SÜREÇ GECİKTİKÇE AYAĞA DOLANIR

A -
A +
Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mariya Zaharova, dün yaptığı haftalık basın toplantısında “Amerikalıların Suriye’de terk ettikleri toprakların kime bırakılacağı meselesi bir soru olarak doğmaktadır. Uluslararası hukuk ve Suriye halkının geçtiği süreç göz önüne alındığında bu sorunun cevabı Suriye hükûmetidir” demiş. Sözcü, ayrıca çekilme sebep ve takvimine dair netlik olmadığını da söyledikten sonra Amerika’nın Suriye’de işgalci olduğunu bir kere daha dile getirmiş. Belli ki adı geçen sözcü bu mutad toplantıda bir veya birkaç sual üzerine bunları söylemiş. Cevaben söylenen bu sözlerin sözcünün şahsi görüşü olduğu düşünülemez; hatta tek başına bakanlığın görüşü olduğu da söylenemez. Bu değerlendirme yani çıkılan yerin rejime bırakılması fikri, Rus devletinin hadiseye bakışıdır. Uluslararası hukuk vs işin hilesidir. Nitekim bu açıklamadan bir gün önce bir miktar rejim gücü batı Münbiç’te Arimah’a girdiler. Adı geçen yer, Fırat Kalkanı Bölgesi’nin doğudan hemen bitişiğindedir. Rejimin buraya kuvvet göndermesi dünya umumi efkarına şöyle aksetti. Amerika, beklenmedik bir şekilde çekilme kararı verip kısmen de olsa çekilince PYD, rejime “O hâlde; idare bizde kalmak kaydıyla buraya siz gelin! Ancak; etrafımızda kalın, içeri girmeyin, yönetim tarzımıza karışmayın!” dedi. Bu aynı zamanda şu demektir: Bölge, TSK/ÖSO yani Ankara’nın sevk ve idaresine gireceğine şeklen de olsa rejimin eline geçsin! Dışişleri sözcüsünün konuşmasında “Menbiç” diye bir kelime geçmiyor. Bu, Rusya’nın kendini tahdit etmeme adına bilhassa dikkat edilmiş bir durum olsa gerek. Zamanlama gerçeği, sadece bir miktar rejim askerinin Arimah’a girmesinde görülmüyor. Bu konuşma, Amerika’nın çekilme kararını ve bu kararın sahadaki yansımasını mevkidaşlarıyla müzakere edecek Türk hey’etinin Moskova’ya yollanması vaktiyle çakmıştır. Sadece o da değil. Zikrettiğimiz açıklama, Sn. Erdoğan-Sn. Putin ikilisinin yine aynı mevzuda yüz yüze görüşme yapacakları günlerin öncesinde olmuştur. Bu vaziyet, şuraya da evrilmektedir. Türkiye, Fırat’ın doğusuna harekâta niyetlenip de askerî hareketlilik başlayınca Menbiç tali, ikinci derecede bir konumdaydı. Zira burada Türkiye, ve ayak sürür olsa da Amerika devriye tuttukları için nispi bir sükûnet vardı. Ama buna rağmen teröristlerden büsbütün temizlenmemişti. Trump’ın DEAŞ bakiyesini Ankara’ya ihale edip yekten çekilme kararı verince bizim harekât sarktığı, beklemeye alındığı gibi bir de Menbiç’in rejimle bölücüler arasında pazarlık konusu olma gelişmesi yaşanır oldu. Moskova’nın bu pazarlıktan habersiz olduğu ihtimal dâhilinde değildir. Beşar Esad, bugün Rusya’nın Suriye valisi hükmündedir. Sözcünün dediklerinin ikinci kısmı ve bilhassa çekilmenin sebep ve takviminin meçhul olduğuna dair söyledikleriyse doğrudur. Bütün bunlardan sonra ortaya bir kuşku çıkmaktadır: -Acaba; çekilme kararı, Ankara ile Moskova’nın arasını açmak için Washington’ın geliştirdiği bir taktik midir, Trump riyakâr mı davranmıştır? Aynen böyledir denemez. Vaziyete nazaran Trump, yeni yeni muktedir oluyor. Lakin; fiilî durum da ifade ettiğimiz manzaradadır. Harekâtın başlaması geciktikçe süreç ayağa dolanır denli çetinleşiyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.