TÜRKİYE’Yİ BİRLEŞTİRDİN AZÎZ ŞEHİR!..

A -
A +
Manevî harcını, Harput’tan yükselip engin kanatlarıyla seni koruyan velilerin kardığı, maddî varlığını sana ismini veren Sultan Azîz’in kurduğu ey Azîz Şehir!..
Has ismiyle El Azîz, resmî adıyla Elazığ, tarihî geleneğiyle Harput!..
Sen, evet, 6,8 gibi büyük ve zor bir zelzele yaşadın. Ama;  bu, mes’elenin görünen tarafıdır. Bu mes’elenin bir de görünmeyen tarafı var ki o da senin ülken adına, milletin adına, devletin adına, bekamız adına, birliğimiz ve beraberliğimiz adına öz evlatlarını feda etmendir. Bu vatanın çocukları sevgiyi, muhabbeti, aşkı öteleyip nefrete bulaşınca hatalardan hatalara düştüler. Giderek uyuşan taraflar azalırken, ayrışan taraflar keskinleşiyordu. Bu milletin fertleri, yekdiğerine ters bakar hâle gelmeye başlamıştı.
Tehlike büyüktü.
Oysa biz, bir, beraber ve dimdik olmalıydık. Zira; biz, Kelime-i şehadet getirip İslâm’ın nuruyla nurlandıktan sonra bir tek gayemiz oldu; Muhammedî  izzet ve şânı, her tarafa yaymak ve Allah’ın ismini yüce tutmak, İslâm sancağını küffara çiğnetmemek. Bundan dolayıdır ki atlarımızın nallarını üç kıt’aya silinmez mühürler olarak vurduk. Ama gün geldi bugün, bu ülkenin çocukları, birbirlerine öfkeyle bakar oldular.
Ey Azîz Şehir,
1050’den bu yana  toprağına düşmanın adım atmaya gücünün yetmediği şehir. Ey, ideolojiler ve bölünmeler ihaneti, doğu iklimimizi kararttığında çifte su verilmiş çelikten iradesiyle vatanı böldürtmeyen, şuna-buna yem ettirmeyen yiğit şehir!..
Sen, bu defa da bir başka destan yazdın!
Bu ülkenin insanları, “birleştik, kenetlendik, bir ve beraber olduk!” desinler diye, silkinsin ve kendilerine gelsinler diye, İbrahimî bir ahlâkla öz evlatlarını feda ettin. Onları -muhakkak ki- şehîd verdin. Yaşanan, evet  görünüşe göre bir depremdir. Gerçekteyse bir kucaklaşma, belki bir nefs muhasebesi, olabilir ki bir tövbe. Deprem şekline bürünmüş bu fedakârlık, bu İbrahimî ahlâk, millet şuuru ve millet muhabbetini kalplere ve kafalara nakşetmenin ta kendisidir.
Ey Azîz Şehir, sen hep böyleydin, Allah’ın lütfuyla hep de böyle kalacaksın.
Senin mayan pak.
Sen, bir Harput gülü gibi emsalsizsin.
Sen, bir zor zamanda Türkiye’yi birleştirdiğin, bu ülkenin vatandaşlarına aynı duyguları yaşatıp aynı dili konuşturduğun için şimdi çok daha güzelsin. Umulur ki şimdi Harput Kalesi’nin başı daha bir diktir. Balak Gazi memnun, Sultan Abdülaziz mesrûr, Osman Bedreddin Hazretleri, bizlerden râzıdır.
Şehitlerimize  “ölü” demeye zaten yetkimiz yok. Yaralılarımızsa bu günün iz ve hatıralarını bir ömür boyu bir şeref madalyası gibi taşıyacaklar.
Ey güzel insanlar şehri, senin için ne denilse ne yapılsa lâyıksın.
Sen hep azîz ol,
Ey Azîz Şehir!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.