Kanunların maliyeti...

A -
A +

Kanunların dili vardır, ruhu vardır, maksadı vardır.... Ve elbette bir de maliyeti vardır. Diğerleri üzerinde doktrin veya tatbikatta sırası geldikçe konuşulur, nazariyeler ortaya konur. Maliyetlerse bir muhasebe kaydı olarak yazılıp geçilir. 1961 Anayasası TBMM'yi iki ünite şeklinde düzenlemişti. Büyük Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu. 1982 Anayasası, Cumhuriyet Senatosunu sistemden çıkarttı. 82 Anayasası, 27 Mayısçı tabiî senatörlükle seçilmiş senatörlüğü kaldırırken Büyük Millet Meclisi üye sayısını 100 kişi birden arttırdı. Halbuki 100 kişi, bir çok ülkenin parlamenter sayısıdır. Hangi sebeple böyle bir tercih yapıldığını bugün izah etmek de anlamak da zor. Acaba "tabii senatörlük" denen ve mensuplarını 27 Mayıs darbecilerinin oluşturduğu hayat boyu senatörlüğü milletin sırtından atmak için mecburen mi bu yola gidildi? 20 yıl sonra mecburen bu yorumu yapıyoruz. Parlamenter sayısı 100 kişi arttırıldıktan sonra milletin menfaati ne olmuştur? Üstelik senato devam etseydi belki de Anayasa mahkemesine bu kadar iş de çıkmazdı. Vatandaş, çok bulduğu 450 sayısının düşürülmesini beklerken 100 parlamenterlik bir yük daha taşımak zorunda kaldı. O kadar da değil; her dönem, her iktidar, her başkan devrinde TBMM kadroları biraz daha şişti. Ve nihayet 5 binler bulundu.. Yuvarlak bir rakkam söylemek gerekirse 550 kişiye '5500' kişi hizmet vermekte. Veya öyle görünmekte. Zira o 5 binli rakkamın bazı mensupları, meclise dahi uğramadan bankamatikle maaşlarını çekmekteler. TBMM 1 Temmuz itibariyle tatile girdi. Uzun-upuzun bir tatil. 17 Eylül'de olağanüstü toplanacaklar. Herhalde ondan sonra tatile yine devam edilecek. Yaşadığımız, 21. Dönem, 3. Yasama yılıymış. Bu dönem, bu yasama yılında... 550 Parlamenter, '5500' personelle ne yapılmış? İyi çalıştığı söylenen meclis 117 kanun yapmış... IMF, AB, DB, ABD'nin tavizsiz tutumu ile varılan kanun sayısı. Parlamentonun sıfatı "yasama meclisi"dir. TBMM, Kanun yapan organ. Bu kanun yapan kuvvetin çıkarttığı kanunların maliyeti ne? Evet; o da belli. Sözü geçen 21. Dönem, 3. Yasama yılında 44 trilyon lira harcanmış. Meclisin vazifesi kanun yapmak olduğuna göre bu büyük meblağ neticede bu gayeye matuf olarak hazineden çıkmış. Mesele anlaşılmıştır herhalde. 44 trilyonun 117'ye bölünmesi ile bir kanunun maliyeti ortaya çıkar. Acaba bir kanundan maliyeti kadar fayda elde edilebiliyor mu? Anayasa değişiklikleri yapılıyor. Yamalı bohçaya dönmüş olsa ve esasında a'dan z'ye yeni bir anayasa gerekse de şu değişiklikler esnasında parlamenter sayısını mutlaka düşürmeli. Meclisi KİT'e çeviren o 5500'ünse baştaki beşi muhakkak kaldırılmalı. Krizde her işletme eleman çıkarttı. Meclis KİT'indense sadece 12 kişi azalmış. Bir dolar için IMF'ye ve diğer dünya finans kuruluşlarına 10 kere ricada bulunulurken... Böylesi akıl almaz israflar... Sonunda ister istemez o soru karşımıza çıkmakta? Bu kanun, bu parayı eder mi? Her alanda her dönemde israf. Önce israf delikleri kapatılmalı. Borçla yaşamanın sonu yok. Borçlu esir gibidir. Onun için para verenler, harcamalarımıza da müdahale ediyorlar. Biz olsak etmez miydik?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.