelime bile söyleyemedi. O muharebe sahasında dayak yemekten beter olmuştu. Boz merkep ise düştüğü çukurdan çıkmış, aynı hızla uzaklaşmıştı.
Köylüler; hareketsiz yatan Zülküf’ü inceden inceye gözden geçirdiler. Kırık, çıkık olmadığını anlayınca da; “Numan, biraz istirahat edin, sonra da yavaş yavaş evlerinize gidersiniz. Bir şeyi yok şükür…” deyip işlerinin başına döndüler. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.