“Siz kendinizi düzeltin, başkaları kendiliğinden düzelir!.."

A -
A +
Bir cana kıydığın vakit, canını da yakarlar, cananını da… Hem de cayır cayır!
 
Fırıncı amca nasihat ediyordu Ali'ye:
-Kalp kırarsan, paramparça ederler yüreğini, üstelik ciğerlerini de sökerler!.. Haksızlık edersen bir gün zulme uğrarsın! Mutlaka cezasını çekersin.
Bir cana kıydığın vakit, canını da yakarlar, cananını da… Hem de cayır cayır!
Velhasılıkelam, iyiliklerin de karşılığını görürsün kötülüklerin de... Yaptığınız ufacık bir yardım bile sanmayın ki karşılıksız kalır. Bir selâm verme, bir tebessüm, bir içten hâl, hatır sorup kalpten “nasılsın" demek dahi, size aynı şekilde, hatta misliyle döner... Bunun için gençler attıkları her adıma dikkat etmeli! Çünkü hayatları o ilk temeller üzerine yükselecek. İyiyse iyi olarak, berbatsa berbat olarak... Mutlaka ama mutlaka öyledir. Bu söylediklerimde şek şüphe yoktur. Ektiğini bulursun her icraatının. Onun için iyi, güzel tohumlar ek ki sana tatlı, bereketli meyveler versin!.. Ağzından çıkan her sözü, kelimeyi, cümleyi ölçüp biçerek sarf et. Hazret-i Ebû Bekir, Ömer Efendilerimiz yanlış bir şey söylememek için ağızlarında taş taşırlarmış. Biri bir şey sual edince ağızlarında taş olduğundan; ulu orta cevap vermez, düşünüp en münasip olanı akıllarına gelince taşları çıkarıp öyle cevap verirlermiş. Söylediklerin yalansa, iftiraysa bulur seni… güzellikse, doğruluksa yine kaybolmaz…
- Babam bize sık sık der: “Her geceyi Kadir, her gördüğünü Hıdır (Hızır) bilin çocuklar!”
- Belli ki baban meseleye vâkıf!
- Bilemem!
- Sen bilmezsen de biz anlarız evlat. Kavga mı istiyorsun? Harp edenler çıkar karşına.
- Babam der ki; “Siz kendinizi düzeltin, başkaları kendiliğinden düzelir! Herkes kendi kapısının önünü temizlerse, bütün şehir temiz olur!"
- Çok doğru söylemiş babanız! Sulh, yani barış mı istiyorsun? Herkes seninle bu hususta yarışa girer... Yol mu, ön mü kesiyorsun, cam mı kırıyorsun, ağaç mı söküyorsun, adam mı dövüyorsun? Unutma senin önünü keser, camını, hatta kafanı da kırar, bağını, bahçeni tarumar edenler çıkar... Yaptıklarının hesabını verirsin! Hem de ummadığın anda... Bu yüzden yaptığın ve yapacağın her şeye dikkat et, seçici ol Ali. Neyi? Güzeli, güzellikleri, herkesin sevip beğendiği, Rabbimizin razı olduğu işleri seç. İhtiyaç içinde olan biri de sizden bir şey istedi mi onu kesinlikle boş çevirme. Az olan az verir, çok olan da durumuna göre… Rabbimin katında azla Cennet’i satın alanlar o kadar çok ki… Çünkü ihtiyaç içinde olanı sevindirmek kadar güzel bir şey yoktur Allah katında. Unutma fukaranın heybesinde kocaman bir: “NE VERİRSEN ELİNLE, O DA GELİR SENİNLE!” vardır…
Zamanında çisil çisil yağan yağmurun; rahmete veya fırtınaya dönüşebileceğini hesap etmeden, tedbirsizce yaşadığımız için bugünlerde bizden nasihatler hep böyle…
İnsanlarla iç içe yaşadıkça, çok şey görüyorsun. Olup bitenleri okudukça, dinledikçe, seyrettikçe içten içe kavruluyorsun.
Nasıl kavrulmayacaksın ki?
Bu kadar yangın yeriyken memleket, bütün insanlık, gel de kavrulma, gel de yanma…
TERCİH; SENİN PARMAKLARININ UCUNDA, İKİ DUDAĞININ ARASINDA; YA İYİLERLE OLUR KURTULURSUN YA DA KÖTÜLERLE OLUR BATAR GİDERSİN…
DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.