İZMİR’İ ANLAMAK

A -
A +
İzmir, son 3 Belediye Başkanı Yüksel Çakmur, Ahmet Piriştina ve Aziz Kocaoğlu ile 1989’dan bu yana 30 yıldır CHP’de olduğu için bugün İzmir siyasetine dair sağlam olmayan bir algı zihinlerde yer etmiş bulunuyor. Meselenin yalnızca uzağında olanlar değil, içinde bulunan ama araştırma yapma külfetine girmeyenler de oldum olası bu şehrin CHP’de olduğunu, asla bir başka partinin kazanamayacağını zannetmektedir.
Bu kanaat külliyen yanlıştır:
1950-60 arasında Rauf Onursal ve Enver Dündar Başar gibi isimlerle İzmir Belediye Reisliğinin en az yarı süresi DP/Demokrat Partidedir. Araya darbenin cunta reisliğinin girdiği de olmuştur. 1964’ten 1973’e kadarsa AP/Adalet Partili Osman Kibar, İzmir Belediye reisidir. İzmir’in büyük caddelerinin hemen tamamı bu başkan zamanında açıldığı gibi yolları da asfaltlayıp şehri toz-dumandan kurtardığı için bir haber başlığı münasebetiyle hemşehrileri O’na “Asfalt Osman” lakabını vermişlerdi. Daha sonra devreye yine bir cunta 12 Eylül 1980 yönetimi girmişti. ANAP/Anavatan Partisi’nin bir yıl önce iktidara gelmesiyle de şimdilerde hasta yatağında herkesten dua bekleyen muhterem Mustafa Necati Özfatura’nın küçük biraderi Burhan Özfatura, İzmir Belediye Başkanı olmuştu. Bu Başkan, ta 1989’a kadar arka arkaya seçim kazanarak iş başında kaldı. 1950-2000 arası da alınsa 1960-2000 arası da alınsa muhafazakâr iktidarların İzmir’e hizmet dönemleri zaman itibarıyla takriben yarı yarıyadır.
1989’dan bu yana sola yatkın isimlerin kazanmasının sebepleri sağ iktidarlar tarafından çok esaslı şekilde tahkik edilmelidir. DP, AP ve ANAP İzmir’de uzun süreli olarak belediye seçimlerini kazandığı hâlde neden DYP ve iki bin başından bu yana da AK Parti İzmir’i kaybetmektedir?
Eğer; İzmir’de, İzmirlide bir saplantı, peşin hüküm vs. olsaydı 50’li, 60’lı, 70’li’ 80’li yıllarda da muhafazakâr yahut sağ iktidarlara oy verilmezdi. İzmir ve İzmirliyi anlamakta kavramakta bir eksiklik olduğu düşünülmeli.
Sebep her ne olursa olsun sonuçta kaybeden İzmir’dir. Birkaç yıl evvel bu tarihî şehrimize gittiğimizde gördüğümüz şehircilik ve geri kalmışlık manzarası karşısında hem şaşırmış ve hem de çok üzülmüştük.
Bir dünya markası olması gereken İzmir, bu hâllere gerilememeliydi. Sağduyulu İzmirli seçmenin vaziyetin idrakinde olduğuna şüphe yoktur. İzmirlinin bedavadan kapılmış bir CHP’li imajından ve çalışsa da çalışmasa da adı geçen partiyi sırtlamaktan yorulduğunu tahmin ediyoruz.
Eğer; Cumhur İttifakı, İzmir’de halkı heyecanlandıracak devasa projeler sunar, Başkan adayı eski Ticaret Bakanı Nihat Zeybekci’nin unutulmayacak bir gayretle çalışmasından başka, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Konak Meydanı’nda birkaç kere seçmenle buluşur ve bu buluşmaların en az birinde MHP lideri Bahçeli de kendisine refakat ederse...
İzmir, zihinleri tutmuş kanaatlerin aksine kâbus dolu bir rüyadan silkinip gerçeğe dönebilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.