Yorganı fırlatırcasına uyandı kan, ter içinde kalmıştı!..

A -
A +
Büyüklerimiz derdi ki: “En kolay şey hazırlanmış lokma, o da çiğnenmeden yutulmuyor...” 
 
Rüyâsında köyünü seyrettikçe; rahmetli ataları ve bütün mazisi karşısına geçiyor, kardeşlerinin, akraba ve komşu çocuklarının kahkahaları, koyun kuzu meleşmelerine karışıyor, her tarafı kaplayan dumanlar arasında yokluğu; bir gölge gibi sessizce süzülüyor, dertlerin en başında yerini alıyordu. O şimdiden dayanılmaz bir hasretin girdabındaydı. Ali, yorganı fırlatırcasına uyandı, kan, ter içinde kalmıştı. Sabah namazı için kalkmış Şükriye Hanım da o telaşla yanına koştu. Rüya bu kadardı. Babacığı başını okşadı.
- Çok hoş rüya Ali’m?
- Bey “Bizim her gün konuştuklarımızın hülasasını görmüş Ali’m” dedikten sonra Şükriye anacığı da alnına bir öpücük konduruverdi. “Bütün rüyalarını hayra yorumlayacaklarına anlat“ derlerdi büyüklerimiz. Sen de korkma anlat, e mi Ali’m?
- !!!
- Ne susuyorsun evladım? Cevap versene!
- Yok bir şey anacığım. Rüya gördüm, anlattım ve bitti. Ha uyanınca da bir telâşla uyandım ki sormayın.
- Hayırdır!
- Hayır içinde olasın anneciğim.
- Telâşa ne lüzum oğlum.
- Boş ver anne! Adı üzerinde rüya. Rüyalarımda sık sık kuş gibi uçuyorum anne.
- O masumiyet işareti Ali’m. Günahsız olanlar öyle harikalar görürler. Eee başka?
- Başka yok. Kuş olup köye uçtum. Kapımızın önündeki o büyük söğüdün dallarından, evimizi seyre başladım. Sonra odalardan içeri girdim, hislendim. “Kurda kuşa yuva bırakmışız” deyip ağladım. Kendi sesime uyanmışım anne.
- Baban daha iyi bilir Ali’m güzel bir rüya. Rüyada uçmak; sıkıntıların hafiflemesi, rahatlamaya işaret eder. Ben de çocukken böyle rüyaları çok görmüştüm. Babama anlattığımda: “Günahsız çocuklar öyle rüyalar görür. Uçmak, ferahlık ve sevinebileceğin şeylere kavuşmak demektir. Bir yerden başka bir yere uçtuğunu görmek hayırlı, bereketli ve sağlıklı bir sefere çıkmaya, mesafe katetmeye, yükselmeye işaret eder. Yani her bakımdan hoş bir rüyaymış, korkulacak, telaşlanacak hiçbir şey de yok elhamdülillah.
- Çok değişikti anneciğim, babacığım! Hele yükseklerden kuş gibi süzülmek. Ama köyü seyrederken acı çektim.
- İnşallah gülersiniz, bizi de güldürürsünüz oğlum. Dedim ya; bunda öyle kötü mana çıkarılacak bir şey de yok Ali’m!
- Rüyada insan kendini kontrol edemiyor demek.
- Ah! Öyle ya rüya bu! Bir de hayat kolay olsaydı.
- Bu dünyada “kolay” denilebilecek hiçbir şey de yokmuş anne. Öğretmenim öyle dedi. Hayat hep mücadeleymiş, kimine ağır, kimine de hafifmiş. Sonra imtihan gibiymiş de… Kolay olsaydı imtihan olmaktan çıkarmış değil mi babacığım?
- Deden de hep öyle derdi, “İmtihan dünyası oğul…“ Her karşılaştığımız iyi de olsa, kötü de olsa bizim imtihanımız.
- Herkesinki farklı farklı oluyor.
- Büyüklerimiz derdi ki; “En kolay şey hazırlanmış lokma, o da çiğnenmeden yutulmuyor...” Yine bir gün; “Güneş batıdan doğunca, can hulkuma gelip perdeler açılınca“ imanın kabul olmaması da o yüzden. İnsanlar gördüklerine inanıyor. Oysa iman, görmediklerimize, onu tavsiye edenin dürüstlüğünü düşünerek “O öyle dediyse doğrudur, hilaf yoktur, aynen tasdik ediyorum…” demektir. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.