YERELDE İTTİFAK!

A -
A +

“Şehremati” ve “şehremini” kavram ve sıfatlarından “belediye” ve “belediye reisi” ve sonra da “belediye başkanı”na geçen Türkiye, “Büyükşehir Belediyesi” kavramıyla 1984’te Turgut Özal reformlarıyla tanıştı.

Gündelik hayatımızda 2014’e kadar belde belediyeleri, ilçe ve il belediyeleri varken 2014’te belde belediyeleri lağvedildi. Buna karşılık büyük şehirlerde köyler, mahalleye dönüştürülerek belediyelerin sorumluluğu il sınırları çapına çıkarıldı.
Bugün için il nüfusu 750 bin olan yerleşim yerleri “Büyükşehir”dir. Şayet, bu sayı, 500 bine düşürülürse şimdi 30 olan büyükşehir sayısı iki katına kadar çıkabilir. Aslına bakılırsa böyle bir tasarruf yerinde de olur. O zaman vaktiyle göze girmek için il yapılmış bazı kazalar, yeniden büyükşehire bağlanarak il sayısı, olması gereken sayıya çekilebilir.
Böyle bir düşünce var mıdır veya bizim dile getirdiğimiz bu ihtimalin hayat bulması mümkün müdür? Mahalli seçimlere altı buçuk ay varken seçmenden oy bekleyen hiçbir iktidar, herhâlde bunu göze alamaz. Belki sadece büyükşehir olma şartı 500 bin yapılarak seçim kazanma şansı yükseltilir.
Görüldüğü gibi artık yavaş yavaş belediyeleri konuşmaya başlamış bulunuyoruz. Bundan böyle daha da konuşacağız.
Belediyeler, adı üstünde olduğu gibi mahalli, idarelerdir. Vatandaşın iktidar veya muhalefetle doğrudan yüz yüze geldiği yerlerdir. Genel seçimlerle mahalli seçimler nadiren birlikte olsa da çok kere ayrı tarihlerde yapılır. Siyasi iktidar, bir partide olurken mahalli iktidarın bir başka parti veya partilerde yani muhalefette olması mümkündür. Ancak, belediye seçimi, siyasi seçimlerden daha sonra yapılmış ve bunu muhalefet kazanmışsa iktidarın yükü, bir sonraki sandık durağına kadar taşıması zordur. Bunu Türkiye üzerinden konuşursak şunu diyebiliriz. Büyük şehirlerin en az yarısını kazanamayan bir iktidarı muhalefet, erken seçime zorlar.
Bunun bir adım sonrasıysa şudur.
AK Parti için İzmir’ i CHP’den almak varken üstüne üstlük bir de Ankara’yı kaybederse büyük yara alır. İstanbul’u kaybetmesi ise ölümcül darbe ve erken seçim demektir. Bu sebeple olayı tehlikeye atmamalı. Her işinde muvaffak olmuş, kendini ispatlamış, Sn. Binali Yıldırım, en isabetli aday olur. Birkaç başka değerli siyasetçinin, bakan ve eski bakanın adı İstanbul için geçiyor. Lakin, İstanbul’da sadece kazanmak değil fark çıkartmak lazım. Bu da ılımlı muhalefetin de oyunu alabilecek Binali Yıldırım’la mümkün olabilir. Cumhur İttifakı’yla AK Parti artı MHP oyununu kazanan AK Parti’nin İBB adayı Binali Yıldırım, ılımlı muhalefetten de gelecek oylarla oyunu yüzde 55’lere çıkartabilir.
31 Mart 2019 seçimlerine; 17 yıl boyunca iktidar olma gerçeğinin yanı sıra döviz kaypaklığı, enflasyon tırmanışı ve işsizlik sancılarıyla gidilmekte. Buna bir de İdlib zorlaması dâhil olur mu bilmiyoruz.
Bazı görgüsüzler iktidar şımarıklığı, bazıları iktidar menfaatçiliği, bazıları da iktidar sorumsuzluğu yaşasa bile çekirdek kadronun iyi niyeti hatırına ve güzergâhtaki hedeflerin hayata geçmesi adına AK Parti’nin 2023’e dek iş başında olması gerekiyor.
Öbür taraftan CHP, HDP, İYİ Parti, FETÖ, PKK, El-Muhaberat ve diğerleri de AK Parti’nin mahalli seçimleri kaybetmesi için canlarını dişe takıp çalışacaklardır. Büyük şehirleri kaybetmesi için her şeyi yapacak, İzmir ve bazı diğer illeri kazanmaması ve Ankara hele İstanbul’u kaybetmesi için de her şeyi göze alacaklardır.
Bundan dolayı ekonomik savaş içinde bulunmamızdan, FETÖ, PKK ve uzantılarıyla sıcak çatışma yaşamakta olduğumuzdan ve önümüzde asırlık hedefler bulunduğundan genel seçimler gibi önümüzdeki mahallî seçimlerde de AK Parti ve MHP kardeşliğinin gerçekleşmesi büyük ihtiyaçtır. AK Parti’nin kuvvetli olduğu yerlerde MHP, AK Parti’yi, MHP’nin kuvvetli olduğu yerlerde de AK Parti MHP’yi destekleyecektir. Hadise bu kadar basittir.
Sn. Devlet Bahçeli’nin “genel seçimlerde kazanılanlar, mahalli seçimlerde heba edilmemeli! Bu sebeple Cumhur İttifakı şarttır!” tespiti çok doğru ve Cumhurbaşkanı Sn. Tayyip Erdoğan’ın da bu sese kulak verip ikili zirvenin yolunu açması o kadar değerlidir.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var?
    
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.